6.sınıfta imam hatipe gitmemle kapandım. İstediğim bir şey değildi. Annem okula kapalı git dışarıda açılırsın demişti bana. Çok umursamamıştım çünkü okuldaki çoğu kişi kapalıydı.
O zamanlar yaşadığım şeyleri hatırlıyorum. Okulda olan bilim fuarında görevliydim. Bize tişört vermişlerdi. Onları giyinmemiz gerekiyordu. Okulda kapalı olmama rağmen orada açık olmak ve tişörtü hırkasız giyinmek istemiştim. Anneme söylediğimde eğer açık gidersen ben gelmem demişti. herkesin velisi gelicekti. Boyun eğdim.
Başka bir mesele de dedemin görüntülü arayıp kapanmazsan seni reddederim gibi söylediği şeylerdi. Henüz 7. sınıfa bile geçmemiştim. Çok korkmuştum ve üzülmüştüm. Kapanana kadar annem dedeme çekindiğimiz fotoğrafları gönderir diye fotoğraflarda bile gizleniyordum. Yaz tatili gelip çattığında dedem beni açık görmesin diye kapandım. Zor gelmemişti çünkü okulda zaten kapalıydım. Üzerinden 5 yıl geçti. 11. sınıfa geçtim. Orta okulu imam hatipte okumuştum. Lise olarak fen lisesine geçtim. 9. sınıfta pandemi dolayısıyla evdeydim. Dolayısıyla başörtü de takmıyordum. 10. sınıf geldiğinde sınıftaki 2 kapalıdan biri bendim. Gün geçtikçe başörtüsü beni daha çok boğmaya başladı. Arkadaşlarımın neden kapalısın sorusuna yapmak istediğim tek şey kafamdakini yırtıp atmak oluyordu. Yıl boyunca arkadaşlarımla aram kötüydü. Onları suçluyordum anneme karşı. Fakat suçu onlar değildi bendim, yani başörtüm. Kendimi kara koyun gibi hissediyordum. Onlardan soyutlanıyordum. Kapalı olduğum için hareketlerime dikkat etmeliydim. Saçlarını salık gördüğüm her kıza aşırı imrenerek bakıyordum. Yoksa göze batardım. Şöyle böyle 10. sınıf bittiğinde ben artık kapalı kalamayacağımı anladım. İlk başlarda anneme açılırsam ne olur diye sordum. Sanki öyle bir düşüncem yokmuş gibi. Çok üzülürüm ama en nihayetinde senin kararın dedi. Birkaç gün sonra en yakın arkadaşım açıldı. Ailesi tebrik etti resmen. Cesaret aldım, ben de anlattım. Annemle aramız çok bozuldu. Bu konuyu açtığım her an kapatıp gidiyordu. Konuşmuyorduk, konuştuğumuz zaman ben içimdeki yük kalksın diye bu konuyu açmaya çalışıyordum, kavga ediyorduk. Her gün ağlıyordum, her gün. Her şey üst üste geldi sonra. Halama söyledim açılırsan aşırı özgüvensiz olursun dedi. Anneannem beni arayıp ağladı. Hüngür hüngür ağladı açılma diye. Yıkıldım. O anki halimi anlatamam. O gün çok kötüydüm. Yatağımda yatıyor, bir uyuyordum bir ağlıyordum. Sonra teyzem aradı. Ben ağlarken o da annemi asla üzmemem gerektiğini anlattı. Ben onu üzersem telafi edemezmişim ama o beni mutlu etmek için her şeyi yaparmış.
Bundan sonra bir süre bu konuyu açmadım. Bir süre dediğim de yaklaşık 2 ay. Benim için çok zordu. Başörtüyü takarken hüngür hüngür ağlayarak takıyordum. Kimse görmüyordu tabi. Annemle aram çok iyiydi. O mutlu olsun diye ben işkence çekiyordum. İşin kötü yanı o bunu görmüyordu. Bugün ben 2 ay sonra ilk defa yanına gidip “Yarın arkadaşlarımla buluşacağım ve buluşmaya açık gideceğim.” dedim. Ne! Diye bir tepki verdi. Gerisini beklemeden odama geldim. Kafam dağılsın diye kardeşime oyun getirmesini söyledim. Onunla oyun oynarken annemi çağırdı o da oynasın diye. Annem uzaktan ablan benden uzak dursun dedi. Biliyorum zor değil gibi gözüküyor. Ama yemin ederim çok zor. Kendimi böyle bir şey istediğim için aptal ve geri zekalı hissediyorum ama başörtüyü her taktığımda da boğuluyorum. Yarın arkadaşlarımla çıkmalı mıyım yine de bilmiyorum. Çok korkuyorum.
“Saçlarını salık gördüğüm her kıza aşırı imrenerek bakıyordum” için bir yanıt
merhaba, kendini asla suçlu ve aptal gibi hissetme. sırf başkalarının mutluluğu için kendini feda etme. özgür ve mutlu olmayı hak ediyorsun. ailen mutsuzluğunu ve içindeki girdabı göremiyor. bence hayati tehliken olmayacaksa ve eğitimin riske girmeyecekse denemekten vazgeçme. şimdi değilse bile üniversiteyi kazanana kadar bekle üniversite bittikten sonra da iş bulup herkesten bağımsız ve özgür olacağın günler için çalış. kendi maddi özgürlüğün olursa kimseye muhtaç olmadan kendi kararlarını verebilirsin!