Baskılar, baskılar, baskılar!
Merhabalar, ben şu an 20 yaşında hala üniversite kazanmaya çalışan bir öğrenciyim, kapalıyım ve hikayem hala devam ediyor.
İlk önce belirtmem gerek; kendi isteğimle kapandım diyebilirim. Bana zaten küçüklükten beri regl dönemim başladığında kapanmam gerektiği ara ara söyleniyordu ve regl olduğumda ise tahmin ettiğiniz gibi kapanmam gerektiği söylendi. Karşı çıkmadım ama istediğim de söylenemezdi.
Ailem muhafazakardır ama geleneksel değil, gerçekten bazı şeyleri bilen muhafazakarlardandır. Annem baskıcı değildir fakat babam o kadar şey bilmesine rağmen baskıcıdır, kendi karakteristik özelliği.
Bana gelirse, ben kapanmaktan memnun muyum bilmiyorum artık, dinle ilgili bir sıkıntım yok, hiçbir zaman çok dindar olmadım zaten. Hala Müslümanım, bundan da memnunum. Kapanmak sadece bir görev herkesten yapılmasının istendiği, fakat yapılıp yapılmamasının bizim irademize bırakıldığı. Benim sorunum projenin de konusu olan baskılar; bitmek bilmeyen ailesel, toplumsal baskılar.
Açılmak mı istiyorum, onu da bilmiyorum. Ben sadece rahat olmak, özgür olmak, kendim olmak istiyorum. Başörtüsünün beni engellediğini düşünmüyorum fakat toplumdaki sözde İslam algısının (Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğu kanısına da karşıyım, Türkiye şamanizm ile karışmış geleneksel bozulmuş bir dine inanıp İslamiyet diyor bence) bana uyguladığı baskıların beni engellediğini düşünüyorum. Örneğin kapalıysa AKP’lidir, kapalıysa kültürsüzdür, kapalılar çomardır veya açılanlar cehennemliktir gibi…
Bu baskılar beni o kadar bunalttı ki, doğru olduğuna inandığım dinimi bile gönlümce yaşayamamak… Beni artık kendi inandığım şeylerden bile uzaklaştırdı ve ben artık bu kadar baskıyla nasıl yaşarım bilemiyorum, kendimi böyle olduğum gibi sevmeme rağmen açılmak istiyorum, bir yandan da inandığım şeyden vazgeçemiyorum. Ama artık o kadar yoruldum ki toplumdan, evden çıkasım gelmiyor artık. Kimse olamıyorum; beni ne din ne de başka bir şey bu hale getirdi. Beni paramparça eden insanların kendi algılarıyla oluşturdukları saçma sapan baskıları; toplumun açılmam için yaptığı baskı, ailemin daha doğrusu babamın kapalı kalmam için yaptığı baskı, çok yoruldum…
İleride ne yaparım bilmiyorum, hikayem nasıl sonlanır bilmiyorum ama söylemek istediğim birkaç şey var bu yazıyı okuyan herkese; kapalı, açık her kimsen artık. Kimseniz o olun, baştan kararınızı doğru verin, ailelerinizin doğrularını sorgulayın, unutmayın ister inançlı ister inançsız olun; yine cennete girecek olana karar verecek olan sadece Allah’tır, Tanrıdır. Siz sadece iyi bir insan olun, gerisi hikaye.
Yazımı okuduğunuz için teşekkürler. Mutlu kalın.
Not: Uzattım kusura bakmayın, biraz içimi dökmek istedim sanırım.
(Görsel: Kathrin Honesta)
“Ben sadece rahat olmak, özgür olmak, kendim olmak istiyorum.” için 8 yanıt
Merhaba canım. Umarım bu yorumu görürsün. Kapanıp sonra açılmış bir kadın olarak yazıyorum bunu. Yazdıklarından anladığım kadarıyla senin problemin başörtülü olmakla değil senin sorunun toplumun her şeye karışması. Bu başını açman ile çözülecek bir problem değil bu sefer de açıklığına karışacaklar. Eğer kendini başörtünle mutlu hissediyorsan sırf insanların her şeye karışması yüzünden açılmamanı tavsiye ederim ben. Her şeyin en mutlu olacağın şekilde gelişmesini dilerim.
sevgili kardeşim. belli ki sende kocaman bir değişim var. kafan öylesine karışık ki. bol bol okumanı tavsiye ediyorum. ve haklısın. tr deki gerçek anlamdaki islam değil. türk kültürü ile yumuşatılmış arap adetlerinden başka birşey değil islam. islam öncesi kadın hükümdarlara bak. bir de osmanlıda kadının ne halde olduğuna. bir harem dolusu kadın sadece padişahın cinsel emirlerini bekliyordu. kadın bu mu olmalıydı? islam türkün ilerlemesine vesile olmadı. asıp kesen osmanlı kılıç zoruyla büyüdü ve islam kafası son 300 yılında büyümesine artık mani olduğu için güne ve caga ayak uyduramadığı için aydınlanamadığı için çöktü ve yok oldu.
kimsenin senin hakkında ne dediğini umursama. açık ya da kapalı ol kendin ol. ama bence açık ol. yıllarını gençliğini çocukluğunu bu din yüzünden yaşayamayan ve aydınlanması çok uzun süren bir ablan olarak diyorum ki sen sen ol ve o eşarbı cek başından at artık. saçlarında dolaşan rüzgarın elleri seni okşarken nasıl da mutlu bir kedi olacaksın.. :))
Kız çocuklarını regl ile kapatmak ne kadar utanç verici. Bütün mahalle okul aile bu kız artık regl oldu demekki mi diyor arasında. Bu muhafazakarlık bakışı ile ne kadar tezat bir afişe etme durumu. Bizim kızımız artık kadın oldu herkes duysun komşular. Feminist bir bakış değil biliyorum ama bu seviyede feminizm zaten çok lüks
Keşke konuşabilsek .. çok yoruldum
Herkes kendi penceresinden bakıyor…
Müslüman olmak zor, yaşamak daha zor, Müslüman olarak ölmek çok daha zor. Cennete gitmek hem çok kolay, hem de çok zor. Siz kolayı seçip dünyalık yaşayabilirsiniz. Allahın emirleri yerine bazı insancıkların dediği gibi yaşayıp, sonra Allahın huzuruna çıktığınızda burada yazdığınız gibi konuşabilecek misiniz?
Hep nefsinizin (egonuzun) emirlerine uymaya çalışıyorsunuz. Madem Müslümanım diyorsunuz, o zaman Allah ne emrediyorsa onu yapacaksınız. Bunun başka tartışması yok. Ha! Müslüman değilseniz, nasıl istiyorsanız öyle yaşayabilirsiniz, kime ne… Sahi, neyi tartışıyorsunuz? Niye tartışıyorsunuz? Akıl var, rehber var, yol var, yollar var. Buyurun istediğinize gidin. Cennet var, cehennem var. Hem de ebediyen yaşanılıyor. Öyle dünyadaki gibi kısa bir süre değil…
Seninle tam olarak aynı durumdayım. 4 senedir kapaliyim ve bir süredir bu baskıdan yorulduğunu hissettim.etiketlenmekten çok sıkıldığımı hissediyorum. Bazen kendimi alamıyorum açık hayaller kurmaktan. Ama acilirsam pişman olmaktan korkuyorum. Çok zor bir durum keşke başından kapanmasaydim
Ben on altı yaşımda kendi isteğimle aniden denecek bir kararla kapandım. 22 yaşımdayım şu an da ben de artık rahat ve özgür hissedemiyorum. Aslında burda birçok arkadaşımız kapanması için ailesinden baskı gördüğünden bahsediyor ya bu gerçek bir yana bir yanda da isteyerek başörtüsü takan kadınların da üzerinde çağın egemen düşüncelerinin baskısı var, bunun böyle olsun ya da olmasın, “gerici” olarak görülmesi şeklinde tezahür eden. Ne yazıkki kadınlar olarak kimimiz istemediği giysiler giymeye, kimimiz de istediği giysiler içinde dahi istediği kişi olamamaya mecbur bırakılıyor. Ben de senin gibi kalıplardan çok bunaldım artık. Aslında giydiklerimle pek de bir problemim olduğunu söyleyemem bile belki ama mesela dans etmek istiyorum, kursa gitmek vs ama bunu yapacak gücü bulamıyorum neden çünkü biliyorum ki muhafazakarlar bunu zaten eleştirecek de, aynı zamanda kendini seküler ilan eden kesim de bunu alay konusu olarak görüp kendilerine meze yapacaklar bu durumun da nesnesi olmak istemiyorum. Bu şekilde her “ iki cephe “den de saldırılara açık şekilde yaşamak benim için gerçekten yorucu olmaya başladı. Başörtüsü takan kadınların sanki peygambermişçelerine full time dinin temsilcisi olmalarını beklemek biraz fazla değil mi? Bilmiyorum ben artık geçerken yoruldum bu toplumdan.
İnşallah bu dünyada hayalini kurduğumuz şeyleri , öteki dünyada yaşarız .. içinde başka dışında başka yaşamaktan yorulanlar olarak ..