Merhaba, ailem. Ben 20 yaşında bir kadın olarak yazıyorum bu satırları. Sanırım 3-4 yıldır bu platformda yazılanları okuyorum ama yazıya dökme işi şu ana kaldı. Çoğumuzda olduğu gibi benim de sorunum başörtüsü ve kısıtlayıcı bir aile. 2017’nin ilk aylarından beri, 14 yaşımdan beri başörtüsü kullanan biriyim.
Ailem, her zaman diğer akrabalarımdan çok daha dini bütün kimselerdi. Aynı evden çıkan kardeşler olmalarına rağmen sadece anne ve babamın böyle muhafazakâr olması beni her zaman kötü bir durumun içerisine soktu. Küçük bir çocuk olduğum zamanlardan beri akrabalarım anne ve babamın hacı olmasından dolayı sürekli beni boğar, “Sen ne zaman çarşafa bürünüyorsun?” gibi laflar ile şakalar yaptıklarını sanırlardı. Küçükken halamın başörtülü olmasına rağmen çok hoş giyinmesi beni de etkiliyordu. Ben de büyüyünce öyle olacağım diyordum. Zaten bizi birlikte görenler benzetirdi ve bu beni mutlu ederdi.
Gel zaman git zaman ailem 13 yaşlarında olmama rağmen giydiğim tişörte karışır oldu, giydiğim pantolondan dolayı karne gününe gitmeme engel oldu. 14 yaşında iken 2 farklı arkadaşımın aynı zamanda örtünmesi ile ben de “Zaten ailem beni seneye liseye geçtiğimde örtmek isteyecek. Şu an ben de kapanayım, arkadaşlarımla birbirimizi tamamlarız.” diye düşündüm. Bir akşam annemin şallarından denedim ve ebeveynlerim eve geldiğinde, ben kapanacağım, dedim. Babam ertesi günü beni alışverişe götürüp istediğim tunik, şal vs. gibi şeyleri satın aldı. 1 aylık bir türban sürecinden sonra 2 arkadaşım da birden açıldı ve ben ortada kalakaldım. 6 ay kadar daha idare ettim. Sonrasında liseye başladığımda yapamayacağımı anladım ve anneme hislerimden bahsettim. Bana sadece kızdı ve azarladı. “Tamam anne, babama bahsetme istemiyorum hiçbir şey.” dedim. Annem hemen babama anlatmıştı ve babam yanıma gelip daha ılımlı bir şekilde konuştu benimle ama ileride kocam izin verebilirse açılabileceğimi, yine de buna gönlü olmadığını söyledi.
Daha 1 türbanlı yılı bile tamamlamadan isteğim reddedilmişti. İleriki yıllarda giyimim hoşlarına gitmediğinde annemin baskıları ve lafları çok artıyordu ve beni boğuyordu. Babamın birkaç kez kıyafetlerimi yırttığını hatırlıyorum. Bu yıllar içinde anneme açılmak istediğimi, en başından beri istediğim değişmediğini söylüyordum ama her seferinde beni yok yere suçluyor ve anmak istemediğim cinsiyetçi bir tabiri bana karşı kullanıyordu. Babama söylemekten bile korkuyordum çünkü okula göndermezse veya eve kapatırsa diye içim içimi yiyordu.
Son 2 yıldır annemle aram daha iyi, şiddet ve hakaretle geçen zamanlar geride kaldı. bunun olmasında da onun düzelmesi değil, benim, annemi ona bir şey yapabileceğime dair korkutmam etkili oldu. Bu senenin başında, ocak ayında evde kalmadığım bir gün anneme uzunca bir metin gönderdim. Hislerimi, isteklerimi, psikolojimi anlattım uzun uzun. Sonra beni arayıp ulaşamadığında abim devreye girdi ve yine suç bendeymiş ve annemi üzmeye hakkım yokmuş gibi konuşmalar yaptı. Yine haksız olan bendim. 6 yıldır boğulan, sevdiği bir bölüm okumasına rağmen başındaki örtü yüzünden aynaya bile bakamayıp okula gidemeyen, devamlı krizler geçiren, nefes almakta zorlanan kız çocuğu yine haksızdı. Sırf bu korkunç psikoloji yüzünden sınavlarımı veremeyip bölümü geçememe tehlikesine girdim.
Şu an annemle birlikte köy evindeyim. Birkaç gündür başka insanların benim elimde bile olmayan tercihlerimi özgürce yaşayışı yüzünden kötü bir hâldeydim yine ve ne konuşuyor ne yiyordum. 2 gündür namaz kılmaya başladım. Hem kendimi iyi hissetmeye çalışmak hem de ailemin gözünü boyamak için, ibadet etmeme rağmen başörtüsü istemediğimi görmeleri için. Geçen gün evde bulunan tüfeği tamamen gördüğüm bir fotoğrafın benzerini çekmek için odama getirdim, işim bitince de odamda duvara dayadım. Sabah annem namaz kıldığımı gördüğünde tebrik etti ve odama girdiğinde tüfeği görünce odamda ne işi olduğunu sordu. Ben de “tövbe ediyorum namaz ile daha sonra kendimi vuracağım.” diye yanıtladım onu. Başta dalga geçtiğimi düşünüp sadece tüfeği alıp sakladı. Akşam neden sakladığını sorduğumda saçma sapan şeyler yaptığımı söyledi. Ben de “Neden saçma sapan olsun anne? dediğimi yapacağım. Allah’a tövbe edip kafama sıkacağım. Çünkü boğuluyorum ve beni görmüyorsunuz, herkese üzülüp neredeyse 7 senedir benim ölüşümü görmüyorsunuz.” diyerek kendimi açıkladım ona. Bana, “Sen üzülürsen ben ölürüm, açıl o zaman ben sana bir şey demiyorum.” dedi ama açılmama asıl mâni olan babamken onun bunu demesi hiçbir şeye yaramıyordu. “Babam izin vermediği sürece ne yapabilirim? Beni eve mi kapatsın, okula mı engel olsun? Ne yapabilirim ben siz izin vermiyorken?” dedim ve daha sonrasında bir şey demeden yanından ayrıldım. O gün başka bir yerde kaldım. Bu süreçte babamla konuştu mu bilmiyorum, babam şehir dışında olduğu için emin olamıyorum.
Belki bazılarınıza bu korkutucu gelebilir ama yaşadığım krizler ve içten içe ölümden sonra, yediğim dayaklar, hakaretler ve tonla kısıtlamadan sonra bana hiç korkutucu gelmiyor. Aksine bunu hak ettiklerini ve kızlarını sadece bir örtü parçası ve söz dinlemesi ile sevmemeleri gerektiğini gözlerine koymam gerektiğini düşünüyorum. Artık sokakta yürürken yanımdan geçen kızları, kadınları, mağazada iken benim gözümün kaldığı kıyafeti alabilen kişileri, gönül rahatlığı ile saçını savurup gezen insanları kıskanmak, imrenmek istemiyorum. Evet çok kez gizlice başımı açıp gezdim ama eve dönerken geri giyinebilecek, örtünebilecek yer bulacak mıyım korkusu yaşamak istemiyorum artık. 6 buçuk yıldır yaşadığım ölümden artık kurtulmak ve yeniden can bulmak istiyorum. Çocukluğumu zaten onlara vermişken gençliğime sahip olmak istiyorum. Korkutmalara devam edeceğim, isteklerimi dikkate almıyorlarsa da belki kız çocuklarını kaybetme korkusu yaşarlar ümidi ile. Allah’ım umarım bana bunu nasip eder. Bana ve benim gibi durumda olan kız kardeşlerim, size. Umarım her şey gönlümüzce ilerler ve emellerimize en yakın vakitte ulaşabiliriz. Özgürlük, huzur ve mutluluk bizleri bulsun, yaşam bizim olsun. Okuyan herkese içten teşekkürlerimi sunuyorum.