Merhaba. Daha yolun çok başındayım. Ergenliğe girmeden, 6 sınıfa tamamen kendi isteğiyle kapanmış biri olarak başladım. Regl olup kadınsı ve genç kız gibi hissetmeye çok özeniyordum, ama işin aslı hiç öyle olmadı.
Kapandıktan sonra baskılar arttı, ailem fazlasıyla muhafazakar. “Bayan çok gülmez, dar giyinmez, erkek kardeşine bile çekici, seksi görünmemeli” (Burada kastettiğim evde şort yada ipli giymek, ben kendimden biliyorum bizzat şortlarımın yırtıldığını, sadece evde giymiş olsam bile.) Neyse, konuyu çok dağıtmayalım. Geçen yaz aynaya baktım, dedim ki; ben bu örtü içinden çıkmalıyım, sıkılıyorum, istemiyorum. Bu fikrimi aileme söyledim ama evlatlıktan reddetmeye kadar gitti, zaten İmam Hatip lisesinde okuyorum, ortaokulum da İmam Hatip’ti.
Her şeyden uzaklaştım, her şeyden nefret ettim. Tiril tiril, rengarenk elbise giyip bu güzel ergenlik yıllarımı geçirmek yerine, siyah şala hapsolmuş bir vaziyette ilerliyorum. Güzel bir kızım, bu ego kasmak değil, açık halim daha güzel geldi hep. Bir süre daha bu açılma olayı içimde frenlensin diye saçlarımı çok çirkin bir biçimde gecenin 3 buçuğunda ağlayarak kestim. Bunları ben haketmedim.
(Görsel: Helene Delmaire)