Her akraba ziyaretinde “İlahiyat mı okuyacaksın?” muhabbetleri…

Ben Nazlı, 18 yaşındayım. İmam Hatip yolculuğum babamın zoraki inadıyla ve başörtüsü takmam da bir hevesle 11 yaşında başladı. Zaten 5 yaşındayken matematik öğretmenim bir veli toplantısında anneme başörtüsünün gerekliliğini vurgulamıştı. Azınlık tarafta olmamak için biraz da hevesle ‘Tamam’ dedim. Bilenler bilir, böyle radikal kararlar bir kere alınır. Küçüktüm, nereden bilecektim ben böyle olacağını. Keşke diyorum, annem böyle ağır bir yük yüklenmeme izin vermeseydi. Çünkü toka değildi bu, algılayamıyordum.

Yıllar geçti, ben de örtümle bağ kurdum. Sevdim, belki de sevmeye çalıştım. Kitaplar okudum, öğrenme aşkıyla yandım tutuştum. Lisede de İmam Hatip’te devam etmek istedim. Polatlı Fen’e gidecekken vazgeçtim, yoluma devam ettim.

Lise 2’de okulda bir hafızlık projesi başlattılar. Akademik başarımızla paralel öğrenim göreceğimiz sözüyle başladık. Meğer öğrenci kıyımıymış. 1,5 yıl yatılı kaldım; aptalmışım, fark edemedim. 1 yıl kendi çabamla yarı yol aldım. Zorlandım, bırakmak istedim; psikolojik baskı yaptılar. Ailem uzaktaydı, oradan ayrılsam gidebileceğim diğer tek yurdun da kontenjanları doluydu. Kapana kısıldım, psikolojim altüst oldu. 16 yaşında güya muhafazakâr hafız hocaları biz öğrencilerle uğraşıp durdular. Son raddeye gelene kadar 1 ay boyunca ailemin yanına gitmeme ve dışarı çıkmama izin vermediler. Sonra zaman geçti, bir şekilde kontenjan bulundu. Derken 18 yaşına geldim.

Üniversite sınavı öğrencisi oldum. Taktığım şal zamanla beni boğdu, özgüvensizliğe hapsetti. Sonra her akraba ziyaretinde “İlahiyat mı okuyacaksın?” muhabbetleri… “Sen küçükken çok cıvıl cıvıldın” derdi annem; sesimi hep birlikte kesmişiz, onu da sonra anladım zaten. Örtümü hiçbir zaman dikkat çekmek için kullanmadım. Aşk meşk işleriyle alakam olmadı, sevemedim hiç. Sosyal medyaya bakıyorum ara sıra; eleştirmek huyum değildir ama öyle şeyler görüyorum ki “Ben bu camiadan olmak istemiyorum” diyorum, ayıp ediyorum belki de.

Geçmişe dönüp bakıyorum, ben o renkli çocuk olmak istiyorum. Ben de denize girmek, yağmurda saçlarımı ıslatmak istiyorum. Yalnızca bağlı olduğum dinle tanınmak değil biraz da kendim gibi, ‘ben’ gibi tanınmak istiyorum. 9 yıl sonra bile olsa.

(Görsel: Bernard Buffet)

“Her akraba ziyaretinde “İlahiyat mı okuyacaksın?” muhabbetleri…” için bir yanıt

  1. Ya aynı durum bende de var ve gerçekten depresyondayım her sabah ağlıyorum artık dayanamıyorum lütfen bana instadan ulaşabilir misin @mel.yldrm09

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir