14 yaşımda, liseye geçtiğim gün kapandım. O kadar ümitlendim ki son ana kadar, takmayacaktım o başörtüsünü. Belki vazgeçerler hevesiyle kıyafet bile almamıştım. O gün okula başım kapalı gittim, ailemin yüzünde güller açıyordu ve onlara çok bağlı olduğum için içten içe onları mutlu ettiğim için iyi hissetmiştim.
Okulun ilk günü kimse benimle arkadaş olmak istememişti, yalnız kalmıştım ve yeni bir şehirde olduğum için bir başımaydım. Aynı gün tuvalete gittiğimde aynaya bakarak öğle arası boyunca ağladım. Eve hiçbir şey olmamış gibi geldim. Sırf onlar üzülmesin diye, benim için her şeyi yaptılar, bir dediğimi ikiletmeden aldılar. Beni mutlu bi ruh haline soktular.
Arkadaş grubum oluştu vs. 10. sınıfta açılmaya karar verdiğimi itiraf ettim. Başından beri beni zorladıklarını, asla istemediğimi ve tam anlamıyla yerine getiremediğimi söyledim. Başta ciddiye almadılar, çok ağladım, çok dil döktüm.
Babam karşımda sırf bu yüzden ağladı, “Kendini ateşe atmana izin vermem.” dedi. Karşılıklı saatlerce ağladık; sonuç olarak onun birkaç saatlik ağlaması geçti ama ben hala her gece ağlıyorum… Eğer açılırsam bana kazandığım için verdikleri bütün olanakları, bütün sosyal hayatımı elimden alacaklarını söylüyorlar.
Komşumun kızına annesi açık giydiği için kızarken annem o kızı destekledi, “Bırak kızı, kendi karar versin.” dedi. Peki ben neden kendim karar veremiyorum anne? Niye mecbur bırakıldığım bir şey yapıyorum? Sizin üzülmemeniz için ben üzülüyorum. Yorumlarda yardımcı olursanız sevinirim. 🙂