İnsanın hayata dair bakışı, hayatını belirler, değil mi? Benim içimdeki ben ile dışımdaki çok farklı.
21 yaşındayım, 13 yaşında kendi isteğimle kapandım. Annem, çevrem bu duruma o kadar şaşırmışlardı ki kısa süre sonra başörtüyü bırakacağımı düşündüler. Ama öyle olmadı, bir ara dine o kadar bağlandım ki feraceler, uzun eşarplar… Çevremdeki herkese örnek biri olduğumu söylüyorlardı, bu durum üniversite 2. sınıfa kadar devam etti. Şu an üniversite son sınıf öğrencisiyim. Son 2 yıldır kendi benliğimi tanıyorum, anlıyorum.
Kendini tanımak demek, kendine karşı dürüst olmak demektir. Ben kendime karşı dürüst değilim. Bu konudaki fikrimi asla arkadaşlarıma söylemememe rağmen geçen sene oda arkadaşım benim ilerde açılacağımı söylemişti. Bunun nedenini sorduğumda, çünkü için çok başka, demişti. Ve çok haklıydı ama ben bunun tam tersini savundum. Kendimi bu şekilde sevmeyi ve kabul etmeyi öğrenmek zorundaydım, bunun için çok uğraştım, hala uğraşıyorum. Eğer kendimi sevmezsem, başkalarını da sevemem. Çünkü kendimi artık çirkin hissediyorum, rol yaptığımı hissediyorum. Annem bu fikrimi biliyor ve destekliyor. Erkek kardeşlerim de bu fikrime saygı duyar ve destekler, biliyorum. Babamı da kısa süre önce kalp krizinden kaybettik. Ama ben bu kararı aldıktan sonra manevi olarak yaşayacağım şeyleri düşünüyorum. Her ölüden bir yaşam oluşur. Ölümden sonrasını düşünmeden duramıyorum, yanlış kararlar almak istemiyorum.
Ben biricik ve değerli bir insanım. Herkes öyledir. Öyleyse neden hissettiğim gibi yaşamıyorum diye düşünüp duruyorum. Ve düşündüklerim çok ağır geliyor bana. Çevremde bu olayı yaşayan evli, çocuklu ve kararlarını uygulayan birçok tanıdığım var, onları o kadar kıskanıyorum ki anlatamam. Sürekli kendimi onlarla kıyaslıyorum. “35 yaşına gelip çocuk sahibi olduktan sonra bu kararı almam mı daha iyi olur yoksa şu an bu kararı almam mı?” diye düşünmeden edemiyorum. Asla kendimi başkaları ile kıyaslamamalıyım, bunun farkındayım. Ben benim. Ama ben benliğimi hissedemiyorum. Özellikle bu durumu yaşayan arkadaşlara şunu sormak istiyorum. Manevi olarak ne hissediyorsunuz? Mutlu musunuz gerçekten?
(Görsel: Maria Berrio)