“Hayır olmaz, baban bizi öldürür.”

Merhabalar. Buraya bir başarı hikayesi bırakıyorum.

Sekiz yıl örtülü kaldıktan sonra açıldım. Bilen bilir, Doğu’da sekiz yıl örtülü kalmışsan açılmak olağanüstü bir olaydır. Bütün her şeyi göze alman gerekir; aşağılanmayı, hor görülmeyi, dışlanmayı… Ve daha birçoğu. İnanır mısınız, açıldığım için yollu, dinsiz, namussuz bile oldum. Babam aşırı dindar gözüken, dindarlığın ibadet etmekten ibaret olduğunu düşünen bir insan. Zaten zorla örtündüğümü bir önceki cümleden anlamışsınızdır.

İlkokulu köyde bitirdikten sonra ortaokul için ilçeye bir yatılı okula giderdik. 5. sınıfı bitirdiğim yılın yazı da açıktım. Köyde hayatın tadını doyasıya çıkartıyordum, ortaokula gideceğim için de aşırı heyecanlıydım. Okula gitme vakti yaklaşıyordu, babam yavaştan “Kapansın.”, “Büyüdü artık.” laflarını anneme ara ara etmeye başlamıştı. Annem de “Daha küçük, kapanmasın.” diyordu. Kim Doğu’da erk zihniyetine dayanabilir ki, kim “Ben varım, benim düşüncelerim var, bana zorbalıkla bir şey yaptıramazsın!” diyebilir ki? Beni eğitimimle tehdit etti, neyse, kapandım.

Okulun ilk günü o kadar berbat geçmişti ki. O eşarbı takmayı bilmiyordum, gözüme giriyordu. Tüm bunları geçtim, ben 12 yaşındayken birden 30 yaşında olmuştum, bu durumdan aşırı rahatsızdım. Bir çocuk gibi davranamıyordum. Beden eğitimi derslerinden nefret eder olmuştum. Çok sosyal bir kızken birden asosyal biri oldum. Altı teneffüsün hiçbirine çıkmazdım, sadece kitap okurdum. O kadar hayatımdan memnun değildim ki, kitaplarda benimkinden daha kötü olduğunu düşündüğüm hayatlar beni sevindiriyordu. Çok bencilce değil mi? Çok denedim başımdaki örtüyü sevmeyi, onunla yaşamayı, bir türlü başaramadım. Ne yaparsam yapayım olmuyordu, sabahları hazırlanıp o eşarbı takıp okula gitmek tam bir esaretti. O zamanlarda bile bir gün ne olursa olsun açılacağımı aklıma koymuştum. Başarılı bir ortaokul hayatından sonra güzel bir Anadolu Lisesi kazanmıştım. Lisede de açılmak zor gözüküyordu ama eskisi kadar mutsuz değildim. Çünkü artık başımdakini sevmediğimi özgürce dile getirebiliyordum ve herkesin yorumlarını saygıyla karşılıyordum. Lisede bir şeyler daha fazla yerine oturmuştu, üniversiteyi kazanıp açılacaktım. Bu düşünce bile beni rahatlıyordu. Ama büyük bir engel vardı aşmam gereken: toplum ve babam. Toplum benim için değil babam için önemliydi. Gezmemize bile, elalem ne der, diye engel olan oydu sonuçta. Kimin benim hakkımda ne düşüneceği hayatım boyunca önemli olmadı benim için. Kendim gibi olup iyi hissettiğim sürece her şey yolundaydı.

Lise bitti, üniversite kazandım, istediğim bölüm hem de PDR. Artık hayatımda bir şeyler iyi gitmeye başlamıştı. Babama nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Açılmak için izin almayacaktım, sadece açılacağımı bilmesini istiyordum. Onun beni örterken benim fikrimi hiç sormaması gibi işte. Bir akşam babam evde değilken anneme yürüyüşe çıkmak istediğimi söyledim, açık çıkacağımı da ekledim. Annem çok şaşırmadı, açılacağımı hep dile getirirdim zaten. “Hayır olmaz, baban bizi öldürür.” dedi. “Elinden geleni ardına koymasın.” dedim. Ah evet… Açık çıktım, uçmak için kanatlara ihtiyacım yoktu, ayaklarım yere basmıyordu zaten. Gökyüzünde hissediyordum kendimi. Korkmuyor, yarını düşünmüyor, endişelenmiyordum. Saçlarıma değen, yüzümü okşayan rüzgarı hissediyordum. Kulağımda kulaklığım, en sevdiğim şarkılardan bir tanesini dinliyordum.

Annem, babama açıldığımı söyledi. Babamın bana bağırmasından korkuyordu, belki de elini bile kaldırırdı. Babam “Onun gibi bir kızım yok.” demiş. Bunu bana bile söylememiş üstelik. Bu eşarp mı beni onun kızı yapıyordu? Ben bu hayatta bir eşarbın bu kadar güçlü olduğunu bir yerde okusam, duysam, görsem hayatta inanmazdım dostlarım. Babamla konuşmuyor olabilirim ama mutluyum. Özümü buldum, güçlüyüm. Sekiz yıl boyunca hep hayatımda bir şeylerin eksikliğini hissediyordum, bu meğerse benim geri kalanımmış, buldum. Burada hikayesi bana benzeyen bir sürü kişi tanıdım. Keşke daha önceden tanısaydım, bu bana daha fazla güç verirdi.

(Görsel: Prudence Flint)

““Hayır olmaz, baban bizi öldürür.”” için bir yanıt

  1. Adına çok çok çok mutluyum ben de yazacağım bir gün buraya başarı hikayemi. Umarım çok mutlu olursun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir