“Kabul etmemizin istendiği bir hayatın yanlış olduğuna dair inancımızın dışında hiçbir şey doğru değildir. Hiçbir şey doğru değil idiyse her şey mümkündü.”
Üzerime kapatılmış dört duvarın arasından, parmaklıklardan ve saçlarımın üstündeki örtünün altından sesleniyorum. Ben varım, nefes alıyorum ve istediğim gibi var olacağım. Çocukluk anılarımın tümüne yayılmış o saplantılı ve iğrenç baskıyı size anlatmak istiyorum. Hikayem, bütün hikayelerde olduğu gibi muhafazakar bir ailede başlıyor. Küçük yaşlarımdan itibaren dinle iç içe bir ailede büyüdüm.
Fatihalar, Yasinler, her şeyi iyileştirebileceğine inanılan dualar ve benim bedenim. Çünkü ilk tahakküm ve kısıtlanma bedenden başlar.
Küçük bir çocukken dahi pantolon giymem yasaktı, giydiğim etekler yüzünden dizlerim yaralanırdı. Yaşıtlarımla uyum sağlamayan uzun eteklerin yarattığı garipliği hissettim. Hep biraz sessizdim, hep biraz kenardaydım. Hiçbir zaman ait olamadım. Ben sorgulamaktan korkan, dindar bir çocuktum. Halbuki oyun oynamayı seven, hayal kuran, sokaklarda kovalamaca oynayan bir çocuğun Allah’ı düşünmek için pek de zamanı olmamalıdır. Liseyi elbette, önceden belirlenmiş o örtüyü takarak, bir İmam Hatip lisesinde okudum. O yaştan itibaren 4 sene boyunca yaşıtım olan karşı cinsle konuşmadım; haramdı, bakmak bile büyük günahtı. Bu korkular içinde kambur ve gözlerim yerde yürüdüm. Ancak ne kadar kirlenirse kirlensin, düşünmek isteyen meraklı bir beyni engelleyemezlerdi. İnternete erişiyordum. Sokakta gördüğüm, cehennemde yanacakları ezberletilmiş o insanların dünyasını merak ettim. Çok okudum. Yasakların ardına geçip, dünyayı bana öğretilenden farklı bir şekilde algıladım. Tüm bunlar sonucunda herhangi bir dine inanmayan ancak dünyaya iletişimi engelleyen bir kumaşa sahiptim. Başörtüsü benim için sadece kumaş değildi; sokakta bir erkeği öperken tedirginlik, sanatsal bir etkinlikte yalnızlık hissi, bira içerken biri fotoğrafımı çeker mi tedirginliği, olmadığım her şeyi olduğumu sanmalarının yanılgısıydı. Sadece saçlarımı değil, kim olduğumu da örten bir kumaştı.
Kendime küçük özgürlükler yarattım, ikircikli bir hayata başladım. Uzak olan yerlerde, küçük bir tuvalete sığınıp saçlarımı başörtüden kurtararak rüzgarı hissettim. Hapishaneden küçük kaçışlar yarattım.
Zamanı gelince tüm bu esaretin bir gün biteceğine, tüm kavgaları göze alıp kendim olma cesaretini göstereceğime inanıyorum. Siz, o baskının altının altında ruhunu dik tutan, o güzel kadınlara da inanıyorum.
Eminim ensemizin arkasında hissettiğimiz o baskıdan bir gün kendimizi kurtarıp, mazgal deliklerinden sızacağız.
(Görsel: Ulla Thynell)
“Ben varım, nefes alıyorum ve istediğim gibi var olacağım.” için 2 yanıt
Kutluyorum kizim, yolun ve gelecegin acik olsun.
Özgürlük Emek İster (Bulutsuzluk Özlemi)
…
Aç güzelim saçını
Savursun rüzgar
Aç güzelim saçını
Güneş parıldatsın
Aç güzelim saçını
Yağmur ıslatsın
Dökülsün damlalar
Tellerinden
Biliyorum seni saran o çemberi
Biliyorum özgürlük emek ister…