Sayfayı birkaç haftadır takip ediyorum diyebilirim. Sonunda dayanamadım, ben de yazmaya karar verdim.
Dindar bir sülalenin kızıyım. Ailem çok baskıcı ya da kötü insanlar değillerdir. Kendilerince bazı kuralları vardır ve izinlerini buna göre verirler ama iyilerdir, onları çok severim. 6. sınıfın 2. döneminde ilk kez regl oldum ancak o zaman kapanmak, okuldakilere adeta “Bakın, ben regl oldum” demek gibi gelmişti ve bunu istemedim, erteledim. Dört dörtlük olmasam da kendimi bildim bileli dinime düşkünümdür, vazifelerimi yerine getirmesem bile dine sevgim hep sürmüştür. Kapanma meselesi ilkokul ve hatta daha küçük yaşlarımda çok istediğim bir şeyken vakti geldiğinde hiç istemediğim bir şeye dönüştü. Ama bilirsiniz; ailem böyle, ‘Bugün olmasa da yarın mutlaka olacak’ diyerek 7. sınıfa başlayacağım sonbahar bayramında kapandım. Erkeksi bir yapım var; süslenmek, makyaj yapmak gibi şeylere özenmem ama herkesin kendince bir güzellik anlayışı var ve bu örtülü hâl benim anlayışıma hiçbir zaman uymadı. Dediğim gibi, ailem baskıcı değildir; annem ara ara “Daha uzun giysen” dese de kıyafet konusunda hiç baskı kurmadı. Ben zaten oldum olası bol giyinen biriydim, annem küçükken “Dar giysene” dediğinde de giymezdim, tamamen yapı meselesi. Arkamı kapatacak kadar uzun ve bol giydiğim için pek ses etmezlerdi.
Gelelim açılma fikrine. Şu an 18 yaşındayım, üniversiteye yeni başlamış bir insanım. Hem etrafımda hem sosyal medyada ardı ardına açılan insanları görmek, kendimi sorgulamama neden oldu. Kapandığım günden beri “Ah açık olsam ne kolay olurdu” ya da “Şimdi nasıl güzel olurdum” dediğim çok oldu. Yahut yakın arkadaşım açıldığında ‘Acaba ben de yapsam ne olur?’ diye düşündüğüm de çok oldu ama üzerinde hiç ciddi ciddi durmamıştım. Başta da söyledim, dinime bağlıyımdır. Namaz kılmayı, Kur’an okumayı gerçekten çok severim. Ama bunları Allah için yapıyorum diyebiliyorken kapanmak için aynısını diyememem beni ilk rahatsız eden unsur oldu. Dedim ki eğer ailem içinse ne anlamı kalır bunun? Gittim, annemle de babamla da konuştum. Aklıma böyle bir şey geldi dedim. Okuyup araştırmamı söylediler. Onlarla konuştuğumda sadece kararsızdım; okudum, araştırdım ve artık kapalı olmak istemediğime karar verdim. Sebebi inanmamam vesaire değil, Kur’an’da her şey açık. Yeterince detaylı olduğunu düşünmüyorsanız tefsir okumanızı öneririm. ‘Okudun da niye yapmadın?’ diyecek olursanız dediğim gibi, sebep tamamen niyet meselesi. Ben niyetleri amellerden önce görüyorum ve bu yükümlülüğü ailem niyetiyle yapmak bana doğru gelmiyor. Henüz gidip ‘Artık karar verdim’ diyemedim. Çok şükür ki dertleri gerçekten din, el alem değil, öyle olsalardı eminim ki çileden çıkardım. Çok üzülecekler, hayal kırıklığı yaşayacaklar, zor alışacaklar ama ben bunu istemeye istemeye devam edersem o çok sevdiğim ibadetlerden de uzaklaşırım gibi geliyor ve bunu istemiyorum. Bu yüzden diretseler de çok baskı kuracaklarını düşünmüyorum. Konuştuktan sonra sonucunu yazarım. Uzun yazdığım için de kusura bakmayın.
(Görsel: Leopold Gottlieb)