Merhaba. Ben bu sayfayı kurulduğu ilk günden beri yakından takip eden biriyim. Ve içimi dökmeye çok ihtiyacım var. Belki söylediklerim ihtiyacı olan birine iyi gelir.
Küçükken birkaç kez tacize uğradım ve yaklaşık 4 sene boyunca psikolojik tedavi gördüm. Geceleri uyuyamazdım. İlaçlar ile uyutmaya çalıştı ailem beni. İlaçlar beni bambaşka biri yaptı. Özgüvensiz, içine kapanık, çok sessiz, herkesten uzak; âdeta ruh gibiydim. Ailem halimi görüyordu. Psikoloğa götürerek bana destek olduklarını sanıyorlardı. “Benim psikoloğa değil size ihtiyacım var, sizin sevginize ihtiyacım var” diyemedim hiç. Çocukluğum antidepresanlarla korku dolu ve bomboş geçti. Mutlu bir çocuk sanıyordu beni gören. Ama öyle değildim. İçimde kopan fırtınaları bir tek ben hissediyordum.
Yıllar geçti, şimdi 15 yaşındayım. Artık geceleri uyumaktan korkmuyorum, artık uyku ilacı kullanmıyorum ama yine uyuyamıyorum geceleri. Uyku bana uzak. Günlük yaşamımı da anlatayım. Ailem çok muhafazakar değil. En azından şimdilik. Annem çok sert biri. Kendi kararlarının her zaman doğru olduğunu düşünüyor. Babamsa sakin sessiz biri. Evde en iyi anlaştığım kişi o. Evin en baskın üyesi annem. Özellikle bana karşı çok baskıcı. Ona göre dünyanın en günahkar, en kötü, en bencil, en ahlaksız insanı benim. Evde bir sürü günah işleyen var ama annemin günah olarak gördüğü tek şey benim kırık dökük saçlarım. Hayatım boyunca hep onun istediği biri oldum. İlkokul ve ortaokulu birincilikle bitirdim. Kazandığım liseye birincilikle yerleştim. Eski okulum eve çok yakındı, eve hiç geç gidemedim. 10 dakika geç kalsam annem peşimden gelirdi. Ortaokul arkadaşlarımla bir kere bile buluşamadım. Beraber sinemaya gittiler, ben katılamadım. Pikniğe gittiler, ben katılamadım. Yaşadığım şehir küçük ve güvenli bir şehir. Ama annem hiçbir zaman bana izin vermedi. Bu yaşıma kadar hep evden okula ve okuldan eve şeklinde bir düzenim ve çok sıkıcı bir hayatım vardı. Annem izin vermiyor diye şort ya da kapri giymedim, hiç askılı tişört giymedim. Hiç dar pantolon giymedim. Köyde arkadaşlarım yollarda oyun oynarken ben hep evde oturdum. Sırf annem istiyor diye hayatı kendime zindan ettim.
Küçükken liseye geçince başörtüsü takacağım diye söz vermiştim; bu yüzden şimdi çok baskı yapıyor. “Hadi kapan, hadi kapan” deyip duruyor. Saçlarım çok kırık mesela, kestirmek istiyorum; “Kapanırsan böyle bir sorun kalmaz” diyor. Saçlarım çok kabarık, düzleştirmeye çalışıyorum; kızıyor. Yahu neden bu kadar taktın benim saçlarıma be kadın? Zaten hep senin istediğin gibi yaşıyorum. Senin beğendiğin kıyafetleri giyiyorum. Senin sözünden hiç çıkmıyorum. Arkadaşlarımla buluşmuyorum. Sessiz sakin biriyim. Yüzüm güneşten mahvoldu, sırf sen izin vermiyorsun diye kapatıcı sürmüyorum. Sınıfın en başarılı öğrencisi benim. Yarışmalarda derecem var. Bol bol kitap okuyorum. Yedi sene boyunca Kur’an kursuna gittim. Hep senin istediğin gibiyim, hep. Neden senin için doğru olan bunca şeyi takdir etmek yerine sadece saçlarım yüzünden beni her gün kırıyorsun? Benden daha mı değerli benim kırık dökük saçlarım? Sen ne dersen de anne, ben kendi kararlarını verecek kadar akıllıyım. Benim kendi iradem var. Ben düşünen bir insanım ve düşünerek yaşamak istiyorum. Sen ya da bir başkası benim hakkımda büyük kararlar veremez.
Kız kardeşlerim, şimdi sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Biz hepimiz öncelikle birer insanız, bunu unutmayın. Önce iyi insan olmalıyız. Düşünmek çok önemli. Araştırın, öğrenin, öğrendiklerinizi de düşünün. Sizin mantığınıza uyuyor mu diye bir bakın. Sorgulayın. Bilgili bir insan olmak çok güzel bir şey. Kızlar, kızlarım; güçlü olun. Yılmayın, pes etmeyin. Tanrı bize sadece bir kere yaşama şansı veriyor. İyi yaşayın kızlar. Mutlu olmak için çabalayın kızlar. Kendi ayaklarınız üstünde durmayı öğrenin kızlar. Ben de öğreniyorum. Beraber öğrenelim kızlar. Hadi güzel kızlarım, size yapılan baskılar sizi yere düşürmesin. Dimdik ayağa kalkın. Silin gözyaşlarınızı, sizi üzeni güldürmeyin ağlayarak. Arada ağlayın kızlar, ağlamak güzeldir. Ama ağladıktan sonra gözyaşlarınızı silip koskoca gülmeyi unutmayın. Beraberce direnelim. Dünyadaki bütün kötülüklere beraber göğüs gerelim. Hepinizi koskoca öpüyorum.
“Ben şimdi diyorum ki buna inanmak gerek. Bir susam gibi boyuna sulamak umutsuzluğu ve direnmek hep direnmek devam etmek adına diyorum ki acılığı eksilmesin ağzımızdan.”
Turgut Uyar
(Görsel: Akira Kusaka)
“Evde bir sürü günah işleyen var ama annemin günah olarak gördüğü tek şey benim kırık dökük saçlarım.” için 4 yanıt
Merhaba,
Anneniz sadece sevgisini nasıl göstereceğini ve tacizin kadının giydiğiyle alakalı olmadığını bilmeyen biri. Elbette toksik aileler var fakat sevilmediğinizi düşünmek, kendinizi yalnızlaştırmak kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülük. İnanın 28 yaşımdan 15 yaşıma hitaben yazıyorum bu yazıyı. Sevgisini göstermesine yardımcı olun. Başörtüsü konusunda da bildiğinizden şaşmayın.
Haklısınız, psikolojik sorunlarım var kendimi çok çaresiz hissettiğim anlar oluyor bu yüzden umutsuz oluyorum. Sevgisini göstermesi için hep suyuna gidiyorum ve arada bir işe yarıyor. Teşekkür ederim desteğiniz için♡
Sen daha 15 yaşındasın kuzum.15 yaşındaki bana geri dönüp baktım da keşke senin gibi düşünebilseydim.Ben de anneme söz vermiştim ve lisenin ilk günü kapandım ve herkese bunu istediğimi söyleyerek…Simdi 20 yaşındayım ve artık istemedigimi ifade edebilirim diye düşünüyorum oysa ki 15 yaşındayken de ifade edebilirdim belki daha kolay olurdu her şey.Belki de o zamanlar kendimde o gücü bulamamıştım ben ama sen çok güçlüsün.Hep içinin sesini dinle,hep kendini nasıl mutlu hissediyorsan ve için nasıl rahat ediyorsa öyle düşün,konuş,davran.Seni seviyorum.Ha bi de unutma asla yalnız değilsin aslaaa❤❤❤❤
Hikayen benimkine o kadar benziyorki gözlerim doldu umarım ileriki hayatında çok mutlu olursun