Merhaba, ben 16 yaşında aile baskısı ile büyüyen bir genç kızım. Ailemi sever sayardım ta ki geçen sene bir şeyleri sorgulamaya başlayana kadar. Mesela ailemin beni sevdiğini düşünürdüm ama onlar sadece temel ihtiyaçlarımı karşılayıp bunu da gözüme sokarak sevgilerini kanıtlamaya çalışırlardı. Asla dışarı çıkamazdım, müzik dinleyemezdim, benim giyeceğim kıyafetleri hep annem seçerdi, beni o yönetirdi. Bana sürekli ev işleri yaptırırdı. Söylediklerini yapmama rağmen asla tatmin olmazdı. Ben özgürlüğüme düşkün biri olduğum için sürekli tartışıp kendimi yıpratırdım. Aramızda hiçbir zaman anne-kız ilişkisi olmadı. Hani kızları bir şey yaptığında anneleri “Aman baban duymasın” derler ya, işte benim için tam tersiydi. Ben küçükken annem, babamla olan kavgalarını beni kucağına oturtup bana sarılarak ve ağlayarak anlatırdı. Beni de bu şekilde kendine bağımlı etti. Babam ise küçüklükten beri beni hiç dinlemedi. Bir şeyler anlatırdım ama umurunda olmazdı. Bana bir kere bile içten sarılmadı. Sürekli aşağıladı, ezdi, hakaret etti. Bazen de fiziksel şiddet gösterdi. Fakat kendi gözlerinde onlar çok iyi ebeveynlerdi. 8. sınıfın yazında beni 3 aylığına yatılı bir Kur’an yurduna gönderdiler. Orada anne ve babaya nasıl davranılacağını öğrenecekmişim. Peki onlar bana nasıl davranmalıydı? Anneannem, yengem, dayım, dedem ve ailem beni sürekli kapanmaya zorladı ama ben direndim ve başardım.
Şimdi biseksuel ve agnostiğim ama hiçbiri bunu bilmiyor. Bu baskıları hâlâ devam ediyor. Onlar iyi bir kız yetiştirdiklerini sanıyorlar ama özgüvensiz, içine kapanık, çekingen bir kız yetiştirdiler ve ben şimdi kendimi onarmaya çalışıyorum. Çoğu genç kız gibi ben de üniversiteyi kurtuluş yolu olarak tanımladım. Biliyorum, bunları çoğu kız yaşıyor ama dayanacağız. Dayanmalıyız. Biz şimdi gelecekteki huzurlu hayatlarımızın bedellerini ödüyoruz. Hepinizi çok seviyorum. Umarım bugünleri atlatıp özgürlüğümüze kavuşuruz.
(Görsel: Francis Gruber)
“İyi bir kız yetiştirdiklerini sanıyorlar ama özgüvensiz, içine kapanık, çekingen bir kız yetiştirdiler.” için bir yanıt
Biz şimdi gelecekteki huzurlu hayatlarımızın bedellerini ödüyoruz.. umarım böyledir umarım