20 yaşındayım, hayatım boyunca annemin baskısı altında yaşadım. Yanlış anlamayın, annem dindar ya da bağnaz değildir fakat baskıları farklı türdendir. Örnek verecek olursam küçükken okul gezilerine gitmeme izin vermezdi mesela, nadir – zar zor giderdim. Nedeni ise, başıma kötü bir şey gelmemesiymiş. Arkadaşlarımla da sık sık buluşamazdım. Annemin bu küçük baskılarını ilkokul ve lise hayatımda idare edebilmiş olsam da artık bu baskılar ciddileşmeye başladı. Dürüst olmak gerekirse annemin akıl sağlığının yerinde olduğunu düşünmüyorum, fazla saplantılı ve paranoyak birisi, bazen sevmediği insanlara kafayı “sağlıksız” bir şekilde takıyor.
Üniversiteyi, İstanbul’da okumamı istese de bir şekilde kendimi Londra’ya göndertebildim. Annemden gizli gizli arkadaşlarımın evlerine gidip, gizli gizli kulüplerde eğleniyordum – tıpkı normal bir genç kızın yapması gerektiği gibi… Fakat dediğim gibi, hepsi gizli. Zaten ergenlikteyken de arkadaşlarımla sağlıklı bir şekilde vakit geçirmeme izin vermiyordu, bu yüzden İstanbul’da çok geniş bir çevre edinemedim. Her neyse…
Londra’daki hayatım bir rüya gibi, çok güzel bir evde oturup, istediğim her şeyi yapabiliyorum. Yabancı erkek arkadaşım da var. Bu durumu annemden gizlemedim fakat annem kafasında senaryolar kurup, onun beni aldattığını düşünüyor. Annem, olmayan şeyleri bildiğini zannediyor fakat beni ve hayatımı hiç bilmiyor. Coronavirus nedeniyle Türkiye’ye geldiğim için annemin tacizleri daha da kötüleşti. Beni neredeyse her gün sözlü bir şekilde taciz ediyor ve hayatımın boşa geçtiğini söylüyor. Bunun nedeni ise, onun istediği gibi yaşamamam.
Bazen evde sinir krizleri geçiriyor ve kimse bir şey diyemiyor çünkü babam her zaman onun arkasında, haksız olsa bile… Bu sinir krizlerinde, evdeki eşyaları fırlatıp atıyor ve bana küfür ediyor. Ona ruhsal olarak hasta olduğunu söylediğimde daha da sinirleniyor. Gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum, yardıma ihtiyacı var. Bu arada çok şükür ailemizin maddi durumu iyi fakat bu annemin ruhsal durumuna yardımcı olmuyor. Bir anda çok iyiyken, birden bana saldırmaya başlıyor ve ben kendimi savunduğumda salak ve terbiyesiz oluyorum.
20 yaşındayım ve hayatımı kendim belirlemek istiyorum, evlilik planım yok ama annem beni şimdiden evliliğe hazırlamaya çalışıyor. Şimdi “kendimden büyük” birini bulmazsam evde kalacağımı düşünüyor. Tekrar hatırlatıyorum, 20 yaşındayım ve evde kalma düşüncesi bana çok eski kafalı geliyor. Annem de erken yaşta evlendi ve dünyada benzemek istediğim en son kişi maalesef ki annem. Ona acıyorum çünkü iyi durumda değil. İnsanların içinde bir maske takıyor adeta, fakat içi çürümüş. Kafasına boş şeyleri takıyor ve hayatı kendine de bana da zindan ediyor.
Şu an en büyük hayalim Londra’ya, evime dönmek çünkü ailemin evi hiçbir zaman kendi evim olmadı. Bana hep sert davrandılar ve istediğim her şeyi bana vermekle iyi bir ebeveyn olduklarını zannettiler. Şu an annemle en büyük fikir ayrılığımız evlilik konusu ve bu konuyu her gün açması. Erkek arkadaşımdan ayrılmamı istiyor çünkü o yeteri kadar varlıklı değilmiş ve beni aldatıyormuş ama kendisiyle bir kez bile tanışmadı. Gerçekten garip bir kadın, ne yapacağımı bilmiyorum. Lütfen bana öneri verin, çünkü annemden nefret eder hale geldim. Kendi ruhsal sağlığı zaten bozuk fakat benimkini de bozacak gibi duruyor.
Ben erkenden evlenmek istemiyorum ve hayatımı özgürce, hata yapma korkusu olmadan yaşamak istiyorum. Anneme göre bir gün, bir partide “camdan” atılıp sakat kalacakmışım. Bu arada belirteyim; hayatımda hiç içki içmedim, sigara içmedim, uyuşturucu da kullanmadım, kullanmayı da planlamıyorum. Bunların olduğu ortamlarda bulundum fakat iradeli biri olduğum için asla kullanmadım. Ama annem bana ve irademe güvenmiyor. Anneme göre salak, baba parası yiyen bir kızım. Asıl annem beni bu hale getirmeye çalışıyor. Koca parası yiyen, boş bir cemiyet hayatı kadını olmayacağım. İngiltere’nin en iyi üniversitelerinden birinde okuyorum ve kendi çabalarımla girdim fakat anneme göre onun sayesinde girdim. Lütfen, artık dayanamıyorum. Annemi boğazlamak istiyorum, ne acı.
(Görsel: Henri Matisse)