Benim hikayem geride başlıyor aslında; aşırı dindar ve zengin bir ailenin tek kızı ile ailesinin en küçüğü olan yeterli sevgi görmemiş bir oğlan arasında. Bu ikili benim annem ve babam. Annem, babamı mahallede çalışırken seviyor, beğeniyor ve dedem, babamı bir mal gibi ailesine satın alıyor. Evet, resmen başlık parası ile. O evlilikten de ben doğuyorum, o ailenin tek torunu.
Benim anne tarafım korkunç muhafazakâr ve dinci insanlardı. 6 yaşından itibaren kısa bir gömlek giymedim, etek dışında kıyafetim olmadı ve 11 yaşında kapandım. Bunların hiçbirini istememiştim ama oldu. Sonra yıl 2011, yaşım 14 iken iPhone’um oldu. O zaman da lükstü hani ve kırsalda olan ailem bu işleri çok bilmedikleri için beni serbest bıraktılar. O sayede din denen saçmalığın bir pranga olduğunu keşfettim ancak biliyordum ki ailemden kurtulmanın mantıklı bir yolu yoktu. Her yerdelerdi, çaresizlik içimi kapladı.
2 yıl içinde depresyon nedeniyle 18 kilo verdim. Beni götürmedikleri doktor kalmadı, terapistlerle konuşmayı reddettim ama en son dayanamadım ve bir gün anneme saldırdım. Anneme o kadar sert saldırdım ki en sonunda beni polis sakinleştirip arabasına alabilmişti ve annemi yoğun bakıma kaldırmışlardı. Arkasından korkunç bir biçimde güldüğümü ve ölümünü dilediğimi hatırlıyorum. O gün istemeden de olsa özgür olmuştum. Çünkü o gün dedem aklî melekemin yerinde olmadığına ve benim imanım olmayacağına karar vermişti. O günden sonra da beni ülkenin diğer ucunda bir rehabilitasyon merkezine yerleştirmişti, gözlerinden ve ailesinden ırak olayım diye. Annem ve babam için zaten utanç kaynağıydım.
Babamın abisini aramışlar, “Çocuğu alın, biz size para veririz yetiştirmeniz için” diye. İşte o zaman benim kurtuluşum oldu. Amcam, ailesinin üniversite okumuş tek insanıydı ve İstanbul’da öğretmendi. Onun sayesinde 1 yıl gecikmeli olsa da eczacılık kazandım ve bu yıl mezun oldum. Onun sayesinde ayaklarım üzerinde durabildim. Dedem beni hâlâ akıl hastası bir mahluk, annem ve babam ise içine şeytan kaçmış bir orospu olarak görüyor. Varsın görsünler, umurumda da değil artık.
(Görsel: Kaye Donachie)
“Kurtulmak için bildiğim tek yol şiddetti.” için bir yanıt
Senin kendini nasıl gördüğün herşeyden önemli.Hepimiz ailelerimizin düşüncelerinden uzaklaşabildikçe kendimiz olabiliyoruz.kendimiz oldukça kendimiz gibi çocuklar istemediğimizede karar veriyoruz.