Merhabalar! Ben anonim. Hikayem bazılarından farklı. Normalde yazılar, denemeler ve şiirler ile kendini yeterli seviyede ifade edebilen ben, şu an ne yazacağımı bilemiyorum. Yalnızca içimi dökmek istedim, dolayısıyla bu satırlardaki olası noktalama ve anlam hataları için şimdiden özürlerimi sunuyorum.
Öncelikle kendimi tanıtarak başlayayım işe; ben anonim, 18 yaşındayım, üniversite sınavında derece yapıp üniversiteye 1. olarak girdim. Çok geniş alanda hobilerim var; bir müzik aleti çalıyorum, bilgisayar programcılığı ile uğraşıyorum, bolca kitap okuyup araştırma yapıyor, spor ve sağlıklı beslenme ile ilgileniyor, yeni diller öğreniyor ve öğrenmeye devam ediyorum. Eğitimimde ve sosyal hayatımda beni engelleyen baskıcı bir ailem yok, yani anlatmaya çalıştığım, aksine her an yanımda olan maddi, manevi destekçim olan bir aile söz konusu. Beni biraz olsun anlayabilmek için bu detayın önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Ben 11 yaşında kendi isteğim ile, bunun beni tanrıya daha yakın kılacağını düşünerek kapandım. Hatta o zamanlar peçe bile takabilirdim fakat ailem istemedi, ileride pişman olabileceğimi söylediler, keşke başörtüm için de aynısını söyleselermiş.
Her neyse, ben bu başımdakini yaklaşık 6 yıl taktım fakat son 1- 1,5 yıldır tanrı ve din görüşüm değişti ve başımdaki beni artık tanrıya yakın hissettirmemeye, aksine tanrıdan soğutmaya başladı. Farklı bir tarzım var, başımdakiyle yansıtılamayacak bir tarz. Ben bir prenses, günahsız bir melek veya bir partinin temsilcisi değilim. Ben, benim işte ve kendimi olabildiğince dış görüntümde de yansıtmak istiyorum. Fakat başımdakiyle bu bazen mümkün olmuyor. Dışarıya çıkacağımda, namaz kılacağımda veya başımı kapatmam gerektiğinde aynaya bakıyorum ve gözlerim doluyor. Orada sanki tamamen bambaşka bir kadın görüyorum. Mesele güzellik de değil, hatta başım açıkken bir tık daha çirkin görünüyorum. Yanağımdaki akneler öylece ortada mesela ama olay bu değil işte, ben böyle bir başkası gibiyim sadece… Yakın zamanda bu konuyu aileme açtım. Babam ne kadar üzülse de artık reşit olduğumu, bana güvendiğini ve nasıl rahat hissedeceksem öyle olmam gerektiğini söyledi. Kalan ömrüm boyunca bu şefkati unutmayacağım. Allah ondan razı olsun fakat annem çok sert bir tepki verdi. Bizde sülale baskısı çok ciddi seviyededir, onlar da bundan korkuyorlar. Ben de onlara yüklenecek çirkin ithamları çok net tahmin edebiliyorum.
Bana her konuda destek olan ailemin üzülmesine dayanamıyorum ve onlar için kafamdakiyle hayatıma devam ediyorum fakat bu durum beni günden güne daha depresif, sinirli, duygusuz ve inançsız bir insan haline getiriyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, yalnızca anlaşılmak istiyorum. Bu içimdeki boşluğun son bulmasını istiyorum, daha ne kadar dayanabilirim ve sonuçları ne olur kestiremiyorum. Kendimi ister istemez erkek kuzenlerim ve sülaledeki diğer erkekler ile karşılaştırırken buluyorum. Belki de “Haline şükret, durumun o kadar da kötü değil.” diyeceksiniz, bilmiyorum. Ne yazdığımın bile farkında değilim. Şu an pek sağlıklı düşünmüyorum, sadece siteyi keşfettim ve yazmak istedim…
(Görsel: Prudence Flint)
“Ben bir prenses, günahsız bir melek veya bir partinin temsilcisi değilim.” için 2 yanıt
Selam ulasabilecegim bir instagram adresi yazabilir misin sahte bir hesap da olabilir
merhaba, siz yazsanın ben ulaşsam?