Ben iki yıldır başörtüsü takıyorum ve bu benim için yalnızca fiziksel bir görüntü değil, aynı zamanda içsel bir mücadele haline geldi. Bu kararı aslında ailemin baskısıyla değil, onların bana çocukluğumdan beri uyguladığı İslam’ın psikolojik etkisiyle aldım. 13 yaşında, ergenlik dönemimin en karmaşık zamanlarında kapandım. O yaşta, ailemin beklentilerine karşı çıkacak cesareti bulamadım. Kapanmamış olsaydım bile, liseye geçtiğimde zorla kapanacağımı sanırım biliyordum.
Geçen yıl lise sınavına girdim ve ortalama bir puan aldım. Oysa çok daha iyi anadolu liselerine gitme fırsatım varken, yine imam-hatip okuluna gönderildim. Bu durum beni derinden yaraladı; yıllar süren birikmiş hüsranın sonucuydu. Üzüntüm ve öfkemle başa çıkmakta zorlandım. Ailem, eğitiminin ve yaşamının bu şekilde şekilleneceğini düşünüyordu ama ben buna katılmadım. Ağladım ama ne yazık ki, bu durum değişmedi.
Şu an imam-hatipteyim ve her gün, istemediğim dersleri görmek zorundayım. Kur’an dersi ve Arapça gibi dersler, benim ilgi alanım değil. Açık giyinen kızları kıskanıyorum; onların özgürlüğünü, rahatça giyinip dışarıda dolaşmalarını ve kendilerini ifade edebilmelerini izlerken içimde bir şeyler kırılıyor. Kapalı olduğumda, kendimi tamamen dışlanmış hissediyorum. Dışarıdan biri başörtümü görünce “Bu Müslüman.” demesini istemiyorum. O etiketi taşımak istemiyorum, içimdeki benle bu görünüm arasında büyük bir uçurum var.
18 yaşına girdiğimde üniversiteye gideceğim ve açılmayı planlıyorum ama ailemin tepkisinden aşırı derecede korkuyorum. Her gün bu korkuyla yaşıyorum; eğer bir şey yaparlarsa, onların tepkisini düşünmek bile beni korkutuyor. Onların beklentileri benim için bir ağırlık haline geldi.
Özgür bir hayat yaşamak, gerçek anlamda kendim olabilmek istiyorum ama bunun bedelini ödemek zorunda kalacağım düşüncesi beni çaresiz bırakıyor. Özgür bir hayat yaşamak istiyorum ama bunun bedelinden korkuyorum.
Bir de çocukluğumdan beri şarkıcı olmayı hayal ediyorum. Şarkı söylemeyi ve sahnede olmayı aşırı derecede seviyorum; bu benim için bir tutku. Müzik, duygularımı ifade etmenin ve kendimi özgür hissetmenin en güzel yolu. Ancak ailem, bu durumu asla onaylamaz. Şarkıcılık kariyerime yönelmem halinde neler olabileceği konusundaki korkularım, içimde bir endişe yaratıyor. Onların olumsuz tepkileri ve hatta zarar verebileceklerini düşündüğüm anlar, beni sürekli geriyor.
Her gün, bu içsel çatışmalarla ve duygusal yüklerle başa çıkmaya çalışıyorum. Gerçekten özgür bir hayat yaşamak ve hayallerimi gerçekleştirmek istiyorum ama ailemin beklentileri ve baskıları benim için sürekli bir engel teşkil ediyor. Bu süreçte kendimi yalnız, kaybolmuş ve çaresiz hissediyorum. Bir gün, gerçekten özgür
olabileceğim ve içimdeki sesleri duyabileceğim bir yaşam umuduyla yaşıyorum.