Benim ailem aşırı dindardır. 7 yaşından beri psikolojik baskı ile bana namaz kıldırmaya çalışıyorlardı ama ben hep kılıyormuş gibi yaptım. 10 yaşında daha regl bile olmamışken kısa kollu ve pantolon giymem yasaklandı, örtünmem istendi. İtiraz ettim ve 13 yaşıma kadar dar pantolon ve sıfır kol kıyafetler ile başım açık gezdim. Sonra uzun kollu olmayan tüm kıyafetlerimi alıp çöpe attılar, bir sürü yeni kıyafetler aldılar; zorla kapattılar. Ama ben 18 yaşıma gelene kadar okul haricinde asla etek giymedim, tunik almadım. Hep makyaj yaptım, bone takmadım, hep yarım yamalak kapalıydım. Hiçbir gün isteyerek örtmedim. Hatta sırf başörtüsü ile okumam için başörtüsünün okullarda yasak olduğu dönemde beni özel bir okula bile gönderdiler. Boğuluyor, bunalıyordum ama yine de takıyordum o başörtüsünü. Allah’a hep inandım ama başörtüsü ve namaz gerekliliği kabullenmedim.
Üniversiteye geçerken açılmak istedim; bana ‘deli’ dediler, kafayı yediğimi söylediler. “Buna büyü yapmışlar” dediler. Beni bir sürü hocaya okutturdular. Gitmediğim psikolog kalmadı, psikologların hepsinin “Sadece bunalmış, ciddi psikolojik bir şeyi yok” demesine rağmen inanmadılar. Zorla özel bir psikiyatri hastanesine yatırdılar; orada 3 ay kaldım, her gün ne kadar normal olduğuma dair laflar duydum. Çıkınca içime kapandım, aylarca kimseyle konuşmadım. Yine hiçbir şey değişmedi. Yine kapalıydım, yine zorla namaz kılmam gerektiği söylendi. Üniversitede aşırı dindar kişilerden uzak durdum, uzun süre kimseyle arkadaş olmadım. İçime kapandım, hiç kendim olamadım; açılmak istedim, yine yapamadım. Şu an mezunum ve hala tesettürlüyüm ama iş bulabilirsem ayrı bir eve çıkıp istediğim kişi olacağım. Dinin baskı ile sevdirilemeyeceğini anlayacaklar.
(Görsel: Kerry Phippen)