Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Sayfayı keşfedeli henüz 2 gün oldu. Buradaki insanların hikayelerini okudukça içim cız ediyor.
Kendi hikayeme geçmeden önce aile ilişkilerimden bahsetmek istiyorum. Annemle arkadaş gibiyiz. Yani aslında şu son zamana kadar öyleydik. Babamla da aramın orta şekerli olduğunu söyleyebilirim. Fazla konuşmayız ama bir aradayız. Görüşlerimiz, hayata bakış açılarımız çok farklı. Neyse, fazla uzatmadan ortaokul yıllarıma geçiyorum.
Ortaokulu İmam Hatip’te okudum. İlk yıl, ailemin okuldaki kapalı kızları bana övmesiyle geçti. Buna bir nevi aşılama diyebiliriz. 6. sınıfa geçtiğimde bazı arkadaşlarımın kapanmasıyla ben de kapanmak istedim ve kapandım. O zamanlar kapalılığın bana vermiş olduğu bir mutluluk vardı. Akrabalarım tarafından taktir edilmek, ailem tarafından ekstra ilgi görmek beni çok mutlu ediyordu. Ortaokul yıllarım bu şekilde geçti.
Lisede de İmam Hatip’e gönderildim. Gönderildim, diyorum çünkü benim fikrim alınmadan evime en yakın imam hatip lisesine çoktan kaydım yapılmıştı. Lisenin ilk yılında kendimi fark ettim. Yıllarca neyi isteyip neyi istemediğimi bilmiyormuşum. Aslında ben kendi isteğimle kapanmamışım. Toplum beni kapatmıştı. İnsan küçükken fark edemiyor. Gerçi fark ettiğim zaman da sustum. Doğru zamanı bekledim. Ama o doğru zaman gelmek bilmiyordu ve ben boğuluyordum.
11. sınıfa kadar bekledim ve sonunda annemle konuşma cesaretini kendimde buldum. Aldığım bu çok sert tepkiyi hiç beklemiyordum. Kendi kararımla kapandığım için böyle bir şeyin asla olmayacağını söyledi. Tüm hevesim kırıldı. Birkaç ay sakince içime kapandım. Sonra tekrar konuşmak istedim, bu sefer hem annemle hem babamla. Reddettiler, asla kabul etmeyeceklerini söylediler. Babam “Bu saatten sonra biri bana ‘Kızına sahip çıkamadın mı?’ derse ne olacak?” gibi söylemlerde bulundu. “Benim başımı öne eğme” dedi, en çok zoruma giden sözü bu oldu. Sanki ne yapacaktım da başı eğilecekti! Hep ‘insanlar ne der, ne düşünür’ diye kapalı kalmışım da haberim yokmuş. Annem ve babam için ne hissettiğimin, ne istediğimin önemi yoktu. Onlar için insanlar laf etmesin de gerisi önemli değildi.
Şu an 12. sınıfım, önümde üniversite sınavı var. Tekrar konuşmak istiyorum ama artık hayattan yavaşça soyutlanıyorum. Artık dışarı bile çıkmak istemiyorum. Çıkarken hiç istemediğim örtüyü örtünmek çok üzüyor beni. Gün geçtikçe soğuyorum dinden. Ama en yakın bildiklerim bile umursamıyor.
(Görsel: Gertrude-Abercrombie)