Merhaba, ben 17 yaşındayım ve 10. sınıf öğrencisiyim. Hikayemi en başından anlatmak istiyorum.
Küçüklüğümden itibaren bana kapanmak diretilmese de hep bir gün kapanacağımın anlatıldığını dinleyerek büyüdüm. Ben ilk olarak 5. sınıftayken bir öğretmenime özenerek kapanmıştım. Bu o çocuk aklın verdiği aşırı saçma bir durumdu. O yaşıma rağmen bu o kadar güzel karşılanmıştı ki anlatamam. Aferin’ler, çok yakışmış’lar havada uçuşuyordu. Benim anne tarafım dindardı ama açıkçası aynısı baba tarafım için söylenemezdi. Bu duruma da tek tepki veren büyükbabamdı. Hiç unutmam, başımdan eşarbımı çekmişti ve o iğneler benim kafama saplanmıştı. Bu nedenle kapalılıktan bir kez daha nefret etmiştim.
Her neyse, derken 1 yıl geçti ve 23 Nisan dans seçmelerinde kapalı olup görüntüyü bozacağım gerekçesiyle beni gruba almadılar. Ben de bunun üzerine annemle konuşup açıldım. En başta küçük olduğum için “Tamam” deyip sonrasında 2 ay bunu burnumdan getirdi. Yine yıllar ilerledi ve ben 9. sınıftayım. Bu sefer hiçbir temelim olmamasına rağmen bir İmam Hatip’e gönderildim. İmam Hatip’te herkes kapalıydı. Hiç unutmam, okulun ilk gününde açık olduğum için tuhaf bakışlarla karşılanmıştım. Gel zaman git zaman 5 ay geçti ve malumunuz deprem oldu, covid-19 virüsü Çin’de ortaya çıktı. Okulda sürekli verilen vaazlar, aile ortamı, arkadaş baskıları derken ben yine o zincirlere vurulup kapatıldım. Aileme sorsan kendi isteğimle kapandım, bunu bu şekilde benimseyip bu şekilde yayıyorlar ama gerçeğin bununla alakası yok. Şimdi ise 4 aydır bu isteğimle savaşıyorum ama artık yoruldum. Bu siteyi ilk keşfettiğimde başarınca kendi hikayemi yazmak istemiştim ve başaramadım.
Geçtiğimiz ay bir gece sahuru beklerken anneme konuyu açtım ve 3 saat boyunca konuştuk. Bana açılmakla alakalı durumları ve günahları anlatıp durdu. Bende tık oynamadı ve dinden soğumaya başladım. Son zamanlarda beni Müslümanlığa bağlayan hiçbir şey kalmadı. Onların gözünde de ateist oldum, satanist oldum. Biliyor musunuz, eskiden olsa bu söylemlerine “Doğru konuş” gibi tepkiler verebilirdim ama artık içimden kendimi savunmak bile gelmiyor. Okuduğum bir kitapta “Gerçek ateistler yetiştirmek için fazla din baskısı yeterlidir” yazıyordu. Çok doğruymuş.
Şimdilerde ise okutulmamak, dershaneye gönderilmemek ve öldürülmekle tehdit edildiğim için susuyorum. Avukat olmak istiyorum ve eğer bu hayalimi gerçekleştirirsem içimdeki insanı öldürüp yeni bir insan olmak istiyorum. Biz ve bizim gibi diğer kadınlar okuyup ekonomik özgürlüğünü almaya mecburlar. Yaşamak istiyorsak bu şart. Kendinize iyi bakın ve unutmayın; “Umut etmedikçe gidilecek yol yoktur. Umut edene yol çoktur.”. Ben umut ediyorum.
(Görsel: Danilo Stankovic)