Küçükken dini konulara çok meraklı ve bunları uygulamayı seven biriydim. Tabii o zaman ailemin baskısı yoktu, kendi isteğimle yapıyordum bunları.
11 yaşıma kadar da böyle devam etti. 11 yaşıma geldiğimde beni zorla kursa gönderdiler, daha yaşım çok küçüktü ve beni yatılı kursa gönderdiler. Kursa başladığımda açıktım ama oradaki herkes kapalıydı ve annem de bana yavaştan baskı yapmaya başlamıştı. 12 yaşıma doğru annemin ağlamaları ve beni zorlaması yüzünden kapandım. Kapandığım günden beri dışarı çıktığımda kendimi hapisten kaçmış gibi hissediyordum, bir kukla gibi, annemin üzerinde oynadığı bir deney gibi…
3 senem böyle geçti, denedim, alışmayı çok denedim; namaz kıldım, dua ettim, fakat olmadı, alışamadım. Onca yıla rağmen tam 2 sene yatılıya gönderdiler, beni okula göndermeyeceklerdi fakat ben direndim ve kurstan çıkmayı başardım. Okulda 5 ve 6. sınıfı okumadım ben, direkt 7’ye geçtim. Hayatımı mahvetti annem, daha çok dine bağlamaya çalışırken beni dinden soğuttu, İslam’dan soğuttu, Allah’tan soğuttu. Bana “Kapanmak nasıl bir duygu?” diye soran insanlara; “Sakın kapanmayın berbat bir duygu” diye bahsettim. Benim daha çok diğer insanlara örnek olmam lazım değil miydi?
Neyse ben lisede açılma kararı aldım. Dışarıda annemden gizli olarak açılmaya başladım ve artık anneme söyleme cesaretini kendimde buldum. Annem beni evlatlıktan reddedeceğini, annelik hakkını helal etmeyeceğini ve onunla birlikte yaşayamayacağımı söyledi. Ben pes etmedim, bunu birkaç kere daha konuştum ve işler şiddete dönünce konuyu kapattım. Şimdi 15 yaşındayım ve bu sefer de ağzımı bantlamışlar gibi hissediyorum, artık annemle doğru düzgün bu konuyla ilgili konuşamıyorum….
(Görsel: Salvador Dalí)