Merhabalar. Ben 18 yaşında bir kızım. 13 yaşımda kendi isteğimle kapandım. Babam, “Sen bilirsin, senin kararın” derken annem biraz karşı çıktı. Fakat öyle kaba bir şekilde değil, “Kızım, çok küçüksün” dedi. Ben de niyeyse inat ettim, annem beni çok baskılamadı ve kapandım. Çevremden çok güzel tepkiler aldım, açıkçası çok mutlu oldum. Şu an düşünüyorum; neden kapanmış olabilirim, diye. Hem özenme payı hem de daha çok sevilmek isteme payı olabilir diye düşünüyorum. Biliyorum, ikinci seçenek çok doğru bir şey değil ama hep akranlarından daha az sevildiğini hisseden bir birey olmuştum. Sanki kapanmak beni eşitlemişti. Kapandığımda dinin neleri gerektirdiğini tam olarak bilmiyordum. Aslında çocukluğumdan beri Kur’an kursuna giderim, zorla gitmiyordum ve orada çok eğleniyordum. Burası bir evdi ve çok güzel bir şekilde Kur’an öğretiyorlardı, ayrıca akşamları komşu teyzemle teravih namazına giderdim. Annem ve babam çok dindar insanlar değil, bize ellerinden geldikçe bir şeyler öğretmişler, bir yerlere göndermişlerdir. Aslında o zamanlar kendi ailemden bile daha dindardım. Şu an düşünüyorum da 13 yaş çok küçük bir yaş ve ben 13 yaşından önce de Kur’an kursuna gidiyordum.
Gelelim geçen zamana… Yaklaşık 5-6 senedir kapalıyım ve neredeyse 2 senedir artık içinde rahat hissedemiyorum. Bu benden bir parça değilmiş gibi hissediyorum. Çevremdeki açık insanlara özendiğimi düşünmüyorum çünkü bu benim hayatım ve bu konuda biraz bencil olmalıyım. Ben gerçekten ne istiyorum diye çokça düşündüm. Sınav seneme denk geldiği için araya sınav stresi de eklenince düşünmekte biraz zorlandım. Bu sene de mezuna kaldım ama artık daha iyi idrak edebildiğimi düşünüyorum. Birkaç ay önce yakın arkadaşlarıma söyledim, “İster kapalı ol ister açık, sen benim için aynısın” dediklerinde mutlu olmuştum. Aile konusunda bir probleme sahip değilim ama dış görünüşüm, esmer olmam ve dişlerimin yamuk olması insanlara güzel gelmiyordu ve biraz dışlanıyordum, bu yüzden arkadaşlarımın desteği benim için çok daha iyi geldi. Dün babama açılmak istediğimi söyledim ama söylemenin bu kadar zor olacağını bilmezdim. Odaya geliyorum gidiyorum, geliyorum gidiyorum; en sonunda girdim ve anlattım. Babam, “Ben senin tercihinin arkasındayım ama bana soracak olursan kapalı olmanı isterim, kim evladının yanmasını ister ki?” dedi. Babam, anneme göre daha dindar bir insandır; elinden geldiğince namazını kılar, orucunu tutar, çok da tatlı bir insandır. Açıkçası babamın “Kapalı kalman tercihimdir” demesi beni biraz üzse de şu an haklı buluyorum, o öyle görmüş ve ona göre doğru olan bu. Yine de “Tercihinin arkasındayım” demesi benim için önemli olan yerdir, öyle değil mi? Henüz anneme söylemedim. Annem, ben kapanmadan önce eğer ileride açılmak istersem çok zorlanacağımı ve iyi düşünmem gerektiğini söyleyip dururdu. O zamanlar anlamadım ama anne, ne kadar haklıymışsın… Şu an çok garip hissediyorum, belki anneme anlatmadığımdandır, yarın anlatmayı deneyeceğim.
Bayrama kadar açılırım diye düşünüyordum ama babamı biraz kırgın görmek ve babamın zamana bırakmamı söylemesi açılma zamanımı biraz daha iteledi. Ayrıca Ağustos’ta üniversite tercihi yapacağım, o zamana kadar her şeyi oturtsam çok iyi olacak diye düşünüyorum. Açılırsam kimlik yenilemem lazım, bunlar uzun sürüyor.
Olayları anlattım, şimdi sıra duygularımda… Şu an kafam o kadar karışık ki başörtüsünün içinde mutlu olmadığımı düşünüyorum. Dışarı çıkmak istemiyorum, fotoğraf çekinmek istemiyorum, kendimi görmek istemiyorum. Sanırım içinde rahat hissetmiyorum. Sanki bir ağırlığı var da eziliyormuşum gibi, nefesimi kesiyormuş gibi… Babama mutsuz olduğumu söylediğimde “Kapalı insanlar mutsuz mu ki?” dedi; “Herkes farklıdır, kimi iyi hisseder kimi hissetmez” dedim. Ayrıca kim tesettüre uygun giyiniyor ki? Tesettüre doğru şekilde uyamamak da beni yıpratıyor olabilir çünkü bir iş yapacaksam tam yapan biriyim. Eskiden içimden gelirdi, şimdi bir gram içimden gelmiyor. Eşarbı bile değiştirmiyorum, bir ara kuzenim “Niye hep aynı eşarbı takıyorsun?” diyordu, uğraşasım gelmiyor ki… Bilmiyorum, cidden zor bir süreç. Biraz kopuk kopuk anlatmış olabilirim, kusuruma bakmayın, şu an ne yazdığımı bilemiyorum. Bakalım neler olacak?
(Görsel: Rafael Gomez)