17 yaşındayım. 5. sınıfta kendi isteğimle kapandım. Ve ortaokulda kendi isteğimle İmam Hatip’e başladım. Kendi isteğimle evet ama daha çok istemek zorunda bırakıldım diyebilirim. Sosyal çevremi hep annem seçti. Sonralardaysa hep bana “Sen İmam Hatip’e gideceksin.” “Üniversitede şu yurda gideceksin.” “Kendini şöyle yetiştireceksin.” falan da filan da. Çevrem benim için önemli değildi. İnsanların bakış acısı vs.. Sadece annem babam benim için önemliydi. Pek çok kez hakkımda gururla konuştular.
Eşarbımı hep kötü yapardım. Çünkü kimse bana nasıl yapmam gerektiğini öğretmedi. Uzun tuniklerin altına ultra bol paça pantolonlar giyerdim ve kötü bir fiziğim vardı. Uzun yıllar hiçbirini umursamadım. 8. sınıfa geldiğimde bunu istemediğimi kendime itiraf ettim. Daha sonra liseye geçtim ve lisede isteyerek kapanmamış bir arkadaşımla tanıştım. Ona kendi hikayemi anlattım o da bana anlattı.
9. sınıfın ikinci dönemine doğru o kız dışarıda açık gezmeye başladı. Onu gördükçe aynısını yapmak istedim ama içimden kendi kendime “Sakın” diyordum. “Sakın yapma annen çok üzülür.” Ama daha fazla dayanamıyordum ve açtım başımı. Bunu özenti sanabilirsiniz ama bu özenti değildi, sadece kız bana ne yapmam gerektiğini gösterdi. Aynen benim daha sonraları ne zaman küçük çarşaflı bir kız görsem önünden yürüyüp başımı onun görebileceği şekilde yanındaki annesinin kin dolu bakışları altında açmam gibi.
Çok net hatırlıyorum evin civarında açmaktan korktuğum için Taksim’e gitmiştim. Yanımda arkadaşım vardı. Daha metro çıkısında onca insan varken başımı açmıştım. Ve size o saçıma ilk rüzgar değdiğindeki hissi anlatamam. Şu an yine saçıma rüzgar değiyor ama o his çok başkaydı. Önce dedim ki “Bunu bir daha yapmamalıyım.”. Kendime sözler verdim. Sonra yine dayanamadım ve ne zaman ilçe dışı bir yere gitsem başımı açtım.
Annem o arkadaşımdan etkilendiğimi düşündüğü için arkadaşlığımı kesmemi istedi. Gizli gizli buluştum.
Dini sorgulamaya başladım. Ve neredeyse dinden çıktım. Daha sonra aileme “Artık takmayacağım.” dedim. Beni hocalarla onla bunla görüştürdüler ama bir işe yaramadı. Babama en son “Yarın açılıyorum baba.” dedim, babam da “Benden izin alma.” dedi, “Benim sana izin verme hakkım yok, açılacaksan açıl.” ve açıldım. Annem kendisini odaya kapadı. Bağırdı, ağlamaya başladı ve yaklaşık 2 hafta ağzını açmadı. Evdeki herkes sinirini benden çıkarıyordu. Abim sıkıldıkça bana vuruyor, babam durup dururken bağırıyor falan. Bir gün babam basit bir şeyden kafamda tabak kırmıştı. Sadece sinirlerini çıkarıyorlardı ve açıldığın için diyemiyorlardı. Annem kafamdan camları ayıklarken ağladı ve beni affetti. Şu an aramızda pek bir sorun yok. Dini sorunlarımsa bitti ama hala sorularım var. Sadece başörtüyü çıkarınca rahatladım ve açıkçası tanrıya olan nefretim bitti. Onu kabullendim. Her şey geçti. Hep geçer zaten.
(Görsel: Aleksandra Waliszewska)
“Lisede isteyerek kapanmamış biriyle tanıştım. Ona kendi hikayemi anlattım, o da bana anlattı.” için bir yanıt
Tanrının verdiği akılla bir gün herkes kendi doğrusunu bulacak.
Biraz cesaret lazım.