Muhafazakar bir sülalenin içerisinde büyümüş bir kadın olarak hep sorunun bende olduğunu düşündüm. Kendimi bildim bileli yapmam gereken ibadetler vardı ve ben bunları yapmak istemiyordum. Sadece içimden gelmiyordu. Düzenli olarak yaptığım zamanlarda dahi beni rahatsız eden bir şey vardı. Regl olduğum zamana kadar ibadetlerimi düzenli yapardım. Ancak 6. sınıfın yazında regl olduğumda namaz kılmayı aksatmaya başladım. Ailemden gizli yapıyordum. Ancak nihayetinde öğrendiler. Önce biraz kızdılar ve devam etmem gerektiğini söylediler. Onlara karşı çıkmak istemedim ve namaza bir süre devam ettim, ancak 3-4 yıl içerisinde kaybolan inancımla birlikte onları da alıştırarak namazı bıraktım.
Teist olmadığımı lisenin başlarında ancak anlayabildim. Hiçbir zaman bunu açık bir şekilde dile getirmedim. Bundan ötürü de oruç tutuyormuş gibi yapmak durumunda kalıyordum. Çevremdeki birkaç arkadaşımın durumu da böyle. Bunu birkaç kez aileme anlatmaya çalışsam da başarısız oldum. Çocukluğumda aşırı yoğun bir dini eğitimden geçmiş olmanın izlerini hala üzerimde taşıyorum. Bu tür kurumlarda akran zorbalığı din üzerinden hat safhada ve kadın-erkek ayrımı için ellerinden geleni yapıyorlar. Hayatımda ilk kez bir erkeğin elini lise 3’te tutmuştum (ki romantik bir anlamda değil, oyun oynuyorduk). Kendimi o kadar kirli hissetmiştim ki. Keşke küçüklüğüme sarılabilsem. Keşke benim yerimde olan tüm kardeşlerime sarılabilsem. Yalnız değilsiniz, yalnız yürümeyeceksiniz.