Merhaba, bu sefer de ben yazmak istedim; belki cesaretlenmeme yardım edersiniz.
20 yaşındayım. Yaklaşık 4 senedir başımı örtüyorum. Bu kararı 10. sınıfın yaz tatilinde aldım. Aslında bana pek de uygun bir karar değildi, bunu şimdilerde anlıyorum. Ayrıca hiç sağlıklı bir karar da değildi, çünkü 10. sınıfta psikolojik tedavi görüyordum; ailemle de sorunlar yaşıyordum, antidepresan kullanıyordum vesaire… Psikoloğumla son görüşmemde kendimi inandırma ihtiyacıyla “Ailem benim iyiliğimi istiyor” gibi cümleler kurmuştum ve “Öyleyse artık gelmene gerek yok ama kendini kötü hissedersen direkt gelebilirsin” demişti, ben de bir daha hiç gitmedim.
10. sınıfın sonuna doğru buna gerçekten inandım ve artık iyiye gitmeye başlamıştım. Okul tatil olmuştu ve ben de tatilin son aylarında dini içerikli videolar yayınlayan kanalları izlemeye başlamıştım; Hayalhanem, Sözler Köşkü… İnternetten tesettür kıyafetlerine bakıp hevesleniyordum. Annem “Kapansan ne güzel olur, ne zaman kapanacaksın?” deyip duruyordu. Bir de hep “Kapanırsan açılamazsın, açılmayacaksın” diyordu. Bir gün alışverişe çıktık ve ben kapanacağımı söyledim. O da hiç sorgulamadan ‘Tamam’ dedi. Hayır, yani eğer çocuğun aniden bunu söylüyorsa dur ve de ki “Emin misin bak, neden kapanmak istiyorsun?”. Yani çocuğum bunu Allah rızası için mi istiyor diye sorgula… Geriye dönüp bakıyorum da derdim Allah’ın rıza değildi, annem mutlu olsundu. Annem otoriter bir kadındır diyebilirim, sevgisini de öyle açıkça belli etmez küçükken ailesinden ayrı olduğu için. Bense sanıyordum ki annem beni sevmiyor ve başımı kapatırsam beni sevecek, sevgisini gösterecek. Ama ne saçma bir düşünce, değil mi?
Şimdiyse ne yapacağımı bilmiyorum. Üniversite kazandım, okuyorum. 20 yaşındayım, başta da söylemiştim. Ama korkak hissediyorum; kendi bedenimle alakalı istediğim kararı aileme söyleyemiyorum. ‘Tam yeri’ diyorum, hadi kızım söyle, ama olmuyor… Acaba yapmak istemiyor muyum diyorum ama kendimi böyle özgüvensiz hissediyorum. Makyaj yapıyorum, pantolon giyiyorum mesela. Bunlar doğru değil ama yapmak istiyorum. Ben saçlarımla çok ilgiliydim önceden. Her gün örerdim, farklı topuzlar yapardım ve kendim gibiydim. Şimdiyse başörtü ile özellikle kapalı yerlerde boğuluyorum sanki. Bazen derste başörtümün önünü açıp arkama atıyorum. Bu tesettür değil ki, yapamıyorum işte.
İslamiyet’i araştırıyorum bu ara, bir şeyler okuyorum. Ben neden erkekler için başımı kapatayım ki, benim vücudum bu. Neden erkekler beni görüp tahrik olmasın diye bu zorluğu çekiyorum? Hem erkekler ve kadınlar hak olarak eşit olmalı. Neden onlar için 1 ayette sadece bir cümle varken bizim için birçok farklı cümle ve farklı meal var diye düşünüyorum. Erkeklerle ilgili bir ayeti herkes aynı yorumlarken kadınlarla ilgili ayetler niye farklı anlamlara da geliyor? Ben kendi vücudumla ilgili şeylere kendim karar vermek istiyorum… Ama yine de aileme söyleyemiyorum, kafayı yiyeceğim sanırım. Bana yardım edin. Sanırım korkuyorum okula gönderilmezsem diye. Kaldığım yurda ödenen para cidden yüksek. Hem okuyup hem çalışsam bunları nasıl ödeyeceğim, nasıl geçineceğim?
(Görsel: Esther Sarto)
“Erkeklerle ilgili bir ayeti herkes aynı yorumlarken kadınlarla ilgili ayetler niye farklı anlamlara geliyor?” için 7 yanıt
Bence başarabilirsin henüz 20 yaşındasın daha önünde koskocaman bir hayat var eğer bir şekilde başarmış olursan zor olacak ama istediğin gibi yaşamış olacaksın
Bu akşam babama söyleme kararı aldım gerçi o çok da sorun etmez gibi geliyor bana şans dileyin…
Boşver geçer gider çokta şey yapma
Hangi ayetler olduğunu söylersen isabetli olur. Kuran’da erkekler için de birçok ayet vardır
“Ben neden erkekler için başımı kapatayım ki, benim vücudum bu. Neden erkekler beni görüp tahrik olmasın diye bu zorluğu çekiyorum? ” Aslında insan bu ve ibadet olarak sayılan her ne varsa ancak kendisi için yapar. Nihayetinde bunlara karşılık olarak vadedilenler şahsidir. Hikayenin karşı tarafında biri olarak kadınların tesettüre girip kapanmaları ne kadar zor bunu bilmem pek mümkün değil. Fakat erkeğin tesettürü olan”gözleri kapatma”nın ne kadar zor olduğunu iyi biliyorum. Özellikle bu konuda erken yaşlarda bir terbiye, bir yaklaşım biçimi kazandırılmadıysa. Bunun kendi menfaatine olduğuna ikna olduğunda üstesinden gelmesi kolaylaşıyor. Yani kadın ve erkek için imtihanın zorluğu değil de çeşidi farklı gibi. Türkiye özelinde bakılınca yoksulluk, yaygın ve yoğun psikolojik sorunlar çeşitli güven problemleriyle beraber insanlar sahip olduklarını düşündükleri ve inandıkları her ne varsa bunları ikna yoluyla değil de baskıyla elde tutmaya çalışıyor. Kadınlara karşı olan tutum bununla ve görece kadınların daha “kıymetli, değerli” bulunmasıyla alakalı gibi. Kadın kıymetli olduğu için “elde edilmeye çalışılan bir unsur”.Kendisine, karşısındakine ve çevresine güvenmeyen insanlar karşısındaki kadının en ufak bir boşlukta “yoldan çıkacağı ya da birileri tarafından elinden alıncağı” düşüncesine kapılıyor. Kendisine güvenmediği için kendinden kolayca kopacağını, muhattabına güvenmediği için kendine göre “kötü” olana eğilimli olduğunu, çevresindekilere güvenmediği için onlardan hep kötülük geleceğini düşünüyor(uz). Erkek açısından hikaye başka türlü işliyor fakat sorunun kaynağı aynı sayılır. Çok ciddi bir güven problemi var. İnandıklarımızı sağlam bir şekilde ifade edecek bilgi birikimiz yok. Haliyle kendimize güvenerek farklı fikirleri dinlemeye tahammülümüz yok. Kendi “himayemizde olanlara” da inandıklarımızı anlatarak değil dikte ederek aktarmaya çalışıyoruz. Sonucunda “himaye olan” kendinde güç bulduğu anda kendi istediği yöne doğru gidiyor. Kendisini “himaye edenlere” ters bir yönde ise psikolojik hatta fizksel şiddet ortaya çıkıyor. Muhtemelen onlarda bunu neden yaptıklarını bilmiyorlar. Tıpkı neden inandıklarını bilmedikleri gibi. Geleneksel islam anlayışının modern zamanların getirdiklerine karşı alternatifler sunamamasının da katkısı büyük. Çözümü nedir/bilen kimse var mıdır bilemiyorum. Türkiye’de sıkışmışlıklar arasında kalmış insanların yaşadıkları problemlere çözüm üretilinceye kadar daha çok insanın hayatı bu ve bundan ağır sancılarla geçmeye devam edecek. Sonuç olarak dürüst ve iyi niyetli olarak bir yaşam sürmek isteyen cinsiyet farketmeksizin herkes için hayat zorlu imtihanlarla bezenmiş. Hakikati arayan ve ona tabi olmak isteyen herkesin Allah yardımcısı olsun.
Güven problemine dair:
“2008 tarihli Dünya Değerler Araştırması’nda Türkiye kişiler arası güven anketinde 60 ülke arasından sonuncu durumda. Öyle ki, Türk toplumunun sadece yüzde 4.9’u “Diğer insanlara çoğunlukla güvenilebilir” diyor ki, bu oran sadece 20 yıl önce korkunç bir soykırım yaşamış olan Ruanda ile aynı düzeyde. (Buna karşılık en yüksek güven oranlarına sahip olan Norveç veya İsveç gibi ülkelerde, “Diğer insanlara çoğunlukla güvenilebilir” diyenler yüzde 70’in üzerinde.”
Kaynak: https://www.al-monitor.com/pulse/tr/contents/articles/originals/2014/11/turkey-polls-turks-dislike-everybody.ac.html
Tam olarak neyi savunduğunu anlayamasam da bakış açın ve konuyu ele alış tarzın yazdığın şeyi bana tekrardan okutturdu. Fikirleri merak edilesi biri gibisin. Özellikle -anladığım kadarıyla- farklı şeyleri savunduğum birinin fikirlerini bu denli açık yazması benim için bu fikirleri anlamak adına bulunmaz fırsat. Görmesen de teşekkürler.
Özgürlüğünüzü kısıtlayan aileniz bile olsa bunun için savaşın. Utanmayın, sıkılmayın, vazgeçmeyin. Umarım herkes bu savaşı kazanır.