Merhabalar. 22 yaşında olan fakat asla kendini o yaşta hissetmeyen bir genç kız olarak yazıyorum buraya. Kendimi hep çok garip, tuhaf biri olarak gördüm dışardan, öyle de hissetmeme sebep oldular. Hiçbir zaman çabalarımın karşılığını tam olarak alamadım, geri zekalı mıyım diye düşündüğüm de çok olmuştur. Belki de dikkat eksikliği var sadece, kim bilir.
Ne liseye geçiş sınavında ne de üniversiteye geçiş sınavında hedefime ulaşamadım. Sonuç olarak istemediğim bir üniversite ve bölüme yerleştim. Üstelik mezuna kaldığım halde. Ailem artık gitmem gerektiğine kadar verdi, bende baskılara daha fazla dayanamıyordum zaten. Nefes alırım, alışırım diye düşündüm ama öyle olmadı. Son sınıfım şu an ama çok mutsuzum. Bu dönem devamsızlıktan kaldım zaten. İstemediğim bölümü mesleği yapmak çok saçma. Tekrar hazırlanmama asla izin vermezler ya da başka bir şey yapmama.
Geçen senenin başında 2 yıllık ilişkim bitti, terk etti beni. Aşıktım ona. Ondan ayrılınca bunalıma girdim. Ailemle zaten mutlu değilim asla, ben değilim çünkü yanlarında. Beni hayata bağlayan oydu, en çok ihtiyacım olduğu zamanda çekip gitti. İntihar ettim, o gidince onu da beceremedim. Şu an tek bir arkadaşım bile kalmadı zaten, kendime ve hayata çok yabancılaştım. Ne yapacağımı bilmiyorum, yok olmak istiyorum sadece. Yargılanmadan kendimi ifade edebileceğim kimse yok ki, o yüzden yazdım.
Ailem tutucu, devamsızlıktan kaldığımı bilseler ne tepki verirler bilmiyorum. İyi veya kötü hiçbir şey paylaşamıyorum onlarla. Ramazan’da yanlarındaysam oruç tutuyorum mesela mecburiyetten. 5 sene kapalıydım, sırf onlar öyle istiyor diye sonra açıldım. İstediğim gibi giyinemiyorum hala yanlarında, düşüncelerimi falan ifade edemiyorum özgürce. İstediğimde dışarı çıkamıyorum, telefonla evde konuşamıyorum. Dışarı binde bir çıkarım evdeyken, o da 1-2 saatliğine, yakındaki AVM’ye, tek başıma, dakika başı saate bakarak. Hiç mutlu değilim.
22 yaşındayım, halbuki benim hayatıma ben karar vermeliyim. 12 yaşında gibi muamele görüyorum. Ruhen 80 yaşında gibi hissediyorum, o ayrı da. Kendimi artık sevmiyorum, hatta nefret ediyorum. Asla böyle hayal etmedim bu yaşlarımı. Hayatı da sevmiyorum, yaşamaya değer bir hayatım da yok zaten.
Nilgün Marmara’nın dediği gibi: Hayatın neresinden dönülse kârdır.