Herkese merhaba, ben bugün kendi hikayemi anlatmak istiyorum.
Ben doğulu bir ailenin kızıyım. Açıkçası annem boşanmayı düşünürken hatayla olmuş bir bireyim. Bizde âdet şöyleymiş; ya gelinlikle ölürsün ya da edebinle gelirsin. Ben doğduğum için annem gelememiş. Öyle bir sevmezdik ki birbirimizi, dört buçuk aylıkken 10 kiloydum. Genetikten değildi, sütü zararlıydı bana. Kan grubumuz bile aynı değil. Benim annem şehit çocuğu ve bu yüzden hep babasız yaşadı. Bize de aynı şeyleri aşıladı. Annem yetim olduğu için dayım hem baba hem de abi olmuş ona. Dayımın oğlu ile 3 yaş fark var aramızda. Annem dayımın oğluna bakarmış hep, beni bile unuturmuş. Yengem ise oğlu olduğu için üzgünmüş. 7 kız kardeşi olduğu için alışamamış oğluna, beni de o büyütmüş.
Annemden gen olarak aldığım tek fiziksel şey güzel elleri. Onun dışında anneme hiç benzemem ama babamın kopyasıyım. Annem bana bakınca hep babamı görür gibiymiş. Ben doğduğumdan beri babama benzediğim için dayağı fazla yerim annemden. Doğurtan ebem yanlış doğurttuğu için sağlığını bozmam da cabası.
İşin özü annem ve ben sanırım sadece mezarda bir arada olacağız. Babam ailesinde pek kabul görülmeyen, mirastan pay alamayan biridir. Amcam kapan dedi diye kapanmamı istedi. Annem benimle aynı düşüncede olmamak için “Hem zaten çocukken o kadar kuran okudun, kapan.” dedi. Sırf ikisi de rahat etsin diye kapandım. Zaten kiloluyum, aile içinde bir de ‘oram buram’ gözüküyor diye bir ton laf yemeyeyim istedim.
Artık olmuyor, yapamıyorum. Annemin yaptığı evlat ayrımına, başörtüye. Ben biseksüel bir bireyim. 9 yaşımdan beri farkındayım. Açılmak istiyorum ama biliyorum ki her şey daha da zorlaşacak. Annemin kardeşi dayım bile “Senin başörtü takacağını hiç beklemezdim, annen ipini daha da sıkıştırıyor dedi.” Dayım uzakta, o bile farkında.
Dini anlamda artık taşıyabileceğimi düşünmüyorum. Ne yapacağım bilmiyorum. Anneme ‘anne’ demiyorum mesela. Hak ettiğini düşünmüyorum. İkinci sınıfta ütü, dördüncü sınıfta süpürge ve tüm ev temizligini ben yapardım aynı zamanda okula da giderek. Yazın köye giderdik, annemin memleketine. Dayımın oğlu beni dövmüştü. ‘Ergen ya.’ Ben de onu dövmüştüm. Annemin düşkünü olduğu dayımın oğlu. Annem durur mu, beni oklava ile dövdü. “O dövse de susacaksın.” dedi. Oklava kırıldı. “Bak senin yüzünden kırıldı.” dedi. Oklava küçük küçük olana kadar dövdü. Bu ne ilk ne de sondu.
Her şeyi ondan kurtulmak için yapıyordum aslında. Üniversite sınavına gireceğim gün panik atak geçirdim ve şu an her şey berbat durumda. Babamın ailesine karşı babam küçük düşmüşmüş. Annem deseniz 3 gün dolmadan beni yine köleliğe atadı. Köye gitmiyorum 2 yıldır. 18 yaşındayım. Küçük kuzenim “Niye köye gelmedin? Herkes büyüdü, kimse dövmez seni.” diyor. Çok acı.
Her neyse. Her şeyden önce, bir arkadaşım ya da bir sevgilim, bir kocam olamayacağını fark ettim. Bu tarz ilişkiler ilerleyince aile ile tanışmak da gerekiyor. Maalesef böyle bir ailem yok. Bu yüzden artık kendim olmak istiyorum ve ne olursa olsun açılacağım. Çünkü bu beden benim, annemin veya babamın ailesinin değil.