Bazen cesur olmak da zor

Hepimizin hikayelerinden bir tane daha. Şu an 18 yaşındayım ve mezun senemdeyim. 10 yaşımda ortaokula başlarken kapandım. Ailemdeki herkes kapalıydı. Doğru olan da buydu sonuçta. Annem en büyük ablamı liseden sonra zorla kapatmış. Ablam o zaman istemese de şimdi “İyi ki yapmış.” diyor. Benden iki yaş büyük olan ablam da tesettür yasağının kaldırıldığı zamanlarda kendi isteğiyle ortaokula başlarken kapandı. Ben de en doğrusunun her zaman böyle olması gerektiğine inandım.

Açık olanlar cehennemlikti, herkes bir gün mutlaka kapanmalıydı diye düşünerek ortaokula başlarken kapanmak istedim. O sıralar yazdı ve ilkokul daha yeni bitmişti. Ablama, “Acaba 6. sınıfta mı kapansam?” dedim, o da “Bence de.” dedi. Anneme dedim, kızdı, ima yaptı ve kapanmam gerektiğini anladım. Zaten Kur’an kursunda da herkes bana ne kadar yakıştığını söylüyordu. En doğrusu buydu. Ortaokulda da birkaç arkadaşım kapanmıştı ve her şey normaldi. Ama en yakın arkadaşım açıktı ve o benim hem en yakın arkadaşım hem de rakibimdi.

Annem çok baskı yapardı derslerim için ilkokuldan beri. Her sabah 5’te kalkıp YKS’ye çalışan ablamla birlikte ders çalışırdım. Notlarım çok iyiydi ama rakibim beni geçince annemin gözüne çok batardı. O kadar çok zorlanıyordum ki bir sabah yine 5’te kalktığım bir gün ellerim titremeye başladı. Ve ondan sonraki her sabah böyle oldu. Aileme söylediğimde stresten ve sinirli olduğum için olduğunu söylediler. Ben de bunun normal olmadığını, doktora gitmemiz gerektiğini söyledim. Çok geç doktora gitsek de en sonunda epilepsimin olduğunu öğrendik.

Ama baskı devam ediyordu. Annem ders konusunda hep rakibim gibi olmamı istiyordu. Evet, ben de ona bazen özeniyordum; rahat giyinişine, ne giyeceğim diye dert etmemesine, pantolon tişört giyebilmesine, beden derslerinde koşmaktan çekinmemesine. Annem bunların hiçbirini bilmezdi. Kötü biri değildi annem, ona göre sadece bizim iyiliğimiz için yapıyordu bunları. Ama zaman geçtikçe onu hep suçladım kendi içimde. Onu sevmeye zorladım kendimi ama sarılmaya çalışınca bile sanki mıknatısın aynı kutuplarının birbirini itmesi gibi bir enerji hissediyordum.

Farklı bir şehirde liseyi kazanınca ve rakibimden, onlardan uzaklaştığım için mutluydum. Ama orada da beni çok yadırgadılar kapalıyım diye. Her gün sorulardan artık bıkmıştım ama her seferinde de başörtüsünü sonuna kadar savundum ve çok yoruldum. Ta ki her şeyi sorgulamaya başlayana kadar. İlk neler hissettiğimi kendimden bile sakladım. Bu konuyu zihnimde açmaktan korktum ama aklımdan da çıkmıyordu. Kendi benliğimi aramaktan korktum. Ama daha çok saklayamadım. Ailem bir şeyler olduğunu fark etti. İlk abime söyledim, o beni destekledi ama annemlere söylediğimde çok üzüldüler. “Niye?” diye sordular. Beni anlamalarını istedim ama anlamak istedikleri şekilde yorumladılar. “Heves.” dediler ama değildi. Küçük ablam, “Mezun senesindesin normal, bende de olmuştu, sonra geçti, senin de geçer.” dedi ama hâlen geçmedi.

Dışarı bile çıkmak istemiyorum. Çok korkuyorum sonuçlarından, her şeyi düşünüyorum; arkadaşlarım, akrabalarım, ailem hakkımda ne düşünür, sosyal medyayı bir daha kullanabilecek miyim… Çok yoruldum. Keşke her şey daha farklı olsaydı. Annem ve ablamlara ara ara bahsediyorum ama bana doğru olmadığını, desteklemeyeceklerini, günaha sebep olmak istemediklerini söylüyorlar. Babama söyleyemedim. Onunla aram çok iyidir, hastalığımı da en çok o düşünür ama bu konuda ne tepki vereceğini bilemiyorum. Bazen cesur olmak da zor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir