Bir kızım oldu ve sormaya başladım, kızımın da eşi için bu fedakârlığı yapmasını ister miydim?

Başkalarına cesaret versin diye yazıyorum. Herkes gibi ben de muhafazakâr bir ailede yetiştim, başörtüsü takmam için herhangi bir baskı yaşamasam da kılık kıyafet konusunda çok fazla baskı yaşadım. Üniversite bitti, iş hayatına atıldım. Biraz olsun özgürleşince istediğimi giymeye başlamıştım ki eşimle tanıştım ve sonrasında tekrar hatta daha ciddi kurallar geldi hayatıma, seviyordum ve fedakârlık yapmalıyım diye düşünüyordum. Uzun kollu giysiler, popoyu kapatan tunikler ya da hırkalar giymem şart olmuştu. Sadece saçım açıktı, yaz sıcağında dahi üzerime ince bir hırka ya da uzun bir tunik giyiyordum.

İnsanların kolların yanık mı iz mi var diye sormasından utandığım için 30 yaşında ‘Bari başörtüsü takayım tam olsun, en azından garip sorular ile karşılaşmam’ dedim.

O dönem de başörtüsünü dinin bir emri sanırdım. Kapandıktan 1 yıl sonra bir kızım oldu ve sorgulamaya başladım, kendi kızımın da eşi için bu fedakârlığı yapmasını ister miydim? Açsam günah mı işlemiş olurum diye korkularım vardı. Sonra ilahiyatçı bir kadının tesettür ile ilgili yorumlarını izledim; başörtüsünün dinen zorunlu olmadığı, başörtüsü diye bir şeyin uydurulmuş bir dayatma olduğunu öğrendim. Açılma kararıma eşimden çok annem babam tepki verdi, açamadım. 1 yıl sonra onlara hiç sormadan, açılacağım demeden, iğne olmak için kapalı olarak girdiğim hastaneden açık olarak çıktım. Eşim sadece baktı, bir şey demedi, arabamıza bindik, ‘Başını örtmeyecek misin?’ dedi. ‘Hayır, artık boğuluyorum’ dedim. Ertesi gün işe gittim, iş arkadaşlarım şaşırdı, onlara bakıp gülerek ‘Aaa başörtümü evde unutmuşum’ diye espri yaptım. Bir süre şaşkın bakışlar olsa da daha sonra kimse önemsemedi. 2 yılı aşkındır başörtüsü takmıyorum, uzun kollu giymiyorum, uzun tuniklere elveda dedim. Tayt, sıfır kol ve istediğim her şeyi giyiyorum. Eşim belki kızıyordur ama artık sormuyorum. Karışmasına asla müsaade etmiyorum. Açılmayı düşünen arkadaşlar korkmayın, hiçbir şey olmuyor, kimse karışmıyor; eğer izin vermezseniz. Soranlara, tuhaf bakanlara, kızanlara imaj değiştirdim diyerek gülün geçin. Gülmek ve mutlu olmak her şeyin ilacı… Ve bunu hak ediyoruz, tek bir yaşamımız var, onu da başörtüsü altında boğularak yaşamayın. Yalnız değilsiniz, cesur olun, utanmayın, korkmayın, anne babanız istemese de siz onların evladısınız, bir şekilde kabullenecekler, alışacaklar. Ertelemeyin, erteledikçe yapmanız zorlaşır. Bu kararı verdiyseniz hemen şimdi çıkarın o örtüyü ve çıkın, saçlarınız için güneş ve rüzgâr sunan şu evrene bir selam çakın! Yeni bir hayat sizi bekliyor ve her şey çok daha güzel olacak.

(Görsel: Emile Nolde)

“Bir kızım oldu ve sormaya başladım, kızımın da eşi için bu fedakârlığı yapmasını ister miydim?” için 3 yanıt

  1. Ölümden sonraki hayatı düşünmeyince insan bu dünyada her istediğini yapar tabi. Ancak bunun bir de sonrası var. Ahirete inanmıyorsanız bu yaptıklarınız çok da saçma değil. Ancak ahirete inanıyorsanız eğer kendinizi bile bile ateşe atıyorsunuz demektir. Kuran okuyup araştırın ve dünyadaki bu kısacık hayat uğruna ahiretinizi, sonsuz hayatınızı mahvetmeyin bence.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir