İstediğim saatte dışarı çıkıyorum, istediğimi giyiyorum. Bunlar bizim gibiler için büyük devrimler.

Kendimi bildim bileli, dine yönelik yetiştirilmeye çalışıldım; kâh göreneklerden kâh dini inançtan. Babam çok dinci ve baskıcıydı. Okul gezi ve pikniklerine katılmama asla izin vermez, kot giymemi istemezdi. Sürekli etek-bluz takımları giydirirdi, çocuk kadın olurdum. Arkadaşlarım benimle “Kadın” diye alay ediyordu, çocuk kalbimin ne kadar çok kırıldığını daha dün gibi hatırlıyorum.

6-7 yaşlarında iken camilere, zorla Kuran öğrenmeye gönderildim. Tüm çocukluğum camilerde geçti, doyasıya bir yaz geçiremedim hiçbir zaman. Daha 11 yaşındayken yatılı Kuran kursuna verildim, günlerce ağladım, günlerce… Her gün arayıp beni almaları için yalvardım aileme, annem ağlamamak için telefonlara bile çıkmıyordu. Dümdüz bir duvar olan babamla konuşup, kapatıyorduk telefonu.

Yıllar geçti. Tabii lise sınavı için dershaneye gönderilmedim, babam liseyi ya okumamam taraftarıydı ya da okuyacaksam da İmam Hatip’e gitmem. Hafız olmamı istiyordu; hafız olan kişi, şefaat ile 40 kişiyi cennete sokacak ya sanırım istediği buydu. Lise sınavında beklenmedik bir şekilde bulunduğum ilin en iyi liselerinden birini kazandım, mecburi olarak gönderdiler.

Eskiden düğünde, bayramda zorla kapatılan kafam; artık her gün kapatılmak zorundaydı. Okula kadar babamla yürürdük, sonra ara sokaklarda başımı açardım. Bunu duyan okuldakiler; imamın kızı diye dalga geçmeye, dedikodumu yapmaya başladılar. İnsanların kafasındaki “Ateşinden kafasını açıyor” düşüncesi yüzünden, namussuzlukla suçlandım. Hadsiz insanların lakayt davranışlarına maruz kaldım.

Üniversite sınavında, öğretmenlik kazandım. Artık ailem umurumda bile değil. Eskiden onlar beni yönetiyordu, şimdi ben onları yönetiyorum. Biraz biraz özgürlüğümü kendi hakkımla kazandım; çok zor oldu, çok, çok zor… Psikolojik sorunlar yaşadım; aile baskıları yüzünden intihar dahi etmek istedim. Denedim ama sonuç olarak şu an hayatımın ipleri benim ellerimde.

Aile baskısı gören kızlarımıza sesleniyorum; pes etmeyin, dayanın. Eğitim almak için elinizden gelen her şeyi yapın. Lütfen, hayatınızı siz yönlendirin. Sakın “Evlenip kurtulurum” düşüncesine girmeyin; onu da denedim ama daha beter emin olun, eşimden de ayrıldım.

Kendisi dindar bir ailenin oğluydu, sabah akşam namazını kılardı ama beni defalarca aldatmaktan geri kalmazdı. Ne baba, ne koca; kimsenin sizi yönetmesine izin vermeyin. Şimdi istediğim saat dışarı çıkıyorum, istediğimi giyiyor, yiyorum. Bunlar bizim gibi insanlar için büyük devrimler. Kendi devriminizi yapın, eğitiminizi alıp kimseye bağımlı olmayın. Bu dünyaya bir defa geliyorsunuz, boyun eğmeyin.

Daha anlatamayacağım türlü psikolojik şiddete maruz kaldım, hep baskılanmaya çalışıldım; şimdi deist bir kadınım. Hayatımdan çok memnunum, kimseye hayatım hakkında söz hakkı tanımıyorum. Hayatımın bu zamana kadar ki en mutlu yıllarımı yaşıyorum. Özgürüm, özgürüm, özgürüm…

(Görsel: Kai Fjell)

“İstediğim saatte dışarı çıkıyorum, istediğimi giyiyorum. Bunlar bizim gibiler için büyük devrimler.” için bir yanıt

  1. Sizin düşüncelerinizde olan bur bayanım.Sizin yaşadığınızı kızım yaşıyor.Küçük yaşda evlilik yaptı.Alan sile kendimize göre yetiştiririz diye.Baskı sorumsuz eş.Eve gelen gelinin ailesi gelmiyecek evden dışlarken kaynanadan izin alacak.Evde çocuklarına eşine bakan hiç bir özgür hakkı olmayan birisi.Tam 21 yıl çekti..Şimdi kesin bitireceğim dediği an kocası evine bağlı düzeleceğim diye baskı yapıyor.Doktora gidelim yardım alalım gibi ikna sözcükleri ama kızım kesin kararlı.Sizin hayat hikayenizi okurken kızım aklıma geldi.Aradaki fark bn büyüttüm hep okumasını istedim.Babaya çok düşkün olduğu için babasının hatasını kızım çekti.Baba sevgisini ilk karşısına çıkan bu kişiye kandı inandırdı.Insallah doğru kararlar verip özgürlüğüne kavuşur..Tşk ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir