Saçım açıkken camdan dışarı bakıyorum, benim de karşı koyuşum bu.

Merhaba. Tamamlanmamış hikayemi, burada kalbi kırık olanlarla paylaşıp biraz olsun umut olmak istiyorum. Ben 15 yaşındayım, yakında 16 oluyorum ama hâlâ küçük bir çocuğum.

Küçüklüğümden başlamak istiyorum. Yaşımı çok hatırlamıyorum; 8-9 yaşlarındayım. Babam bana kısa kollu giydirmiyor, hırka giyiyorum. O yaşlarda çok küçüğüm, dayak korkusuyla giyiyorum. O zamanlarda kavga ederdik; pantolon giymeme izin vermezdi, pantolonlarımın paçası hep boldu. Saçlarım da hep topluydu. 5. sınıfa geçtim, İmam Hatip’e gönderdiler, nereye gideceğimi bilmiyordum. Upuzun bir etek ve altında kadın çorabı, boynuma da bir eşarp doladılar; “Sen artık kapalısın” diye. Mutlu oldum, okulda herkes böyleymiş. 2 gün sonra ablam geldi, “Çok küçüksün, olmaz” dedi. Açıldım, 2 gün kapalı durmuştum. O sene okula bazen açık bazen kapalı gidiyordum. Ablam alıştırmak için saçıma bandana takardı, çok severdim. Okulda da akım olmuştu, herkes benden özenip bandana takıyordu.

6. sınıfa geçtim, artık tamamen kapalıydım. Bilmiyordum ki asıl zulüm başlayacak, hayatım zehir zemberek olacak, neler neler yaşayacağım… Başlarda açılmak istemiştim, annem de “Aç bir tarafını, çık cama” demişti. O zamanlar sınıf arkadaşım saçını açıp bandana takmıştı, o kadar özenmiştim ki… O zamanlar hiç istediğim gibi giyinemezdim. Hep bol pantolon giyerdim. Çocuğum, çocuk. Kimse anlamadı çocuk olduğumu, hiç yaşıma göre yaşamadım, olgun büyüdüm, çocuk olmam gereken zamanlarda hep büyük biri gibi hissettim.

Artık bir yaş daha büyüdüm, 8. sınıfa gidiyorum. Beni yine kafeste tutuyorlar. Okulun etüdü var, babam “Pantolonla götürmem seni, etek giyeceksin” dedi. Dövdü, giydim. Arkadaşlarım “Neden böyle giydin?” dedi, “Annem bütün pantolonlarımı yıkamış” dedim. İçim burkuldu ama sonra anladım ki asıl burukluk o değilmiş. Yaz tatilinde beni Kur’an kursuna verdiler, ne kadar pis zihniyetli insanlar olduklarını o zaman anladım. Küçücük çocuğa “Okula gitme, gel burada oku” demişlerdi. Üstüme bir yük daha bindi. Artık dışarıda etek giyiyorum; kalın etek, kapkalın, yaz sıcağında bacağıma dolanmış siyah çorap, boynumda beni mahfeden şal. Eve geliyorum, onlardan kurtulup rahat bir şeyler giymem gerek ama ben evde pijamayla bile gezemiyorum; etek giyiyorum, başım da kapalı. Babam beni evde pijamayla görürse dövüyor, saçlarımı görmek istemiyor. Günah herhalde, bilmiyorum. Umutlarımı yitiriyorum. Başörtüyü hiçbir zaman kafama sahiplenici bir şekilde takmıyorum, her an düşecekmiş gibi kafamın üstünde duruyor.

Artık çok kararlıyım, ben açılacağım. 9. sınıftayım. Kararım kesin, artık açılacağım. Söylüyorum, bir taraflarıyla gülüp “Orospu mu olacaksın!” diyorlar. Evdeyiz, ben köleyim, artık sadece iş yapıyorum ve iş yapmazsam hor görülüyorum. Yapınca da insan yerine bile konulmuyorum. O zamanlar ev temizliyorum ve kendi kendime ‘Temizlik önemli; benden, sağlığımdan, her şeyden önemli, umurumda değil’ diyorum. Gün geçtikçe yıpranıyorum, kimse görmüyor. Abilerim hep el üstünde, ben yerin dibindeyim. Bu seneyi de bir şekilde atlattım.

Şimdi evde it muamelesi görüyorum. Abim bana “Sen tam bir itsin” dedi, “Sen itsin, hayır, ben it değilim” dedim, neden ben it olayım ki? Dövdü, çatal fırlattı; ben insanım ve bana it olduğumu kabullendiremedi diye beni dövdü. Bunlar çok kötü şeyler, yine bir şekilde üstesinden gelirim diyorum olmuyor. Yemin ederim ki olmuyor. 6 aydır bok gibiyim, sürekli bunalıyorum, bir umut arıyorum ve o umut yok. Saçlarım rüzgarla buluşsun istiyorum. Şimdi uzun bir trençkotum var, altına bol pantolon giyiyorum, bileklerim açık, saçımı da önden gösteriyorum. Saçım açıkken camdan dışarı bakıyorum, benim de karşı koyuşum bu. Şu an açılamam, beni dershaneye göndermez ve geri kapatıp kursa verirler.

Bunlar buraya anlatabildiklerim. Daha kötülerini, daha boktan ve içinden çıkılmaz olanlarını hepimiz yaşadık, belki bir süre daha yaşayacağız. ‘Evim’ dediğim yerde bile kapalıyken kendime umut olmaya çalışıyorum. Umudumu kaybetmek istemem ama psikolojim hiç iyi değil, kendimi gün geçtikçe daha kötü hissediyorum. Arkadaşlarımla bile buluşamıyorum, izin vermiyorlar. Tek başıma hiç dışarı çıkmamıştım, bu sene 4 kez okula tek gidip tek geldim. Boktan bir İmam Hatip lisesine otobüsle tek başıma gitmek çok özgür hissettirdi. Bir umut arıyorum, kendime inanıyorum, birisi bir şekilde bana umut olacak, beni kurtaracak. Sadece beni seven ve bana gerçekten değer veren birini istiyorum. Belki bulamam çünkü kimseden böyle bir sevgi göremedim. Aslında kimseye ihtiyacım yok, ben kendi kendime umut olurum. Bir ışık bulurum, zifiri karanlık bile olsa! Mektubumu okuyan; kimsin bilmiyorum ama sen de kendine umut ol. Hep güçlü olalım, birlikte başaralım.

(Görsel: Duncan Grant)

“Saçım açıkken camdan dışarı bakıyorum, benim de karşı koyuşum bu.” için 4 yanıt

  1. Gerçekten seni okuduğumda çokça kendimi gördüm. sana diyeceğim tek şey eğer ki çok kötü bir tepkiyle karşılaşacaksan yazdıklarından böyle anlıyorum açılacağını söyleme. sadece derslerine odaklana 4 sene var belki de evet ama bizlerin tek çaresi okumak eminim bunun da farkındasındır. Ve başkalarının seni sevmesini bekleme yalnızca sen kendine değer verirsen hayat yaşanabilir bir hale geliyor. Bu arada eğitiminin yanında İngilizce öğrenmeye zorla kendini en azından belli bir seviyen olsun ileride ki hayatında çok lazım olucak. aklında sorular varsa ve ya herhangi bir sıkıntını paylaşmak istersen çekinmeden yazabilirsin. Unutma yalnızca bu esaretten biz kendimizi kurtarabiliriz. Sevgiyle kal. @zynp_.bg instagram hesabım.

  2. güzelim benim. sen ne kadar güçlü olduğunun farkındasın zaten. hiç kimseye ihtiyacın yok. çünkü sen varsın, ve kendinin farkındasın. hiçbir şey bundan önemli değil.
    bazılarımız daha ağır bazılarımız daha hafif olsa da biz hikayeleri benzer insanlarız. burada seni anlayan, seni seven, çok seven kız kardeşlerin olduğunu unutma. bu zamanları öyle güzel atlatacaksın ki ileride bunları hatırlayıp kendinle ve savaşınla gurur duyacaksın.
    biz birbirimize umut olacağız.
    seni seviyorum.

  3. Yaşına göre o kadar güçlüsün ki.İnan bu gücü çok büyük yaşlarda bulamayan insanlar var.Kendine inanmak her şeyin başlangıcıdır.Ama hep söylediğimiz gibi özgürlük emek ister.Bu emeği verirken belki zorladığın günler olacak fakat başardığında değdi diyeceksin.Bazen başaran insanlardan destek almak çok yararlı olabiliyor.Benim için öyle olmuştu.Eğer konuşmak istersen Instagram adresim @meryemkca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir