Siyahşerit sayfasının önerisi ile buraya geliyorum, size danışmak istediğim bir konu var. Açılmak istiyorum ve ailem izin vermiyor ama gerçekten kendimi hiç mutlu hissetmiyorum. Başta kendim istemiştim ama şu an baskı ile yaşıyorum. Tesettürü, babamın ve çevremdekilerin vereceği tepkilerden dolayı yapıyor olmak; başımda bir yükmüş gibi hissettiriyor. Anneme ne zaman bu konuyu açsam, kavga ediyoruz, “Baban duymasın” diyerek konuyu kapatmaya çalışıyor.
Daha 17 yaşındayım, babama üniversiteye geçtikten sonra söylesem; okutmaz, biliyorum. Şimdi, söylesem sınav için kitap vesaire destek vermez. Üniversiteye geçtikten sonra desem, ya okuldan alır ya da ortama uyduğumu düşünür. Gerçekten istemiyorum. Herkesin ailesi gibi, anlayışlı olmalarını bekliyorum ama evlatlıktan reddedeceklerini biliyor olmak; beni hem strese sokuyor hem de çok yıpratıyor.
11 yaşında başımı örttüm, o zamanki o çocuğun sözünü doğru buldular ama genç bir kızın istekleri onlara yanlış geliyor. Başta, evet, kendim istedim ama çocuktum; bu kadar ciddi bir şey olduğunu düşünmüyordum.
Müslümanım ama dinden soğuyorum. Bunları onlara söylersem; beynimin yıkandığını, bu dünyanın gelip geçici bir heves olduğunu söyleyecekler. En büyük hayalim üniversiteye gitmek ama bu istediğimin gerçek olması için ailem için dört dörtlük olmam gerek. Ailem yüzünden sinir hastası oldum, onlara kalırsa kendim büyütüyorum ama kimse beni dinlemiyor. Öfkemi kontrol edemiyorum.
Babam şiddet uygulayacağı zaman, elini tutmuştum. Bu onu daha da çok sinirlendirmişti. Kötüler diyemem ama mükemmel de değiller. Aynalara baktığımda, kendimi böyle görmek istemiyorum. Başörtüsüne karşı değilim; aksine kendi isteğimle, içimde olarak yaşasam ve sevsem; bu durumda olmam. Ama şu an o kadar yoruldum ki… Başörtülüyken “Yaşından büyük duruyorsun”, “Oje süremezsin”, “Kolların kısa”, “Pantolonun paçası fazla yukarıda, indir onu”, “Balkona bir daha başı açık çıkarsan, kafanı koparırım” ve annemin “Baban kabul etmez” deyişleri…
Çoğu kez ölmek istedim, denedim de hatta. O zaman bile beni suçlu gördüler. Beni anlamıyorlar, onları seviyorum, evet, ama nefret ede ede sevgimi körüklüyorlar. Bir kuşu elinde fazla sıkarsan nefes alamaz ve ölür. Ben o kuş olmak istemiyorum. Kafesin içinde geçen hayatımdan tatmin olmamı bekliyorlar benden.
(Görsel: Cinta Vidal)