Okuldan almakla evlendirilmekle tehdit ediliyorum

Herkese merhaba. Ben 19 yaşında artık çoğu duygusunu kaybetmiş, koyu bir yalnızlıkta kaybolmuş biriyim. Gaddar insanların sardığı duvarlardan göğe elini uzatmaya çalışan ama daha da dibe çekilen bir genç kızım. Artık her şey bulanık geliyor. Ümitlerim bir süre kendimi kandırmama yetti ama artık onlarda tükeniyor. Kendimi ve hayatımı anlatayım. Babam 5 vakit namaz kılan ama çocuklarına dini baskı uygulamayan biri. Annem bağnaz, yobaz, öfke ve psikolojik sorunları olan (bana göre psikolojisi bozuk), anlayışsız ve diktatör biri. Küçüklüğümden beri annem hep şiddet uygular. Daha 7 yaşındayken bile annemin kalın sopalarla dövdüğü günleri hatırlarım. Yani bir insan, 6-7 yaşında bir çocuğa kalın sopalarla vuruyorsa merhametsiz ve psikolojik sorunları olan biridir net!

Neyse liseye geçtikten sonra baskılar artmaya başladı. Saçımın sıkı bir şekilde at kuyruğu modeli yapıp öyle okula gitmem zorunluydu. Tabi ben her zaman yolda açardım tokamı ve çok sevdiğim saçlarımı savururdum. Çok hoşuma giderdi saçlarımın salık olması. Her neyse yavaş yavaş pantolonlarım elimden alındı, yerine uzun fistanlar giydirildi. Bunlar olurken hiçbir şey yapamıyor çaresizce katlanıyordum. Daha sonra 11. sınıfta bir gün annemin şiddetiyle ve daha fazla dövme tehdidiyle 17 yaşında kapandım. Lise 3 ve lise 4 kapkara bir feraceyle geçti. Tabi hayatım da tıpkı o ferace gibi kapkaraydı. Her şeyden soğumuş ve yalnızlaşmıştım. Her sabah okul yolunda sessiz sessiz ağlayarak yürürdüm. Daha sonra Üniversiteye başladım. 1. sınıf bitmek üzereyken aileme açılmak istediğimi söyledim. O gece annem kalın demir sopayla üzerime yürüdü. Babam sert tepki vermemişti ama annem manipülasyonlar, kendini yere atmalar, senin yüzünden öleceğimler yaptı. Babam uyuduktan sonra beni bir odada o demir sopayla dövdü. Tabi bağıramazdım, babam uyanırsa beni daha da mahvedeceğini söylediği için sessiz bir şekilde işkence görmüştüm, ve konu bu şekilde kapandı.

Birkaç gün sonra ikinci sınıfa başlayacağım. Maalesef ailemin yanında okuyorum. Her gün zorla namaz kılıyorum. Tabi yalandan kılıyormuş gibi yapıyorum. Böyle olmasını ben istemezdim. Bir şeyleri insanın içinden gelerek yapması, kendi isteğiyle yapması lazım ama maalesef böyle bir hak hiçbir zaman bize tanınmadı. Annemin zihniyetine göre bir kadın evlenene kadar yaptıklarından ailesi sorumludur, evlenince de kocası sorumludur. “Peki ben birey değil miyim, kendi kararlarım yok mu, ben kendimden sorumlu değil miyim?” dediğimde de annem çıldırır, zaten o birey kelimesine tahammül bile edemez. Kendimi bildim bileli vücudumda hep morluk olur. Sonra o morluklar yeşil, ve daha sonra sarı olup iyileşir. Bazen onlar iyileşmeden yeni morluklar eklenir. Bir gün hiç şiddetin olmadığı bir hayatım olması hayal gibi gelir bazen. Çoğu gece sessizce ağlıyorum.

Açılmak istediğimi söylediğim gece “Böyle çok çirkinsin en azından kapalı olduğunda güzel oluyorsun biraz. Sen kendini ne sanıyorsun şu tipine bak örtüyle en azından insana benziyorsun.” demişti annem. O geceden sonra bir şeyler paramparça oldu içimde. İnsanların yüzüne bile doğru düzgün bakamıyorum konuşurken, çünkü çok özgüvensizim. İletişim kurmada o kadar çok zorluk çekiyorum ki. Bir insan çocuğuna böyle bir hayat vermemeliydi. Küçükken hayalini kurduğum yaşlarım böyle değildi. O geceden sonra annem güzel kızım dediği zaman (ki zaten bunu hep söylemez arada bir der) içim o kadar garip oluyor ki, ondan o kadar iğreniyorum ki. İkiyüzlülüğüne bakıyorum. “Güzel falan değilim” diyorum zaten hemen. İnsanın en yakınlarının söylediği acı sözler unutulmuyor. Kalbin derinlerinde bir yere saplanıyor sanki. Öylece duruyor orda, yaşamı boyunca sızı veriyor. Şiddet zaten benim hayatımın bir parçası. Ne acı değil mi? O kadar büyük bir travma yaratmış ki ben de şiddet.

Karşımda bir insan aniden elini kaldırdığında istemsiz titriyor ve korkuyorum. Annemin yaşattıkları ve hayatımı zehire çevirdiği yıllar için üzüleceğini hiç düşünmüyorum çünkü annem her zaman en iyisini yaptığını düşünür ve hiç bir zaman hatası olduğunu kabul etmez.
Örtünme kararını kendim verebilmeyi isterdim. Ne zaman örtüneceğime kendi özgür irademle karar vermek isterdim. Dini kararlarımı kendim verebilmeyi isterdim. Lise hayatımı istediğim gibi geçirebilmek isterdim. Liseyi hayatım gibi siyah bir ferace giyip bir köşede sessizce oturarak geçirmek istemezdim…

Bugün olduğu gibi giyeceğim çorabın rengine, boyuna kadar karışılmasını istemezdim…
Şiddet olmayan bir evde olmak isterdim. Okuduğum kitapların bile didiklendiği bir evde olmak istemezdim. Birini sevmeme rağmen annem yüzünden uzak durmak zorunda olmayı istemezdim. Sevgilim oldu diye saçlarım yolunup sopayla dayak yemeyi istemezdim. Bir kadın olarak kadınları sürekli birinin sorumluğunda gören, öyle olması gerektiğini düşünen korkak bir kadının annem olmasını istemezdim. Erkek egemenliğinde büyütülüp kadınsı duygularının çoğunu kaybedip diktatör, narsist bir kadının annem olmasını istemezdim. Karşıma geçip “Baban erkek değil senin ağzını burnunu kırıp dövmüyor, sen bunun için açılmak istediğini söyleyebiliyorsun. Bir kaç yıla erkek kardeşin büyür seni ona dövdürtürüm, erkek dayağı neymiş anlarsın” diyen ataerkil bir kadının çocuğu olmayı hiç istemezdim…
Birini sevdiğimde diğer yaşıtlarım gibi anneme anlatabilmeyi isterdim. Okuldan almakla, evlendirilmekle tehdit ediliyorum. Etrafta kızlarımın okumasını çok istiyorum diye geçinen annemin evde sürekli okuldan alma tehditlerine maruz kalıyorum. Tüm bu sabrımın bir gün değeceğine olan umudum da çok az…
Aynada gördüğüm kadın çok yorgun artık…

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Buraya her zihnimin bulandığı sırada dinlediğim bir şarkı bırakıyorum. Bana yardımcı olur musunuz? Bu yolda başarılı olanlardan tavsiye alabilsem belki bu sefer başarabilirim. Lütfen bu yolda beni yalnız bırakmayın. Yorumlarınızı okuyacağım. Kendinize iyi bakın güzel çiçekler🌸 (Şarkı= l don’t wanna be alone -tiktok versiyon)

“Okuldan almakla evlendirilmekle tehdit ediliyorum” için bir yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir