Bazen toksik olan biz de olabiliriz

Lise son sınıfım, henüz anlatacak bir HİKAYEM yok. Arada buraya uğruyorum, yazılanları, yorumları falan okuyorum, belki aynı şeylerden muzdarip değiliz ama birini anladığını düşünmek, onun nasıl hissettiğini anlamak, -en azından çalışmak- beni de anlayan birilerinin olduğuna inancımı kuvvetlendiriyor.

Yazılanları bazen anlamıyorum, anlam veremiyorum, hatta bazılarını şaşkınlıkla okuyorum. Şaşkınlığım bazen onu yazan kişiye oluyor, bazen de onun yazmasına sebep olacak o şeylere. Bazen de farkında olmadan yargılayıcı bakışlar atıyorum telefonun ekranına, fark ettiğimde ise büyük utanç duyuyorum. Bugün de yine aynı şey oldu ama bu sefer ekrana değildi yargılayıcı bakışlarım, bizzat bir insanın yüzüneydi. Üstelik benden yaşça küçük birine.

Baştan alayım. Okuldan bir kız bu, bahsettiğim. Normalde başörtülüydü, bu senenin başında saçları açık geldi okula. Hiç fark etmemiştim. Her gün yüzünü görüyorum ama ona bakınca bir gariplik sezmedim. Geçen hafta arkadaşlarımla konuşurken biri onun için “Şu açılan kız var ya,” dedi, o zaman fark ettim açıldığını. İster istemez her gördüğüm yerde suratına suratına bakmaya başladım, yargılamak gibi bir gayem yoktu ama “Şu açılan kız var ya.” İşte bu cümle bende öyle bir etki bırakmıştı ki, kızda gözüken saçları dışında insanların garip gözlerle bakabileceği bir değişiklik arıyordum. Yoktu.

Sesindeki tonlama, çevresine yaklaşımı, insanlarla ilişkisi, yaptığı her şey aynıydı… Ben o kıza dik dik bakarken beni hiç fark etmedi ama ben kendimi çok iğrenç hissediyorum. Beni en iyi bilen ve anlayan kişi bensem, ben de başkalarını onların kendilerini bildiği kadar bilemem. Herkesin kendine konuştuğu bir sesi vardır, bazen şarkı mırıldandır, bazen ağız dolusu küfür ama yalnızca insanın kendisi duyar o sesi. Bazen başkalarına söylediğin ya başkalarında gördüğün kusurlar senin sesindeki fısıltılardır…

Yaşanmışlıklar, tercihler, keşkeler, iyi ki’ler ve en sancılısı olan kabullenmeler… Bu bir itiraf notu olsun, fark etmiyoruz ama bazen toksik olan biz de olabiliriz. Ne kadar geç kalmış hissetsem de, daha kendime katacak çok şeyim ve çıkaracağım çok ders var hayattan. Umarım hepimizin karşısına bizi anlayan insanlar, dostluklar çıkar. Ve yine umarım kimseyi incitmeden bazen kendimize bazen de başka insanlara kulak verebiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir