Merhabalar. Açıkçası nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum ve biraz gerginim. Aileme düşüncelerimi nasıl açabilirim diye düşünürken kendimi burada buldum. Bu sayfayı takipleyeli çok uzun zaman olmadı ama gördüğüm her gönderiyi dikkatlice okur ve yorumlarda elimden geldiğince anlayışlı sözler sarf ederdim. Her birini içten anlar ve okudukça kendimde onlardan birer parça bulurdum. Ama hiçbir zaman ailemin açılma fikrime okuduklarım kadar sert tepkiler vereceğini düşünmezdim.
Sanırım ters köşe oldum. Ortaokula geçtiğimde isteyerek kapandım. Etrafımdaki kapalı genç kızlara özendim, oysaki ben daha çocuktum. Ailem o zamanlar bunun için erken olduğunu söyleseler de onları dinlemedim. Çok da umursamadılar zaten, bu isteğim onları mutlu etmişti. Ama bilirsiniz, o yaştaki bir çocuk ne anlar baş kapatmaktan, tesettürden? Fiilen yapabilir, ki yaptım da ama bunun altında yatan anlam çok ağırdı ve bunu ben yeni yeni anlıyorum.
Tesettürün sadece baş kapatmak olmadığını anladığımda zaten iş işten geçmişti. İlk kapandığım zamanlar okulda bazı teneffüslere açık çıktığımı hatırlıyorum. Zaten regl olmadığım için bu konuda üzerimde baskı olmuyordu. Yıllar geçti. Ortaokulu bitirdim, liseyi bitirdim. Bu yıllar boyunca gerçekten kapalı mıydın diye soracak olursanız, buna da evet diyemem. Çünkü hiç bir zaman bunun bilincinde olmadım. Balkona açık çıktım veya erkek arkadaşıma saçım görünen fotoğraflar gönderdim. Bazı kapalı insanlar bunun normal olduğunu düşünse de onları yargılamamakla beraber bunun yanlış bir davranış olduğunu düşünüyorum. Her neyse.
Bir yıldan fazla süredir açılmayı düşünüyorum. İlk başlarda bunun geçici olduğunu düşündüm çünkü etrafımda böyle olan arkadaşlarım vardı. Kimseye söylemeden bekledim ama bu istek hiçbir zaman geçmedi. Yavaş yavaş arkadaşlarıma söylemeye başladım. Ailemde ise babam dışındaki herkes öğrendi. Çok fazla tepki vermediler ve nasihatleri de bitmedi tabii.
Ama ben bunu kafama koymuştum. Çünkü artık başım kapalı dışarıya çıkmak yük oluyordu. Hâlâ daha öyle. Rahat yaşamak istiyorum artık hayatımı. Şu görecek, bu görecek diye tetikte olmak istemiyorum. Olduğum gibi, en doğal halimle görünmek istiyorum. Saçlarıma bakmak, onları rüzgarda hissetmek istiyorum. Ailem gibiler tarafından dayatılan bu “Kadın ziynettir.” lafından tiksiniyorum. Kadın erkek arasındaki bu eşitsizlikten o kadar bunaldım ki neredeyse her gün annemle tartışıyorum. Kendisi de bir kadın olmasına rağmen böyle konuşması beni çok yaralıyor.
İlk açılmak istediğimde dinen bir sorunum yoktu, her zamanki gibi hissediyordum. Kendimi bildim bileli aklımda şüpheler vardı zaten ama irdelememeye çalışıyordum. Çünkü bize bu öğretilmişti. Sorgulamadan inandık, iman ettik. Ama zaman geçtikçe “Neden?” diye sordum kendime. Neden sorgulamadan inanıyoruz? bir inanca sahip olacaksam onun her ayrıntısına içimin sinmesi gerekirdi bana göre.
Çok fazla sorguladım. Şu an olduğum kişi ilk açılmak istediğim zamankinden o kadar farklı ki. Kendime dinsizim demek zor geliyor. Anlarsınız, böyle bir aileye, böyle bir topluma doğmuş, büyümüş bir insan olarak zor geliyor bazı şeyler. Çünkü içimize içimize işlemişler. Son zamanlarda düşüncelerim yüzünden başörtüye daha da tahammülsüz bir duruma geldim.
Babamla konuşmayı düşündüm. İlk başlarda “Ne olacak ki, saygı duyar.” diyordum çünkü babam her ne kadar dinine düşkün birisi olsa da yobaz birisi değildi. Veya öyleydi, ben fark etmemiştim. Ama zaman yaklaştıkça geriliyordum ve erteliyordum. Babam kılık kıyafetimize çok karışan birisi. Dışarı çıkarken dış kıyafet almamı söyler sürekli. Trençkot veya o tarz uzun bir şey.
Ben duymaya çok alıştığım için çoğu zaman umursamam ve kafama göre giyinirdim ama geçenlerde dayanamadım ve cevap verdim. Çünkü o kadar bunaldım ki sırf dışarıdaki o pis zihniyetli insanların sahip çıkamadıkları pis nefisleri yüzünden başımı kapatıp çıkmaktan. Sanki saçımdan tahrik olacaklarmış gibi.
Biz cinsel bir obje değiliz, biz insanız. Her neyse. O gün babamla ufak bi tartışma yaşadık. O günden sonra aramız limoniydi, ta ki düne kadar. Başka bir sebepten babamla tartışmaya başladık ve konu fazla büyüdü. Hazır tartışıyorken her şeyi kattık işin içine.
Babam gerçekten çok fazla öfkelendi ve “Ne yapmak istiyorsun sen, açılmak mı, böyle mi gezmek istiyorsun dışarıda?” dedi. O an o kadar kötüydüm ki ve gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Kopsun dedim kıyamet, olacak olan olsun. “Evet düşündüm.” dedim. “Açılmayı düşünüyorum uzun zamandır ama belki geçicidir diye sana söylemedim.” dedim.
Açıkçası babamdan bu tepkiyi beklemiyordum. Gözü dönmüş gibi davranıyordu. Kendisi çok kıskanç bir adammış, dışarıda birisi bana yan gözle bakarsa neler olurmuş. Bir de yaptığı marifetmiş gibi ne diyor biliyor musunuz? “Ben ilk evlendiğimiz zaman anneni balkona bile çıkartmıyordum.” Bunu biliyordum ama bu davranışını hâlâ savunduğunu bilmiyordum.
Bunu duyunca bende hatlar koptu. İçimden dedim ki, kime neyi anlatıyorum ben ya? Ama o konuşmaya devam etti. İğrenç bir geceydi. Kızını çok kıskanırmış ve kızının tek bir saç teli gözükürse ölürmüş. Bu cümlelerden sonra hiçbir şey demedim. “Kalkabilir miyim?” dedim, kalktım ve odama gittim. İşin kötü yanı ne biliyor musunuz? Babam kalp hastası ve sinirlenmemesi gerekiyor. Ve ben onu hep strese sokuyorum. Ama ben sadece kendim olmaya çalışıyorum.