Kendimizi ne kadar büyük bir mücadelenin ortasında bulacağımıza dair bir fikrimiz yoktu

Merhabalar. Sizlere varlığımı hissetmeye çalışmanın verdiği büyük acıyla, odamın duvarları arasında çürümeye yüz tutmuş gençliğime umut olabilmeye çalışarak yazıyorum. Kafamın içinde kaç kişiyiz bilemiyorum.

İsmim Merve. Şu an on altı yaşındayım, sadece on altı. Henüz reşit değilim evet ama en azından düşünce özgürlüğümün mevcut olması bilinciyle kendimi dik tutuyorum. Ortaokulu; imam hatip okulunda, altıncı sınıfın ilk dönemi başımı örtüp tüm hayatımın yükünü üstlendiğim başörtüsüyle bitirdim.

Okul hakkında yorum yapmayacağım zira az çok hakimsinizdir. Cuma günleri zorla mescide indirilmeye çalışan erkek çocukları, sınav notlarının yüksek olmasıyla tebrik edilirken başörtüsü hediye edilen kız çocukları, İslam’a dair küçücük çocukların kafasına ne kadar sokulmaması gereken şeyler varsa hepsini konu edinen derslerin işlenmesi gibi pek çok konunun içler acısı olmasını ben ve arkadaşlarım yavaş yavaş kavrıyoruz. O zamanlar sadece okul okuduğumuzu zannederken ileride kendimizi ne kadar büyük bir mücadelenin ortasında bulacağımıza dair bir fikrimiz yoktu. Bakın, ortaokul dediğimiz öğretim kurumları, 9-13 yaş aralığında çocuklara eğitim vermekteler. Ama her köşe başında bir imam hatip okuluyla karşılaşmaktayız. Bunların küçücük çocukların psikolojisine ne kadar büyük baskı yaptığını size kelimelerle açıklayabileceğimi düşünmüyorum.

Her neyse, şu anda onuncu sınıftayım. Geçen seneyi yine bir imam hatip lisesinde bitirdim. Sene başından sonuna kadar kafamı kurcalayan onca şeyle verdiğim mücadelem hiç bana doğru dönmedi, bu dinin kafa yapıma asla uygun olmadığını anlamamla birlikte mücadelem başladı. Aylarca ailemle savaştım, ama aldığım tehditler ve psikolojik şiddet tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük. Her sabah okula, başıma örttüğüm o siyah şal ile gidiyorum. Kıyafetlerim diz altı olmak zorunda. Ailem bir tarikata bağlı.

Bu sene okulumu değiştirebildim, özel bir okulda öğrenim görmekteyim. Geçen sene edindiğim arkadaşlarım ile benim kafa yapımı bozdukları gerekçesiyle görüşmem yasaklandı. Mektubumda sadece kendimi konu almadım çünkü özellikle kız çocuklarının bugün zorla gönderilmeye çalışıldıkları bu okullara dair biraz fikriniz olsun istedim.

İlerideki anne-baba adaylarına söyleyeceğim tek şey, bırakın çocuklarınız yollarını kendileri seçsinler. Tanrının hangi topluluğun inandığı tanrı olduğunu tabii ki bilemiyorum fakat eminim ki birazcık adaleti varsa herkes kendi seçimlerinden mesul tutulacaktır.
Sağlıcakla.

(Görsel: Taryn Knight)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir