Burayı ilk keşfettiğimden beri yazılmış olan yazıları ara ara okuyorum, neredeyse hepsini okudum sayılır. Her birinin belli parçalarından kendimle bağ kurmaya çalışıyorum. Buraya yazmayı düşünüyordum fakat beni yazmaya itecek bir şey yoktu, taa ki düne kadar. Benim hikayem birçoğunuzunkine benzer, birçoğunuzunkinden de farklı. Şu an 11. sınıf öğrencisiyim, 5. sınıfı bitirdiğimde ilk kez regl oldum ve 7. sınıfın ortalarında tesettüre girdim. 4.5 senedir tesettürlüyüm. Gerek babamın artık yaşın geldi demesiyle gerek ortaokulu İmam Hatip’te okuduğumdan tesettüre girmeyi ciddi şekilde düşünmeye başladım. Tabii 13 yaşındaki bir çocuk ne kadar ciddi düşünebilirse. Kendi çapımda sorgulamalar ve araştırmalar yaptıktan sonra bu kararı eninde sonunda almam gerektiğini ve ertelemenin bir işe yaramayacağı düşüncesiyle tesettüre girdim. Ailemi dindar olması sebebiyle yaz tatillerinde cemaat evlerinde, Kur’an kurslarında 1-2 hafta yatılı kalıyordum. Bu nedenle ibadetlerimi düzenli yapmaya çalışıyor ve dinin özünü kavramaya çalışıyordum o küçük aklımla.
Tesettüre girmemin ilk senesi pandemi olduğundan beni çok zorlamadı, tesettürüme alıştım ve sevdim. İşler liseye başlayınca değişti. Anadolu Lisesine gittiğimden farklı yaşam tarzlarına sahip insanlarla tanışınca sudan çıkmış balığa dönmüştüm. Çünkü ben o zamana kadar hep bizim gibi insanlarla tanışmış, konuşmuş, arkadaşlık etmiştim. Böyle farklılıklar, ortamın da etkisiyle bende sorgulamalara yol açtı. Mükemmeliyetçi yapımdan dolayı uzun süre aslında tesettürden çıkmak istediğimi kabullenemedim, fark edemedim. En sonunda kendime de itiraf etmemle birlikte lise 2’de annemlere açılmak istediğimi söyledim. Annem beyninden vurulmuşa döndü. Bana söylediği ilk şey “tesettürden çıktığın gün beni öldürmüş olursun”du. Babam ise vebalini almamak için beni bu konuda desteklemeyeceğini fakat her koşulda beni seveceğini söyledi. Annem de belli bir süre sonra aynı şeyleri ifade etti. Defalarca kez neden açılmak istediğimi, tesettürün gerekliliğini tartıştık. Lise 2 benim için oldukça zor ve karanlıktı. Dini ve tanrıyı her yönden sorguluyor, bir yandan da tamamen dinden kopup gitmekten ailemin kabusları olmaktan korkuyordum. Bir yandan ibadetlerimi yapıp namazlarımı kılmaya çalışıyor, bir yandan da sorgulamaya ve araştırmaya devam ediyordum. Felsefi açıdan bir şeyler öğrenmeye çalışıyor, ayetler okuyor ve hadisleri araştırıyordum.
Belli bir dönem terapiye başladım, geri bıraktım. Kendimden nefret ediyor, kendimi çirkin ve yetersiz hissediyor, tesettürlü halimi kabul edemiyordum. Hele hele Adana’da yaşadığımdan yazın başörtüsü ve uzun kolluyla dışarı çıkmak benim için işkence haline geliyordu. Tesettürlüyken şalımın açılacağı veya bozulacağı endişesinden arkadaşlarımla rahatça koşup oynayamıyor, en basitinden sıraya kafamı koyup uyuyamıyordum bile. Tüm arkadaşlarımı beğenen, ilgi gösteren, flörtleştikleri birileri varken ben tesettürüm sebebiyle çoğu zaman sorulara maruz kalıyor ve eleştiriliyordum.
Bu benim daha da özgüvensiz hissetmeme, beğendiğim kişilere karşı adım atamamama sebep oldu. Yoğun ağlama krizleri ve anksiyete ile geçen birkaç aydan sonra 2023’ün yaz tatilinde tekrar terapiye başlama kararı aldım. Aralık ayında ise annemin psikiyatriste götürmesi ile antidepresana da başladım. Şu an çok çok daha iyiyim, özgüvenliyim, kendimle belli bir ölçüde barıştım ve hayattan zevk alabiliyorum. Gelelim dün yaşanan olaya. Ben dün hayatımda ilk kez alkol aldım. Tek bir yudum içtim. Bu beni şu anda başladığım noktaya dönmüşüm gibi hissettiriyor. O sırada kafası yerinde olmayan ve fazla samimi olmadığım bir arkadaşım bana birden “Sen de içtin mi” diye sordu. “Evet” dedim. “Sen nasıl içebiliyorsun, içiyorsan niye kapalısın kapalıysan neden içiyorsun” diye sordu. O anda donup kaldım. Uzun süredir kat etmiş olduğum kişisel yolculuğum sanki bir anda sıfırlanmış gibiydi. “Yani benim durumum farklı” gibisinden geçiştirici bir cevap verdim arkadaşıma. “Ha yani ailen mi istedi kapanmanı” dedi. “Hayır hayır öyle değil” dedim. “Anladım. Farklısın ve bu hoşuma gitti. Seni destekliyorum.” dedi. O an kalabalığın içerisinde yere çökerek haykırmak geldi içinden, ben sonunda olduğumu sandığım yolun meğerse henüz başındaymışım.
“Sonunda olduğumu sandığım yolun meğerse henüz başındaymışım” için 5 yanıt
Yazını sonuna kadar okudum, yaşın benden küçük ama benimle aynı yaşlarda kapanmışsın. Ben de senin gibi uzun uzun sorgulamalar yaptım, bir süre ehlisünnet ailemden farklı olarak kuran müslümanlığını benimsedim en sonunda non-teist oldum. Bu yorumu kesinlikle sana akıl vermek için veya hadi ben ne yaptıysam onu yap demek için yazmıyorum çünkü ben de en az senin kadar yolun başındayım. Hala başörtülüyüm, evden dışarı adımımı attığımda diğer insanların beni bu halde görmelerinden çekindiğim için kendimi başımda kapşonlu veya bir şapka olduğuna inandırmaya çalışıyorum, son zamanlarda antidepresan kullanmaya başladığım için bu durumun biraz daha üstesinden gelmiş gibiyim ama
Ben de arkadaşlarımla alkol aldım, şanslıydım hiçbiri başörtüsü takmama takılmadılar çünkü büyükşehirde yaşıyorum ve alkol alan başörtülü bir kadına denk gelmek inanılmaz derece nadir değil. İlk aldığımda evdeydik, ikinci alışımda ilk defa dışarıda alacaktım ve yanımda başka arkadaşlarım vardı, onlara başörtümden dolayı çekindiğimi söyledim şanslıydım ki içlerinden birisi “alkollü mekanlarda kapalılar oluyor ki bir şey olmaz” diyerek destek verdi. Dediği gibi de oldu, ortama ilk girdiğimde herkes bana baktı, sipariş alan çocuk da şaşkın bir şekilde baktı ama o andan sonra masadaki arkadaşlarım dışında kimse ile göz göze dahi gelmedim. Böyle düşünmek de kendimi başörtüsü takarken aslında sadece bir aksesuar takıyormuşum gibi hissetmeme yardımcı oluyor
Senin yaşadığın durum için üzüldüm, kendimi senin yerine koyunca gerçekten kötü hissettim. Benzer durumları başörtüsü kızlar ne yazık ki yaşamaya mahkumlar çünkü başörtüsü bir aksesuardan da öte ideoloji temsil ediyor. Ben de lise yıllarımda dindar olmama rağmen lgbti’yi desteklediğim için alay konusu olurdum, yani bütün sınıf ateist değildi en az benim kadar dindar olmayıp yine de homofobik olmayan erkekler vardı ama başörtüsü taktığım için ben göze batardım. Herkes muhafazakar ailelerde yaşamadığı için düşününce onlara da hak veriyor insan ama yine de aptallık, yani başörtülü birisi genel dini stereotiplere uygun olmayan bir davranış yapınca “sen farklı mısın” diye sormak bence çok saçma. İnternet çağındayız başörtüsünü ama zorla ama isteyerek takan bir kadın dinin neyi yasaklayıp yasaklamadığını az çok biliyordur yani, bunu irdelemeye gerek yok
Skam isimli bir norveç dizisi vardı yıllar önce izlemiştim, orada Sana isimli başörtülü bir karakter norveçli arkadaşına aptal sorulardan ne kadar rahatsız olduğunu söylüyordu, arkadaşı ise ona “bıkmadan usanmadan o aptal soruları cevaplamak zorundasın ki biz doğrusunu öğrenelim” şeklinde bir cevap veriyordu. Diziyi hiçbir zaman tekrar izlemedim ama bu diyalog zihnime mıh gibi kazınmış çünkü o zaman çok etkilenmiştim. Bilmeyen birisine “Evet böyle, evet ben farklıyım, evet ben buna inanıyorum” diye açıklamak gerekebiliyor yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için, ve bu durumun ne kadar can sıkıcı olduğunun farkındayım. Veganlıktan örnek vereyim, hiçbir hayvansal ürün tüketmeyip sivrisinek veya hamam böceği gördüğünde öldüren veganlar tanıyorum, onlar da bana hep bu durum hakkında soru aldıklarından bahsediyorlardı. Her tür insan var yani, arada sırada kaçamak yapıp inek sütü içen vegan da var. İnsanlar dahil olmadıkları ya da dahil olan bir insanla hiç empati kurmamış oldukları bir grupla karşılaşınca bu tarz tepkiler veriyorlar maalesef, yaşadığımız durum da bunun bir örneği
Çok uzun yazdım, umarım herhangi bir şekilde seni incitecek bir cümle kurmamışımdır, kurduysam da gerçekten çok özür dilerim. Bu sitede benim gibi mücadele eden bir kız kardeşimi incitmek yapmak isteyeceğim en son şey olur. Hayat yolculuğunda kolaylıklar dilerim, umarım kendini en mutlu hissedeceğin yolu kendine çizersin. Sorgulamalarına her daim devam et ve güçlü kal. Eğer konuşmak istersen instagramdan da konuşabiliriz
Hayır hiçbir şekilde kırılmadım, incinmedim tam tersi bu yanıt beni çok duygulandırdı ve içime dokundu. Daha önce bu tarz şeyleri açık açık konuşabildiğim kimse olmamıştı bu sebeple ilk defa kendimi yalnız hissetmedim. Instagram adresimi vereyim hemen konuşabiliriz, uzun uzun bu konuları konuşmayı ve düşüncelerimizi, deneyimlerimizi paylaşmayı çok isterim. Instagram adresim: @aysenuuurr_g
Tekrardan selam, yorumu yazmamın üzerinden zaman geçtiği için aklımdan çıkmış, bugün yine kız kardeşlerimin mektupları arasında gezinirken aklıma geldin cevap yazmışsın ama görmemişim 🙁
Sanırım kullanıcı adını değiştirmişsin veya hesabını silmişsin oradan bulamadım, instagram da yasaklı şimdi istersen benimle twitterdan iletişime geçebilirsin ben de seninle konuşmayı çok isterim: @mavigokyuzu03
Ben de yanıtını şimdi görüyorum. Yazdığım instagram hesabını sen yorumu görmeden önce dondurmuştum o yüzden hesabı bulamamışsın. Twitter hesabım da yok şu an açmam pek mümkün değil. Ben direkt gmail adresimi yazayım oradan iletişime geçeriz. Bu yorumu ne zaman görürsün bilemiyorum ama gördüğün zaman bana mail atarsan hemen dönüş sağlarım. [email protected]
Yazını okudum yaşadıklarımız benzer ailem için olmadığım bir kişi olarak yaşadım. Şuan evliyim ve tamamen olmadığım bir kişiye dönüştüm eşim beni böyle olmazsam kabul etmez ve ben artık bu yoldan dönemem. Sürekli içim ve dışım çatışma halinde aileni bosver 1 2 gün üzülürler ama geçer olmak istediğin kişi ol öyle insanlarla takıl seni böyle kabul eden insanlarla hayatını birleştir yoksa ömür boyu hayatın cehennem olur ben şuan ölmek istiyorum mesela neden çünkü kimlik çatışması yaşamaktan bıktım bir anda yok olmak istiyorum kabul görmüyorlar beni diye şuan senin yaşlarına dönsem anneme babama olduğum kişi gibi olurdum ve bu evliliği yapmazdım ömür boyu da maske takmak zorunda kalmazdım.