İçimden geçenleri nasıl anlatsam ve bu öfkem nasıl dinse? Aşırı muhafazakar bir ailede büyüdüm. Minicikken kapandım. Tek istediğim onların sevgisini almaktı. Büyüdükçe tişörtüme, kıyafetlerimin darlığına karışmaya başladılar. Daha beşinci sınıftayken, çok net hatırlıyorum; yazın yatılı bir cemaat kursuna gönderdiler. Yazları benim için korkutucu olmaya başlamıştı çünkü her yaz gitmekten nefret ettiğim kurslara yolladılar.
Halen yaz aylarından nefret ediyorum, çünkü büyüyünce bu iş fabrikada çalışmaya evrildi. Lise tercihim de haliyle imam hatip lisesi oldu. Oradaki mide bulandırıcı sapık erkekleri de unutamıyorum. Ailemde mutluluğu ve huzuru hissedemediğim için ve gidebildiğim tek yer Kur’an kursu olduğu için, ve Tanrı’yı orada gerçekten hissedebileceğimi zannettiğim için hafızlık yaptım. Aileme de mezun olduktan sonra üniversiteye gideceğimi defalarca söyledim. Çabamla mezun oldum ve ailemin “Kur’an kursu öğreticisi olmayacaksan niye hafızlık yaptın?” tepkisiyle karşı karşıya kaldım. O süreç aşırı sancılı bir dönemdi benim için. O travmalarımı atlatabilmiş değilim.
Bir cesaretle üniversite sınavına kitap bile açmadan girdim ve şehir dışında bir bölüm kazandım. Baskılar maddi baskılara doğru dallandı. Tanrı’yı kaybettim, inancım yok oluyor ve domino taşları gibi tüm değerlerimin yıkıldığını hissediyorum. Bütün yıl Tanrı’yı düşündüm. Benden ne istiyor? Gerçekten var mı? Neden her dışarı çıkarken kaygılı olmak zorundayım? Başörtüm neden var? Annem neden namaz kılmayınca beni evladı olarak görmüyor? Her gün neden kıyafetime karışıyor? Onları memnun etmek için yıllarımı harcadım çünkü kutsal kitabımızda “Üf bile demeyin.” yazıyor. Peki benim hayatım?? Benim isteklerim?
Okuduğum için dinsiz muamelesi görüyorum. Hafızlığımı unutmaya başladığım için cehennemde ilk benim yanacağım söyleniyor sürekli. Tanrım ben kimim ve beni neden yarattın? Saçımın açık olduğunu hatırlayamıyorum bile, o kadar eskidi. Balkonda yere çömelip hissetmeye çalışıyorum. Anlıyorum ki annem beni asla sevmedi. Sevdiği şey başımı örtmem, hafızlığım, ibadetlerimdi. Kolum ve kanadım, dayanacağım bir duvar yok. Umarım sesim duyulur ve hayatım bir nebze kolaylaşır. Kendi yolumda cesur bir şekilde yürümek istiyorum.