Merhabalar, artık buraya yazmanın da bir ihtiyacımı karşılamadığını fark ettim, kesinlikle sizlik bir durum yok; ailesel sorunlar, sürekli cinsiyete göre yaklaşım… Yakın gördüğüm, derdimi anlatabileceğim bir tane bile yakın arkadaşım yok. Annemi yakın gördüm, onunla konuşmak istedim. Sırf konuşmak istedim diye artık benimle konuşmamaya başladı. Etrafımdaki bütün insanlar boş bir kalabalık. Özellikle anne ve baba figürü olan insanlar; evet, figür diyorum çünkü bu zamana kadar benim isteklerimi hiçe saydılar. Figür diyorum çünkü onlara göre kız olduğum için benim fikrim önemli değildi, sürekli akrabaların fikri önemliydi. Ben fikrimi belirtmek istediğimde evde ya çok büyük kavga çıkar ya da baba figürü sinirlenir ve evden çıkardı.
Sırf yalnızım, konuşacak kimsem yok diye psikoloğa gittim, baba figürüne randevuma dair mesaj gitmiş. Derdimi sormadı, “Neyin var?” bile demedi. Ne yaptı, biliyor musunuz? Etimi kemiğimden ayırana kadar dövdü, sadece dövdü. Ben biliyorum, bu aileye asla bir şey aşılanamaz! Kadın cinayeti oluyor; babama göre sürekli erkekler haklı oluyor, kadın öldüyse bir şerefsizlik yapmıştır gözüyle bakılıyor. Babam, anneme bu zamana kadar fiziksel şiddet uygulamadı ama sürekli psikolojik şiddet uyguluyor. Baba figürü mutlu olmayı sevmiyor, onun bedeni ve düşünceleri sonuna kadar mutsuzluktan ve fitne fesattan geçiniyor. Nedenini bir türlü anlayamıyorum.
Bu küçük yaşıma rağmen bütün psikolojik rahatsızlıklara sahibim. Diğer insanların ailelerine bakıyorum, en azından dinleniyorlar ama benim dinlenmem mümkün değil; baba figürü 2 cümle sonra bağırmaya başlıyor, annemle konuşmak ya da onun sevgisini görebilmek için de namaz kılıp Kur’an okumam gerekiyor. Yaptığı baskılarla inanmadığımı belirtmek istiyorum; bu çok kötü, yazarken bile içimde bir şey kopuyor. Bu hayat benim tercihim değil, onların biçtiği hayatı yaşıyorum. Şikayetçi olduğum zaman anneyle baba figürü diyor ki; “Okuyorsun, başka ne istiyorsun?”. Beni okutmalarını bile her gün başıma vuruyorlar.
Mezunum, dershaneye yeni başladığım zaman babam “Derslerin nasıl?” demek yerine “Dershanede erkek var mı?” diye sordu. “Evet” dediğimde ise “Artık dershaneye gitmiyorsun” dedi. Bu sefer susmamakta kararlıydım, zaten ben hiçbir zaman susmadım. “Evet, var ama gitmemem gerekiyorsa her ay düzenli olarak 7 bin lira vermen gerekiyor” dedim. Bu konuşma bu şekilde bitti.
Kız olmayı seviyorum ama aileme göre erkek çocuklar çok daha önde. Mesela abilerim istediği kızla birlikte olsun, günlerce eve gelmesin, ne isterlerse onu yapsın ve bunlara “Erkektir, yapar” densin; bana gelince “Sen kızsın, senin erkek arkadaşın olamaz; bırak sevgiliyi, erkek arkadaşın bile olamaz”. Ne demek istediğimi bile bilmiyorum, o kadar bunaldım ki beni anlayacak tek yolun intihar olduğunu biliyorum, aklımdan bir türlü çıkmıyor. Kaç yaşındayım, hâlâ gördüğüm psikolojik ve fiziksel şiddetler -en çok da psikolojik- beni bu dünyada yokmuş gibi hissettirmeye devam ediyor. Kendimi yemeye verdim, ilaç içip intihar etmek istedim ama olmadı, kustum, yine midem kabul etmedi. Yaşamak istiyorum, hatta yaşamayı çok istiyorum. Gerçekleştirmek istediğim o kadar güzel hayallerim var ki… Küçüklükten bu yana diyorum; olmayacak, erken yaşta ölümle tanışacaksın. Buna inanmak istemiyorum ama öyle olacak gibi. Küçükken annem hep şey derdi; “Sen büyüyünce senin ismin her yerde duyulacak, çok iyi bir meslek sahibi olacaksın, işini çok iyi yapacaksın” gibi şeyler söylerdi, inanırdım, küçüklük aklı işte. Şimdi de adımın her yerde duyulacağına ilk günkü gibi inanıyorum ama ölümle… Öyle bir ölümüm olacak ki bunu ya baba figürü yapacak ya da ben. Çünkü bunu her gün sözlü olarak vurguluyor. “Postunu yüzeceğim senin” gibi sözlere maruz kalıyorum. Bunu söylemesinin ardında yatan sebep de gecelere kadar ders çalışmam. Ben kızmışım, hiç kız gibi davranışım yokmuş, çok inatçıymışım…
Artık çok sıkıldım, birinden gelecek iyi duayı da yardımı da istemiyorum. Bu son çığlığım olacak, inanıyorum ama bunaldım. Artık nefes almakta zorluk çekiyorum; sanki bir yerde kalırsın, orası kapalıdır, dışarıdan hava gelmez ama pencereyi açınca içeri yeni hava doluşur. İşte artık o da yok çünkü pencere açamıyorum. Bana yardım etmeyin, istemiyorum, sadece burada kalsın, diğer insanlar da okusun ama bana yardım etmeyin çünkü sizlik bir şey yok, aslında benlik bir şey de yok. Bana yardım etmeye çalışmanız benim tekrar fiziksel şiddete kurban gitmem demek. Ailem iyi insanlar ama yalnızca konu erkek çocukları olduğunda… Bunu buraya özgürce yazabiliyorum çünkü bunu göremeyecek, anlayamayacak kadar körler. Abim yatağını bile kaldırmadan gidiyor, ben toplamak zorundayım. Neyse, bu gibi şeyler. İçimde kalmasın diye yazdım, yardım edin diye değil. Çünkü bunları konuşabileceğim bir tane bile arkadaşım yok. O yüzden burayı seçtim. Tekrardan iyi günler dilerim, kendinize iyi bakın.
(Görsel: Viktor Popkov)
“Ailem iyi insanlar ama yalnızca konu erkek çocukları olduğunda…” için 4 yanıt
Selam,seni anlıyorum.Gördüğün psikolojik şiddeti ve cinsiyet ayrımcılığını ben de dibine kadar yaşıyorum.Seni anlıyorum.Babanın da sağlıklı bir birey olduğunu düşünmüyorum.Çünkü benimki de öyle.Sana sadece sen yardım edebilirsin zaten.Şunu söylemek istiyorum.Ne kadar onlardan farklı olsan da, ayrımcılığa uğrasan da vazgeçme.Onlar değişmeyecek ama sen kendi fikirlerini oluşturup, okudukça, öğrendikçe daha da güçlü olacaksın.Kendi yolunu çizmek için biraz beklemek gerekiyor.Ben de onları değiştiremiyorum,acı çekiyorum,yardım istemiyorum ama kendim için sabrediyorum.Biliyorum ki bir gün başarılı ve özgür olacağım.Biliyorum ki bir gün hakettiğim yaşama ulaşacağım.Buna inanmak istiyorum.Ölsem de vazgeçmeyeceğim.Buna tutunmak zorundayım.Çünkü biz en iyisini hak ediyoruz zorluk çektiğimiz için.İnanıyorum ki sen de başarılı olacaksın.Sen de hak ettiğin hayata kavuşacaksın.Ne zaman bilmiyorum.Ama senin de kendi zamanın var ve umuyorum ki gücüne güç katarak ilerleyip hayatını baştan yaratacaksın.Ne kadar güçlü ama bir o kadar yorgun.Herkesin yolu farklı,bir gün yaşadıklarının seni sen yaptığını ve acıdan başarı doğacağını fark edeceksin.Seni seviyorum.Sen de kendini sev ve kendine sadece senin yardım edebileceğini unutma.Umarım yaşadığın acılar bir gün son bulur ve çok mutlu olursun.
Canımın içi, ne kadar zorluk ve acı içindesin görebiliyorum, seni çok da iyi anlıyorum. Bu yolun sonu kendin olmaya çıkıyor, bunları yaşadığın ve aştığın için bir gün kendinle o kadar gurur duyacaksın ki.. tıpkı benim yaptığım gibi. Lütfen sadece ve sadece kendine odaklan, derslerine çalışmayı asla ihmal etme. Kendine ne kadar yatırım yaparsan kat be kat karşılığını alacaksın, ailen yüzünde hayatını sonlandırırsan kaybeden onlar değil yine sen olacaksın. Belki tanışmıyoruz ama her zaman senin yanında olduğumu bil istiyorum. Çok güçlü birisin, yaşadıklarını yaşayıp sorgulamayan ve çabalamayan bir sürü insan var ama sen her şeyi görüp kendini yetiştirecek kadar akıllı birisin.kendine verdiğin değerden asla vazgeçme ve çabala. Yolun sonu ışık.
Umarım yeniden doğabilirsin. ?
Merhaba. Yazınızı üzülerek okudum. Kimseden yardım istememişsiniz. Çünkü hayal kırıklığı yaşamışsiniz ve bu durumdan kurtulmak için sadece bir mucize gerektiğini, yani durumun ancak bir mucizeyle değişecek kadar zor olduğunu düşünüyorsunuz. Psikolojik olarak yıpranmışsiniz ve bu durum doğru düşünmenizi de engellemiş. Haklısınız…
Yazacaklarim size boş gelebilir, ama inanın laf olsun diye söylemiyorum. Umarım değerlendirebilirsiniz.
Baban anlattığına göre oldukça dominant biri… Annende babandan çok farklı değil sanırım. Yani sana destek olamaz. Ebeveynlerinin oturmuş düşünce kalıpları var ve onları senin yikman mümkün değil.
Öldün diyelim, ölümünün muhteşem olacağını mı düşünüyorsun? En fazla 1 hafta konuşulur, unutulur gidersin. Hayat herkes için devam ederken sen öldüğünle kalırsın. Arada bir hatırlanırsin. Acı ama ailenin güçlü kalması hayata adapte olabilmesi için süreç böyle geçecek. Her gün yas etseler seni her gün ansalar bile sana faydası olmayacak. Bu yüzden ölmek çare değil.
Sana yardım edecek kişi yine kendinsin. Sen kendini düşünmezsen kimse seni düşünmez.
Aileni olduğu gibi kabul etmeli ve kendini koruyacak mesefeyi ayarlayarak gözlerine batmadan yani negatif yönde dikkatlerini çekmeden günlerini geçirmelisin. Moralin bozulmaması için tartışma ortamlarından uzak durmalı, tartışma çıkacağını hissettiğinde kendini korumak için güvenli bir yol belirlemelisin. Bu o an için kötü bir dil kullandığında cevap vermemek olabilir, alttan almak olabilir, o an ilgilendiğin işe devam etmek olabilir. Yapıcı bir dil kullanmak olabilir. İşini tirmandirmamalisin. Ekonomik gücün olduğunda durumlar lehine değişebilir. Hep böyle kalmaz merak etme. Herşey geçer. Sen hayallerini öldürme.
İmkanın varsa ve babana kabul ettirebilirsen psikoloğada gidebilirsin. Konuşur rahatlarsın. Gidemiyorsan, arkadaş edin. Arkadaşina illa dert anlatmak zorunda değilsin. Sadece arkadaşlık etmek bile ruhuna iyi gelecektir. Hayatının güzelleşmesi dileğiyle…