Herkese merhaba. 29 yaşındayım. Babamı 13 yaşında kaybettim. Kendisi çok dindar birisiydi, beni de ömrü yettiği kadarıyla öyle yetiştirmeye çalıştı. Büyük ablam uzun yıllar saçı açık yaşadı hayatını. Babam hayatta olsaydı 15 yaşında kapanmam konusunda ısrar eder miydi emin değilim. Lisede erkek arkadaşımla mesajlaşıyoruz diye 10. sınıfın yaz tatilinde kaburgam çatlayacak kadar dövülerek kapanmaya zorlandım.
(Sanmayın kardeşlerim cahil insanlar. Okumuş, meslek edinmiş lisede öğretmenler maalesef ve eşleri de açık. Sanırım dünyaya ve babama olan kinlerini benden çıkardılar.) O yaz okula dönünce arkadaşlarıma, çevreme niye kapandığımı nasıl açıklarım diyerek geçti. Ve çözümü babamın vasiyetiydi demekte buldum. Okul bitti, şehir değiştirdim, kendime bir hayat kurdum ama saçımı açmak hiç aklıma gelmemişti. Öyle içten bir baskı ki bu kendinizi de başkalarının düşüncelerine inandıyorsunuz.
Eşimle nişanlıyken düşündüm açılmayı ama kayınvalidem ne der falan diye bastırdım hislerimi. Sonra ara ara aklıma gelmeye başladı, daima bastırdım. Birkaç yıl önce eşime, kayınvalideme söyledim. Kayınvalidem “Kocan hayatta izin vermez.” falan dedi. Eşimle tartıştık bu konudan, “Saçmalama.” dedi durdu.
Biz benim doğduğum şehre taşındık. Bu süreçte eşim yavaş yavaş düşünce tarzını değiştirdi. Geçenlerde tekrar sordum. Soruyorum çünkü mutluyum ve aramızda sorun olmasını
istemiyorum, rızasını almak istiyorum. Konuştuk ve hislerimi anlattım, o da anlattı ve anladım ki o da daha önce sorduğumda çevre baskısı yüzünden karşı çıkmış.
“Abinlerle zaten aran bozuk, iyice açılmasın” dedi. Daha bir gün önce alışveriş merkezinde karşılaşmışız ve ben yabancı gibi yanlarından öylece geçip gitmişim. Beni umursamayan insanların bana zorladığı şeyle 14 yıl yaşamışım. Şu saatten sonra aramız mı kalmış.
Tabii bunu farketmek 14 yılıma mâl oldu. Eşim daha fazla beni kırmadı, “Sen bilirsin.” dedi. Olleydi ya. Gerçekten olleydi. ilk kez dışarı çıktım. En çok annemin tepkisinden çekiniyordum aslında. Çünkü her şeyi öğrettikleri halde bunu yapmama üzülmüştür mutlaka. Yine de gittim yanına. İnanır mısınız şimdilik neden diye bile sormadı. İlla ki soracaktır, kızacaktır. Hevesim geçsin diye bekliyordur. Bu süreçte zaten alışmış olacak.
İnanın bana belki de kafamızda büyütüyoruz gelecek tepkileri. Hoş ne derlerse desinler elbette arkamdan konuşuyorlardır. Ben insanlar tepki verecek diye gençliğimin en güzel yıllarını, içimde açan çiçekleri hep bastırdım. Daima sinirli ve mutsuzdum. Kendime günah etmişim. Zaten tamamen uymuyordum kurallarına. Makyaj da yapıyordum mesela. Saçımı açınca bir şey değişmedi. Ben değişmedim. Ahlakım değişmedi. Ama içimdeki çoğu şey yeşermeye başladı.
Zorla olan hiçbir şey güzel olmuyormuş. 14 yıl hiç kendimle mutlu olmamışım. Saçlarımın rüzgârda uçuşunu hissedince anladım. Daha da geçmeden bunu yaptığım için mutluyum. Belki son anda hayatı yakalarım. Naçizane tavsiyem zaman geçmeden o adımı atın. Kendiniz için.