Saçlarımı hiç istediğim gibi yapamazdım evde. Babam hep kızar, toplatırdı. Giydiğim her kısa ya da dar şeyde Allah hem ailemi hem de beni yakardı. Yavaş yavaş işlenmiştim. Olması gereken belliydi ve ben henüz 15 yaşındayken bir gün pat diye kapattım başımı. Bunu hep kendi isteğimle yaptığıma inandım ya da inanmak istedim. Kafamda bu konuya dair soru işaretlerinin oluşmaya başladığı dönemde babamın henüz 13 yaşındaki kız kardeşim için söylediği şu cümlelerle kafamda şimşekler çakmaya başladı: “Daha küçük diye bir şey demiyorum ben ona. Yoksa kapattırırım başını.” Kendi isteğimle kapatmasaydım aynı şey bana da olacaktı. Bu zorlamayı kaldıramayacağım için kendi kendimi kandırmışım. Yıllardır bir kandırmacayla yaşıyormuşum. Artık dayanamıyorum. Aynaya baktığımdaki yansımama yabancıyım. Gittikçe dayanmak daha zor oluyor benim için. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ailemle yaşayacaklarım korkutuyor beni. Gerisi umurumda değil. Neden bana bunu yaptılar? Şimdi kendimi bir zorlamanın kurbanı gibi hissediyorum. Bir gün nasıl pat diye kapattıysam başımı pat diye de açacağım. Ben, ben olduğum için sevilmek istiyorum. Böyle sevemeyenleri de hayatımdan çıkartacağım. Bu çok tüketici bir süreç. Kendimle verdiğim mücadelelerden yoruldum. Tek istediğim özgür kalmak. Her şeyi göze alıp bunu başaracağım.
(Görsel: Donna Mibus)