Merhaba, benim hikayemin de buradaki diğer kişilerin hikayelerinden pek bir farkı yok. Ben artık tamamen başardım!
Oldukça muhafazakâr ve aşırı kontrolcü bir ailenin tek kızıyım. Çok küçük yaşlardan itibaren Kur’an kurslarına gönderildim. Çevremdeki her kadın tesettürlüydü ve sanki bunun benim için de kaçınılmaz bir son olduğu beynime her gün işleniyordu. Okula başladım ve bana olabilecek en uzun etek alındı. Ailem her gün erkeklerle oyun oynamaman gerektiğini söylerdi ama benim yaşım daha 7’ydi. Biraz daha büyüdüm, mahallede kızlı erkekli saklambaç oynadığımda bile azar işittim. Hâlbuki daha ilkokul yıllarımdı.
Asıl kâbusum ergenliğe girdikten sonra başladı. Kıyafetlerime laf atıldı, kısa kollu tişört bile giysem azar işittim. Okula gitmeden önce saçımı taramama laf ettiler. Ayda yılda bir arkadaşlarla kütüphaneye gitmek istedim, onlarsa bana “Dışarılarda sürtmenin adı kütüphaneye gitmek mi oldu?” diye cevap verdiler. Ancak ben sadece ‘kız arkadaşlarımla’ ders çalışmaya giderdim. Her geçen gün daha az dışarı çıktım, daha çok içime kapandım.
Artık bu psikolojik şiddete karşı gücüm kalmamıştı. Sonunda yaşım 13 olduğunda kapanmak zorunda kaldım. Her geçen gün kendimden nefret ettim. Cıvıl cıvıl giyinen, süslenen, gülen ben; resmen sararıp soldum. Aynaya bile bakmak istemedim. Kendimden, başımdakinden nefret ettim. O sırada başka bir şehre taşındık ve liseye başladım. Fen lisesi kazandım ama annem İmam Hatip’e gitmemi istedi. Buna karşı çıktım ve Fen lisesine gidebildim. Burada artık kendi fikirlerim oluştu. Tesettürü istemediğimin iyice farkına vardım ve 9. sınıf bittiğinde bu fikri anneme açtım. Kavgalar oldu, izin vermediğini söyledi. Ben de ona ondan izin almadığımı söyledim. Sonunda başardım, kırdım zincirlerimi… Akabinde bana çok fazla kısıtlama getirdiler. Kabullendim ve sabrettim.
Sonunda çok iyi bir sıralamayla İstanbul’da bir üniversite kazandım. Sonunda o şehirden de ailemden de uzaklaştım. Artık tamamen özgürüm. İstediğimi giyiyorum, istediğim saatte dışarı çıkıyorum. Ben başardım ve umarım buradaki kız kardeşlerim de başarır. Tabii ki mücadelem devam edecek, beni olduğum şekilde kabul edecekler.
(Görsel: Hans Thoma)