Hepimizin asıl duygusunun korku olduğunu anladım ve bu yazıya ihtiyacınız olduğunu düşündüm.

Merhabalar! Buraya daha önce de bir mektup yazma olanağım olmuştu, o mektubun yayınlandığı tarihten beri ikinci mektubu yazmayı bekliyordum. Bugüne kısmet oldu. Üzerine farklı insanların yazdıklarını fazlasıyla okudum ve temel olarak hepimizin asıl duygusunun ‘korku’ olduğunu anladım.

Önceden tesettürlüydüm, sonrasında ise istediğimi yaptım ve başörtümü çıkardım. Çok zor psikolojik süreçlerden geçerek (1 hafta evime girememek, aylarca yüzüme bakılmaması ve psikolojik baskı uygulayarak anksiyetemin ilerlemesine neden olunması gibi şeyler) bu noktaya geldim. Sırf bunların yaşanmasından ve sonuçlarının bende oluşturacağı etkiden ‘korkarak’ 1 yıl boyunca ev dışında başörtüsüz, aile yanında başörtülü yaşadım. O zamanlara baktığımda özgüvenimin sıfırlandığını, hiçbir şeyi kendi başıma yapabileceğime inanmadığımı görüyorum. Bazen geleceği hayal ederdim ve “Bu bir hayal olduğu için kendimi saçlarımla beraber düşünebilir miyim acaba?” diye içimden geçirirdim. Ama o kadar korkutulmuştum ki hayallerimde bile istediğim gibi olmaya çekinirdim. Kendimi ikna etmek 1 yılımı aldı, okuldan alınacağımı bildiğim için mezun olmayı bekledim. O süreci burada paylaşmıştım, benden cesaret alıp tesettürünü çıkaran çok arkadaşım oldu. Çoğunu bu site ile tanıştırdım, yazılar onlara güç verdi.

Yazılarınız çok güzel, kendinizi çok güzel ifade ediyorsunuz ama bir arkadaşımdan örnek vermek istiyorum. Arkadaşım 3-4 yıldır okuldan alınma korkusu ile ailesinin yanında dindar bir kimlikle, dışarıda ise istediği gibi yaşadı. Özel okulda okuduğu için okul parasının kesileceğine inanıyor ve çok korkuyordu. En sonunda bir arkadaş grubu olarak bir araya geldik ve kendisini cesaretlendirmek için aylarca uğraştık. Kendisi de cesaret alınca tesettürünü çıkardı ve ilk kurduğu cümle “Ben bundan mı korkarak yıllarca kendimi pasifleştirmişim? Çok pişman hissediyorum.” oldu. Ben de aynı şeyi demiştim; evime girmeme izin verilmemesine ve gardiyanlarım tarafından sanki hapishanedeki katil gibi algılanmama rağmen bunlara dayanabileceğimi hiç düşünmemişim. Ama dayandım, ‘Korkuyorum’ dediğim ne varsa karşısında cesurca durabildim çünkü istediğimi yapabildiğime ve kimse beni eskiye döndüremeyeceğine göre her şeye kafa tutabilirdim.

İnsan olmak öyle bir şey ki psikolojik darbelere göğüs geremeyeceğinizi düşünerek kaçıyorsunuz ve sonra gücünüzün farkına varıyorsunuz. Korktuğumuz zaman objektif bakamıyoruz ve farenin gölgesini görerek aslan zannediyoruz. Aileniz veya çevreniz sizi ayıplamaz ya da fiziksel/psikolojik darbelerle sizi yıldırmaya çalışmaz gibi bir şey demiyorum. Aksine tam olarak bunu yapacaklar, böyle sosyal linçler ile sizi bıktıracaklarını düşünecekler ama siz yere düşüp düşüp tekrar kalkarak ‘Artık ben buyum!’ dediğiniz sürece ne kadar pasif kaldıklarını göreceksiniz. Çünkü siz de biliyorsunuz ki sizi güçlü görenler sizi korkutamazlar. Sizden güçlü olduklarını düşündükleri için insanlar üzerinize gelmeye çalışırlar, eğer bu düşünceyi kırarsanız kendiniz olabilirsiniz. Güçlü olmak bir özellik değildir, bir tercihtir diye düşünüyorum.

Eski ben ve burada bu yazıları yazan bütün kişiler; sorunumuz her zaman özgüvendi. Her zaman da özgüven olacak, kendinizin farkına varmanızı istiyorum. Yazdığınız mektupları okuyun, ne kadar güzel cümleler kullandığınızı ve potansiyelinizi görün. Aslında çoğunuz kendinizle ne kadar gurur duymanız gerektiğinin farkında değilsiniz. Bu yüzden bu kadar korkmanız, kararsız kalıp arkanızda ailenizin en azından bir üyesinden destek arayışınız, ‘Arkandayız kızım’ demelerini isteyip kendinizi geri çekişleriniz. Bu yazıya ihtiyacınız olduğunu düşündüm, lütfen kendinize güvenin ve kararlı olun. Eğer size eski ben ile yeni ben’i gösterme şansım olsaydı aradaki direnç ve istikrar farkını çok net görürdünüz. Kendiniz için her bir şey yaptığınızda güç kazanacaksınız. Ayaklarınızın yere sağlam basmasını istiyorum, sevgilerimle!

(Görsel: Daniel Pollera)

“Hepimizin asıl duygusunun korku olduğunu anladım ve bu yazıya ihtiyacınız olduğunu düşündüm.” için 5 yanıt

  1. Merhaba tam da ihtiyacım olduğu zamanda okudum yazınızı. Ben üniversite 1.sıniftayim ve basimi yeni açtım. Babamdan duymadığım hakaret kalmadı. Yuzume bakmıyor beni eve almayıp okula gondermemekle tehdit edip tekrar ortu takmamami istiyor cok kararsizim ben ortunmek istemiyorum. Bana bir fikir verin lutfen

    • En azından okul bitene kadar, evde onların yanında kapali disardada açık yaşayın, ancak okul bittiginde tam olarak açıl çünkü ancak mesleğini alinca özgür olabiliyorsun, kendi ayaklarinin üstünde durabilen birisine pek işlemez onlarin baskıları ve bunu biliyorlar. Biraz sabir kardeşm.

  2. Kesinlikle tekrar kapanma, geri dönme. Birkere yaparsan tekrar tekrar yapmanı isteyecekler. Sadece cevap verme suskun kal ama geri adım atma. Alışacaklar zamana bırak. Sessizliğin gücünü kullan.

  3. Çok haklısın. Aslında olayı bu kadar uzatanlar ve zorlaştıranlar biziz. Korkarak, çekinerek, ya böyle olursa, ya şöyle olursa diyerek sürekli kendimizi yiyip bitiriyoruz. Tek yapman gereken kafana örtü takmamak ve bu iş bitecek. Artız özgürsün. Aslında bu kadar basit. Bunun dışında kalan her şey gelip geçici, sadece kısa bir süre kulaklarımızı kapatmamız gerekiyor. Teşekkürler, iyi ki varsın!!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir