Bu yazıyı okuyacak herkese selam! Öncelikle şunu söylemek istiyorum, bu sitede daha önceden yazdığım ‘Dileğim iyi bir bilim insanı olmak ve kardeşlerimin de bu cehaletin altında ezilmelerine engel olmak’ adlı bir yazı daha var. Onu yazdığımda lise 3. sınıftaydım. Şimdi üniversitedeyim. Aradan 2 yıl geçti, üniversite sınavında psikolojik barajı aşamadım. Bunda ailemin katkısı yok değil, fakat ben de sınava çalışmadım. Depresyona girdim ve umursamadım. Şimdi günışığı benim için doğdu çünkü eve giderken başımı örtmüyorum. İstemediğim bir şeyi artık takmıyorum. Bir simge taşımıyorum. Amacım kimseyi kırmak değil ama bilin ki zorla yapılan hiçbir şey hiç hoş değil.
Üniversiteye gidince birçok baskıya ve tehdide rağmen ilk iş olarak başımı açtım. Derneklerden burs buldum, yarı zamanlı olarak bazı işlerde çalıştım. Burada size verebileceğim en iyi tavsiye şu; bu olayın psikolojik ve fiziksel baskısını en az hasarla atlatmanın yolu bir şeylere bağlanmak oluyor. Fakat bu bir sevgili ya da para gibi bir şey değil, bir amaç olmalı. Hayat birçok zorlukla dolu ve kimi kıyaslamalarda çok acımasız. Din seçme özgürlüğü, inanç özgürlüğü seçimlerinizden farklı bir şey, inanıyor olsanız da takmak istemiyorsanız istemiyorsunuzdur ve bu sizin hayatınız. Buradaki yazılarda ‘Eşim destek olmadı, abim destek olmadı’ gibi bazı ifadeler görüyorum. Kimsenin desteğine ihtiyacınız yok, bu sizin seçiminiz ve sizin hayatınız. Taktığınız başörtüsü herhangi birine ne bir zarar veriyor ne de bir fayda sağlıyor.
Ben başımı açtım ve bunu aileme bir yılın sonunda kavgalar ede ede kabul ettirdim. Nasıl para kazanabilirim? Benim yeteneğim ne? Ne yapmak istiyorum? Hayat ve gelecek nereye gidiyor? Bunları düşününce aile baskısı insanda çok ciddi yaralar açıyor, biliyorum ama aile evinden uzaklaştıkça olayları sürekli kurgulamak yerine onlara gerçekçi çözümler arıyorsunuz. Başörtüsü İslam’da vardır/yoktur ya da doğrudur/yanlıştır gibi bir şey söylemiyorum. Bunu tartışmak bambaşka bir yazının konusu olur. Buradaki yazıların çoğunda kendimden küçük küçük parçalar buldum, kendime yalnız olmadığımı söyledim. Kötü hissetmemiz normal ama yalnız değiliz. Bu olayın duygusal yanıyla ilgili olarak aklıma birçok şey aklıma geliyor ancak demek istediğim asıl şey; ayağa kalkmak için, kendi hayatınızı ve kendi seçimlerinizi yaşamak için kimseye muhtaç olmadığınız… Saçınıza rüzgâr değdiğinde, bir kıyafeti beğenerek giydiğinizde, kendinizi aynada gördüğünüzde duyduğunuz mutluluk; benliğinize olan saygınız ile beraber büyüyor. Bir kadın olarak bir yere gelebilmiş, belli bir başarıya sahip bir insanım. Ben başımı açtım ve eve dönünce hala dini baskı görüyorum. Biliyorum, hiçbir şey kolay değil ama başarmak çok güzel.
Sizi seviyorum; sizi bu yazıda ve bu anlamlarda kadınlar olduğunuz için, baskının farkında olup çözüm aradığınız için, kendi doğrularınızı bulmak istediğiniz için seviyorum. Ben de kız kardeşime yol, başka insanlara küçük bir ışık ve kendime de güç olursam ne mutlu bana! Ben başımı açabildim; korktum, destek görmedim, çok ağladım ama yaptım. Korku normal çünkü hayatın kendisi başlı başına korkunç. Aynı zamanda çok da güzel; sizin gibi güzel, saçınız gibi güzel ve inancınız gibi kendine has. Doğru tartışılır, din tartışılır ama özgürlük sorgulanamaz. Kimseye bir zararı olmayan özgürlük kısıtlanamaz.
(Görsel: Paula Rego)
“Mutluluk, benliğinize olan saygınız ile beraber büyüyor.” için 2 yanıt
Çok güzel yazmışsın başarı hikayesi görmek çok büyük mutluluk
Hepimize ilham ve kuvvet olacaksın teşekkür ederim
Seni tebrik ederimm, birçok insana umut olduğuna eminim. Şans seninle olsun, yolun açık ve aydınlık olsun?