Merhaba. Uzun zamandır hikayelerinizi okur, ama asla kendi hikayemi paylaşabilecek gücü bulamazdım. İmkansıza yakın bir şeydi benim için, bir nevi.
Benim hikayem 10. sınıfa giderken ailemin artık örtünme baskısı yüzünden başladı. Asla takmak istemedim, zaten güzel değildim, o örtüyü takınca daha da çirkinleşiyordum. Çok karşı çıkamadım, çünkü o zamanlar inanıyordum ve zorla kapatılıyormuş gibi görünmek istemedim. Tarihini bile hatırlayamadığım bir günde kapandım. Buna çok sevinen, beni takdir eden bir aile de görmedim karşımda. Herkesin ailesi hediyeler alırdı, ben ise yapmak zorunda olduğumu düşünürdüm. Bu kapanma sürecinin öncesinde, bugünün hep geleceğini biliyordum.
Ailem muhafazakârdı. Kuran kurslarına gitmiş, erkeklerden uzaklaştırılmış, özgüveni küçük bir kız çocuğuydum. Çevremdeki arkadaşlarımla kendi ailemi kıyaslar, o başörtüsünden çokça rahatsız olurdum. Bunu hissettiğim için suçluluk duyardım. Şimdi baktığımda, ailemin başıma örttüğü örtünün anlamının onlar için olmadığını fark ediyorum. Bu örtü sadece benim bedenim üzerindeki kararlarımı Allah’a bıraktırıldı ve suçlu o gibi gösterildi. Ailem benim giyim kuşamımın önüne engelledi aslında. Ne acı.
Küçükken bile askılı kısa şortlar giyemezdim. Giyen kuzenlerimin anneleri ise büyüdüklerinde zaten giyemeyecekleri için “Şimdi istediklerini giysin” diye giydirirdi. Hiçbir zaman giyemedim. Bundan sonra da asla giyemeyeceğim büyük ihtimal. Ailemin ne kadar muhafazakâr olduğunu söylesem de abilerime karşı durum böyle değildi. Dini eğitim almalarının yanı sıra istedikleri kurslara gitmişler, önlerine hiçbir engel konulmamıştı. Kız arkadaşları olmuş, istedikleri saatte eve girmiş, evin içinde sigara içmiş, alkol kullanılan mekâna girdiklerinde hesap vermemişlerdi kimseye. Bunları yazarken fark edince bile gözyaşlarımı tutamıyorum. Ablamla gideceğimiz yüzme kursuna bile günah denilerek gönderilmemiştim. Benim bedenim günahkârdı, ama onların düşünceleri kirlenmesin diye böyleydi. İmam Hatip’te okudum ailemin isteğiyle. Babam yine erkeklerle görüşmeme isteğimin önünü kesiyordu. Bunu açıkça söyleyemeyeceği için bu yolu tercih ediyordu. Lise sona yaklaşırken dinle aramdaki çoğu bağ koptu. İnançsız ama başımdaki örtü ve asla bu konuda çıkaramadığım sesimle baş başa kaldım. 3 yıl geçti aradan, 22 yaşına az bir süre kala, aile evinde çıkaramadığım başörtümle tutsağım.
Burada okuduğum hikayelerde herkesin çıkarabildiği o sese çok imrendim. Asla kendilerine açık açık söyleyebileceğimi düşünmüyorum. Bana karşı tutumları nasıl olacak kestiremiyorum. Dayak? Canımın daha fazla acımasını istemiyorum. Tek istediğim kendime ait huzurlu bir ev. Sürekli susturulan, kıstırılan sesimi duymak istiyorum artık. İtip kakılmamak, hayatı önemsizmiş gibi insanların önüne serilen, ilk fırsatta gözden çıkarılan kişi olmak istemiyorum. Ne kadar sevdiklerini söyleseler de, onların gözünde tek hatada yok olacak kişiyim. Ben kimim? Bunun cevabını da pek bilmiyorum artık. Ne hayallerim ne umudum kaldı. Her gün sabah kalkıp günün sonlanmasını bekleyen biriyim. Sadece yolun sonunun dört gözle gelmesini bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bana yalnız hissetirmediniz. Sevgilerimle.