Geçen gün kafaya koymuştum; artık anneme açılacaktım. “Ben daha fazla dayanamıyorum anne, evladına olan sevgin başındaki bir örtü parçasının varlığına bağlıysa ona artık ihtiyacım yok, çünkü bir anlam ifade etmiyor. Ben seni ve babamı çok seviyorum anne, sizi kaybetmek istemiyorum ama bu şekilde de ben mutlu değilim.”
Söyleyeceklerimi iyice kafamda toparlamıştım, peki sizce ne oldu? Annemin karşısında konuşamadım ve bir anda ağlamaya başladım. Oysaki o benim öz annemdi, beni doğurandı; bu dünyada bana herkesten yakın olan…
Aramızdaki o duvarları hissettim; toplumun normları, muhafazakar kafa yapıları, tüm bunları düşündükçe aramızdaki uçurumu iyice anımsadım. Anneannem de yanımızda, odadaydı. Beni biraz sakinleştirdiler.
Annem neden ağladığımı sürekli sorup durdu, ben de planımın başarısız olduğunu kabul edip annemi başımdan atmak için uzun süredir bunalımda olduğumu söyleyip psikoloğa gitmek istediğimi söyledim ve o da kabul etti götürmeyi. Sonra anneannem biraz sonra odama gelip “Bana her şeyi anlat, bir sıkıntın var senin, bir şey saklıyorsun.” gibisinden şeyler söyledi.
Ben de o an daha fazla dayanamayıp ona açıldım, içimden geçen her şeyi söyledim, düşündüğüm gibi hayret etmedi ya da hakarette bulunmadı. Bana “Yapma.” dedi. “Çevrenden çok tepki alırsın, dayıların seninle küser.” gibisinden şeyler de söyledi. Yine ağlamaya başladım ve “Ben bu şekilde mutlu değilim, kendimi kaybediyorum artık. Eskiden daha özgüvenli, yaşamayı seven bir kızdım. Şimdiyse hiçbir şey içimden gelmiyor, içime kapandım. Ben bu değilim, başörtüyü taşıyamıyorum. O küçük kumaş parçası bile bana ağır geliyor artık.” dedim.
Bana sarıldı. Ona “Annemlere söylersem beni reddederler mi?” diye sordum. Ne yazık ki cevabı “Evet”ti. Ama ağlamama dayanamamış olacak ki “Kızım psikoloğa gideceksin git, ona açıl, dertlerini anlat, konuş. Belki o sana yardımcı olur. Bu konuda elimden bir şey gelemiyor.” dedi. Buna bile razıydım ben. En azından düşündüğüm tepkiyi almamıştım.
Annemle ne zaman din konusunda tartışsak “Beni çok baskılıyorsun, isteyerek yapmıyorum, bıkıyorum, mutsuzum.” dediğimde “Din için yaşamıyorsan yaşama, mutsuzsan mutsuz ol.” diyordu hep. Aynı şeyi ona anlatsam alacağım tepkiyi düşünemiyorum. Şimdilik psikolog aracılığıyla bunu halletmeye çalışacağım. Belki annemle o konuşabilir, elimdeki son umut bu. Sizler de asla umudunuzu kaybetmeyin kızlarım. <3