Yaklaşık on aydır başımı örtmüyorum ama bugün ilk kez babamın beni bu halimle kabul ettiğini hissettim. 17 yaşında deneyip “aşılabilir değil” diyerek vazgeçtiğim şeyi 25 yaşında başardım. İki sene önce “İstediğim hayat bu değildi ama artık geri dönemez ve bir şeyleri değiştiremez hissediyorum.” yazmıştım. Değişti. Geriye gitmek şart değilmiş, ileri de varmış. Coşkulu ve huzurluyum. İkna edilmez sandıklarım ikna oldu, belki artık karşılarında mezun ve kısmen kendi ayakları üzerinde durabilen birini gördükleri için belki de yıllar içinde isteklerimin değişmediğini gördükleri için…
Kurtuldum. Başka bir yazıda “başıma o şeyleri sarmak istemiyorum” yazmıştım. Pandeminin ilk dönemlerinde başımda bedenimin bir kısmını anlamsız biçimde kapatan o şey varken yüzümü de maskeyle kapatmak o kadar silik hissettiriyordu ki. Kimliksizleşiyordum. Bez yığınına dönüşmüş hissediyordum. Örtü benim istediğim yerlere seyahat edemeyiş, istediğim mekanlarda bulunamayış, istediğim yerde eğitim alamayış, istediğim gibi yiyip içemeyiş, istediğim kararları veremeyiş sebebimin somut haliydi. Kendim olmama karşı bir sistem vardı, hala var. Hayatıma gözle görünen etkisi de örtüydü.
Kurtuldum. Mezun oldum ve zor olsa da hayatımda ilk kez bir süre aile evinden uzak başka bir şehirde yaşadım. Ailemi ikna etmek çok zordu ama o farklı şehirde beni mesleki anlamda ciddi bir fırsat bekliyordu. Aile evinden taşındım ve bu benim için hayatımın en müthiş dönüm noktası oldu. Oradaki ilk günümde başımı açtım. Yine orada kendim olmayı deneyimledim ve beni özgürleştirecek ekonomik olanaklara da sahip oldum. Şimdi ailemin evindeyim ve babam birkaç günün ardından aramızda hiçbir sorun yokmuş gibi yeniden benimle konuşmaya başladı. 17 yaşında ilk kez başımı açmak istediğimi söylediğimde verdiği tepkiyi ve günlerce ağzıma tek lokma koyamadığımı düşündüğümde bu benim için o kadar kıymetli bir gelişme ki. KURTULDUM. Yıllarca ait hissetmediğim bir kimliğin sembolünü üzerimde taşımışken şimdi hafifledim.
İstediğim kararları vermemin önünde engeller olması beni depresif dönemler geçirmeye itmişti ama bir dönem kötü koşullar altındayken de çalışmayı bırakmamış olmadığım için çok mutluyum. çünkü bir zamanlar ders çalışmayı bırakmamış olmak benim hayatımda çok kilit bir rol oynadı. Şimdi genç kız kardeşlerime pek de haddim olmayarak bir tavsiye vermem gerekirse bu ders çalışmayı bırakmamak olur.
Bitirirken belirtmek isterim ki yazdıklarımın kimseyi incitmesini hiç istemem olgu olarak başörtüsünü sevmiyor oluşum dindar insanlara kötü hisler beslediğim anlamına gelmiyor. Yalnızca herkes istediği gibi yaşasın istiyorum. herkes. İstediği gibi. Yaşasın.