Annem ‘Eğer üzerinde azıcık hakkım varsa başını ört’ dedi.

Nereden başlayacağımı tam bilemesem de bir yerden başlayacağım. Ben 17 yaşındayım ve 6 yıldır başörtülü bir kızım. Annem ve ailesi aşırı dindarlar. Annem, benim -imanlı- bir kız olmam için her şeyi yaptı. Anaokulu yerine Kuran Kursuna gittim. Annem hemen hemen her gün tarikatın sohbetlerine gider, her yaz beni tarikatının kursuna gönderirdi. Arada aç kalır, tüm gün kitaplarını okumaya zorlanırdım. 5. sınıfta İmam Hatip’e gittiğim için oraya giden çoğu kız gibi kapanmak istemiş ve kapanmıştım. Durumumdan memnundum. İmam Hatip Lisesine geçince şehir dışında yurtta kalmaya başladım. Orada birkaç farklı düşünce sahibi görünce rahatlamıştım çünkü aslında ben içten içe dinimden, görünüşümden ve kişiliğimden nefret ediyordum. Ama bunu sürekli bastırıyordum, ne zaman aklıma bir soru takılsa kafamdan bir şeyler uyduruyor, bir hikmeti vardır deyip geçiştiriyordum. Bir süre sonra annemin istemeyeceği günahlar işlemeye başladım. Başörtümün arkasını şişiriyor, kaşlarımı alıyordum. Bu herkese normal geliyordu ancak bunu yaparken korkuyor, vicdan azabı çekiyordum. Annem bunları fark etmişti ve bana çok kızmıştı. İçimi dinlemeye başladığımdan beri dinden her gün biraz daha soğuyordum. Dini sorular o kadar çok kafamı karıştırmaya başlamıştı ki sorularımın cevaplarını araştırdığımda saçma bir cevapla geçiştiriliyordum. Agnostisizmi araştırmaya başlamıştım.

Beni dinde tutan tek bir şey vardı: Korku. Bir süre sonra da başörtüsü takmayanlara özenmeye başlamıştım. O kadar rahattılar ki. Ben her gün baş ağrısı çekiyordum, onlarsa rüzgârda saçlarını savuruyorlardı. Artık her gün bu konuyu düşünüyor, üzülüyordum. Bunu çok korkarak da olsa anneme söyledim. Annem beni pek ciddiye almadı. ‘Ergenlik dönemindesin biraz sabret hevesin geçer’ dedi. Ama ben her gün biraz daha kafama takıyor, sinirleniyordum. Rahat insanlara o kadar çok imreniyordum ki bu nefrete dönüşüyordu. 1 yılı böyle geçirince yaz tatilinde bir şeyler yapmaya karar verdim. Artık özgür olmak istiyordum ve dayanamıyordum. Bütün cesaretimi topladım ve deli gibi korksam da bir sabah dışarı çıktım. Rüzgârın boynumu okşaması o kadar güzeldi ki. Beni dışarı çıkarken sadece ablam görmüştü ve anneme söylemişti. Annem beni çağırmıştı ve eğer böyle bir şey yaparsam hakkını helal etmeyeceğini, insanların neler diyebileceğini söyledi. İnsanlar umurumda değildi yalnızca özgür olmak istiyordum.

Bir zaman sonra yine dışarı çıkacağımı söyledim. Annem çılgına döndü, her şeyi yere fırlattı. Ben, böyle bir tepkiyle karşılaşacağımı hiç beklememiştim. Annem gidip babama bağırmaya başladı,’Senin kızın başı açık dışarı çıkıyor’ diye. Babam (babamın psikolojik sorunları var) başta, ‘İstemiyorsa zorla mı kapatacaksın’ derken annemin dediği birkaç şey yüzünden, ‘Eğer dışarı çıkarsan kemiklerini kırarım’ diye bağırdı. Ben böyle tepkilere dayanamayıp sinir krizi geçirdim. 1 yıldır hayalini kurduğum özgürlüğün bana ne kadar uzak olduğunu anlamıştım. Başta pes etsem de pes etmeyecektim. Okulların açılmasına 1 gün kala yine yaptım, annemin başta gözleri doldu ağladı, ‘Eğer üzerinde azıcık hakkım varsa başını ört’ dedi. Ben de anneme acımıştım. Ondan bir süre nefret etsem bile acımıştım. Bir başörtüsü aldım ve yurda gittik. Yol boyunca annem beni okutmamaları gerektiğini, hep gözlerinin önünde olmam gerektiğini söyledi. Hiç kimse benim yanımda değildi. Babam beni okulumdan alacağını söyledi. Yol boyuna ağladım. Okula vardığımızda birileri, ‘Yurtlarında ateist bir kız var ondan etkilenmiştir’ demiş. Ailem de benden telefonumu aldı ve hiç vermeyeceklerini söyledi. Her şeyden ümidimi kesmiştim artık. Ancak oradaki müdür yardımcısı ailemi ikna etmişti. Annem bana, ‘Eve gelirken başını ört, okulda örtmeyebilirsin yalnızca bir yıllığına’ dedi. Mutluluktan defalarca ağlamıştım o gün. Artık özgürdüm ve insanların ne düşündüğü umrumda değildi. Her seferinde eve geldiğimde annemin, ablamın ‘Artık kapan’ demeleri ne kadar beni sıksa da en azından okulda özgürüm ve orada çok mutluyum. Seneye de elimden geleni yapacağıma ve tam anlamıyla özgür olacağıma inanıyorum.

(Görsel: Emile Nolde)

“Annem ‘Eğer üzerinde azıcık hakkım varsa başını ört’ dedi.” için bir yanıt

  1. Düşünce, cesaret ve eylem. Size sizin adınıza teşekkür ediyor ve bu dinin ne nane olduğunu daha çok anlamak için GİGTV kanalına davet ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir