Merhaba, ben daha yolun başındayım. Ne yapacağımı, nasıl bir yol izleyeceğimi inanın hiç bilmiyorum. Bu sene 8. sınıfa başlayacağım ve bana “özgür” gezebileceğim sadece 1 yıl daha tanınıyor.
Şu yaşıma kadar hep “Diz üstü giyme, kadınlar sokakta kahkaha atmaz, kısa tişörtler giyme, kapan artık, çok konuşma, size laf düşmez, kızlar evlerinde anneleriyle iş yapar…” gibi algılarla büyütüldüm. Daha dinen farz değilken bile namaz kılmadığım için şiddete uğradım. Dinimi sorguladım, “Ben kızıma böyle yapmayacağım” dedim. Ama ben daha küçüktüm ve bu hayat böyle devam edemezdi.
İsyan ettim, özendim, şort giyememek içimde hep bir ukde kaldı. Her gün “Namaz kıl, artık Kur’an oku, kafanı kapatmayı eğer kendin istemezsen zorla olacak.” gibi psikolojik şiddete maruz kalıyordum. Bunun ne kadar yaraladığını ancak benim gibiler bilir. Ailem yobaza karşı beni bir kere bile savunmadı, aksine yobazla yobaz oldu. Vücudumu hep utanılması gereken bir şey gibi öğretmişlerdi bana. Gülüşümü, saçlarımı, bacaklarımı sakınmalıydım. Haramdı, günahtı, babam kızardı, ayıptı. Başta mücadele edemeyeceğim sandım, daha sonra yalnız olmadığımı ve bir ‘kadın mücadelesi’nin içinde olduğumu öğrendim. Beni dövebilirlerdi, elimden sahip olduğum her şeyi alabilirlerdi, ama özgürlüğümü alamazlardı.
Özgürlüğümü vermeyecektim, onların istediğini yapmayacaktım, ne pahasına olursa olsun asla pes etmeyecektim. Umarım başarabilirim.
(Görsel: Bruce Mozert)