Ben başörtümü hep annelerinin elinden tutmuş küçük kapalı kız çocuklarının yanında açardım.

Buraya daha önce de hikâyemi anlatan bir yazı göndermiştim. Altına anlattıklarımın yalan olduğunu söyleyen yorumlar geldi. Ne ilginç değil mi? Ben buraya hayatımı yazıyorum. Kızlarını zorla kapatan o insanlar gelip yaşadıklarıma kötü tasarlanmış kurgu muamelesi yapıyor.

Bugün burada özel hayatımdan çok bahsetmeyeceğim. Genel konuşacağım ve biraz da arkadaşlarımdan bahsedeceğim.

Ailem bana neden sorunlu insanlarla arkadaş olduğumu soruyor. Sorunlu ortamlarda büyüyenlerin sorunlu arkadaşları olur. Sorunlu arkadaşları sorunlu yapansa aileleridir. Bizleri zorla kapatıp sonra zorla İmam Hatip’lere yolladılar. Benimle aynı dertten mustarip bir sürü arkadaşım oldu. Zorla kapatılmış, İmam Hatip’e verilmiş, açılmak isteyen, saçlarını açmayı hayal bile edemeyen, belki medreseden sıyrılıp tek derdi İmam Hatip’te de olsa okumak olan, Taksim’de içip ertesi gün okula kapalı gelen, lezbiyen ama dindar görünen, çıplak fotoğrafları okulda yayılan kapalı kızlar; kısacası bastırılmış bir sürü arkadaşım oldu. Ailelerimiz çok ilginç, değil mi? Bizi zorla kapatıyor ve sonra dindar ortamlar olduğunu düşündükleri; ama bir o kadar hastalıklı ve çok çeşitli insanların da bulunduğu bir ortamlara bizi kendi elleriyle gönderiyorlar ve sonra suçu bizde arıyorlar. Şanslarına küssünler, biz sadece birbirimizden güç aldık.

Ailem bana kavga ederken şunları söyledi; “Biz seni Kur’an kurslarına gönderdik, İmam Hatip’e gönderdik, namazlarını kılman için elimizden geleni yaptık”. İyi yaptınız babacığım. Ben saçımı ilk kez, o çok güvenerek gönderdiğin okuldaki arkadaşımın yanında açtım. Birçok arkadaşımın da açılmasına şahit oldum. Orada ezikliğimden kurtuldum. Özgüven sahibi oldum. Artık beni üzemiyorsunuz mesela. Dayak arsızı olduğumu ve artık ne söylediğiniz sözlerin ne baskınızın ne tehditlerinizin bir işe yaramadığını fark ettiniz. Artık beni saldınız. Önce beni tükettiniz, ardından kendinizi. Bunu gerçekten hak ettiniz anneciğim.

Söylemek istediğim başka şeyler de var. Ben daha önce kendi hikâyemi buraya yazdım. İmam Hatip’ten bir arkadaşım yanımdaydı. Başörtümü hınçla sokağın ortasında çıkarmıştım. Şimdi biraz da başka bir arkadaşımdan bahsetmek istiyorum. Kendisi tanıdığım en zeki insanlardan biridir. Aynı zamanda çok da güzeldir ama kendisini pek beğenmez. Bunun sebebini tahmin etmek pek zor değil. Bir gün onu aradım ve dedim ki; “Hadi gel Üsküdar’a gidelim, saçlarını açacağız.”. Bunu ben oldukça rahat söyledim ama onun sesindeki heyecan, saçlarımı gizlice açtığım günlerdeki ruh halimi tokat gibi yüzüme vurdu.

Saçlarını daha önce kapayıp açmamış olanlar bu söylediğimi asla anlayamayacak. Kısaca anlatayım. O an eşarbı çıkarmak senin için dünyanın en büyük meselesi haline gelir. Başörtüyü çantana attığında belki de dünyanın en mutlu insanı olursun. Saçların rüzgârda savrulur ve emin olun ki bu küçümsenecek bir şey değildir. Artık normal bir insan olmuşsundur. Zaman ilerledikçe kendini bu duyguya kaptırırsın. Normal şartlarda kapalı olduğunu bile unutursun. Vakit daraldıkça daha çok hızlanırsın, sanki bir yere yetişiyormuşçasına. Sanki sen hızlanınca saçların güneşle daha çok vakit geçirecekmiş gibi. En sonunda o iğrenç an gelir. Artık saçını kapamak zorundasın. Annenin sana verdiği vakti sonuna kadar kullandın ve hatta o vakit geçti bile. Tanıdıkların olduğu riskli bölgeye geldin. Şimdi sakince saçını kapa. Eve bazen gülümseyerek dönersin, bazen de bunu sana yapan herkese lanet ederek. Ama sonuçta o eve girersin. Kapıdan girer girmez öylesine yaptığın başörtünü bir köşeye fırlatırsın. Böyledir işte açılmak. Bir günde iki kişilik yaşarsın. Ben genelde ikiden fazla yaşardım.

Arkadaşımın kişiliğiyse bana tamamen tersti. Ben başörtümü hep annelerinin elinden tutmuş küçük kapalı kız çocuklarının yanında açardım. Onlara kendimce yol gösterirdim. Arkadaşımsa vapurun tuvaletine girdi. Kabinlerin boşalmasını bekledi. Kapalıyken sürmediği kalemini çekti, rimelini sürdü. Kapalıyken ne sürerse sürsün çirkin olacağını düşündüğü için makyaj yapmadığını söylemişti bana bir keresinde. Ona çok güzel göründüğünü söyledim. İlk defa bana inandı belki de. Tuvaletten çıktık. Sanki herkes ona bakıyormuş gibi başını yerden kaldıramayarak geldiği yönün tersine doğru vapurun üst kısmına yürüdü. İnsanlar onu eleştirecek diye korkuyordu. Ailesi olsa öyle yapardı çünkü. Vapurda çok rahat olamadı. Çıktığında hafiflemiş gibiydi. Sürekli fotoğraf çekindi mesela. Asla paylaşamayacağı ama varlığının bile onu mutlu ettiği fotoğraflar. O gün onu görseydiniz belki anlardınız ama benim onun mutluluğunu kelimelere dökecek kadar Türkçem yok. Eve giderken yolları uzattık, saçı daha fazla açık kalsın diye. Eve vardığında bana yazdığı mesajlardan bile sevgi fışkırıyordu. Geçirdiğimiz o birkaç saat ona belki şu an bile kullandığı mutluluklar verdi. Şu an ne durumda olduğundan burada bahsedemem ama pek iyi sayılmaz; malum, aile.

Kısacası bazen Allah adı altında ailemiz bizim cezamızı veriyor. Ben şu an Müslüman değilim, dün abimin de olmadığını öğrendim. Burada bu yazıları kinle okuyan aileler olduğuna eminim. Bence bize bunu kimin yaptığı bir düşünülmeli. 17- 18 yaşlarında çocuklarız. Yaşadığımız ortamı, eğitim gördüğümüz okulu, hatta dinimizi onlar seçti. Öyleyse şimdi de onlar düşünsün neden dinsiz olduğumuzu.

(Görsel: Marie Muravski)

“Ben başörtümü hep annelerinin elinden tutmuş küçük kapalı kız çocuklarının yanında açardım.” için 8 yanıt

  1. kimse buraya birilerini inandırmak için sahte senaryolar uydurmaz onları takma.. bir kaç kere başörtüyü çıkarmak belki kısa bir zevk olabilir ama ondan sonra aynı şeyi yaşayacağını düşünmekte pek farklı bir his değil. umarım aileleriniz sen ve arkadaşlarına iyi davranır

  2. Aynı durumdayız. Bunlara kim yalan diyorsa kesinlikle bu zorlukları hayal bile edemez. Ben 5 yıldır kapalıyım saçlarımı sadece ailem görmeden birkaç saniyeliğine balkonda açabiliyorum. O zaman da komşular görecek diye korkuyorum. Bi kez olsun saçlarımı dışarda açmaya cesaret edemedim çünkü bu konuda kimse yanımda olmadı. Bazı arkadaşlarımın hakkını yemeyeyim temelli açılayım diye destekliyorlar ancak iki yüzlü gibi hayat yaşamamı istemedikleri için dışarıda saçımı açmamı istemiyorlar. Belki ben de bir gün en azından kısa süreliğine saçlarımı dışarda açmanın zevkini tadarım. En azından temelli açılma şansım olana kadar rüzgarı hissetmek isterim. Bizi bu hale getirenler de kesinlikle bize bunları direten ailelerimiz…

  3. Okadar güzel yazmışsın ki bu hissi iyi biliyorum.. Ve annesinin elini tutan küçük kız çocuklarının yanında açmanı da kalbimle destekliyorum. Kimbilir kaç tanesi senin yaptığını hatırlayacak ve saçlarını özleyecek. Kimbilir kaçı başaracak ya da başaramayacak. Aileler okuyorsa kendilerini bu yazıda bulacak. Yazdığın için teşekkür ederim

  4. 32 yil önce kadınları kapalı gezen bir ailede büyümüş bir kız olarak üniversiteye başladım. Bizimkiler dindarliktan değil mahalle baskısından kapalıydılar. Ben açıktım. Üniversiteye başladığımda turban yasaktı ve peruk takmak zorunda kalan arkadaslarim icin çok üzülürdüm. Kapanmaya zorlanmakla açılmaya zorlanmak aynı şey bence. Yıllar geçti üniversitede fikirlerimiz değişti tutucu ailemin bile konuşa konuşa fikirlerini degistirdim. Sonunda annem teyzem bile o yaştan sonra başını açtı. Zorlanmadan kendi inanci ile başörtü takanlara saygım sonsuz. Fakat örtünmesi gerekmediğini bile bile bir kadının örtünmeye zorlanması çok aşağılayıcı. Malesef dünya böyle kızlar mücadeleye devam. 32 yıldır hurafelere inanmasınlar diye ailemi sürekli mantıklı düşünmeye ikna ediyorum ve savaşıyorum. Siz de savaşmaya devam edin sizi özgür bırakacak bir erkek ile evlenin. Çoğu arkadaşım ve ben bunu yaptik. Başarılar dilerim güçlü kızlar.

  5. Bende okul kursuna gidiyorum bahanesiyle bir apartmanın girişinde yada bir mağazanın kabininde başörtümü çıkarırdım hep. Bunu sayamadığım kadar fazla yaptım ve her zaman hafta sonunu bekledim kurs bahanesiyle dışarı çıkmak için her defasında saçlarımı bir apartmandan girişinde açtım taki yaz tatili gelene kadar yaz aylarını sırf okul kursu olamayacağı için sevmezdim bidaha saçlarımı açamayacağım için.. ama artık bunu yapmak o kadar zor ve can sıkıcı geliyor ki arkadaşlarım açık olduğumu ailem ise kapalı olduğumu biliyor ikili bir yaşam benim için o kadar zor ki hala daha açık resimler çekip paylaşıyorum ve bundan bile sıkıldım daha canlı boydan güzel kıyafetlerimle çekilmiş resimlerim olmasını isterdim oysa.. Umarım birgün bende başarırım hayallerimize kavuşmak dileğiyle. 0

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir