Annem ve babam, buraya bir mektup bırakıyorum.

Annem ve babam,

Buraya bir mektup bırakıyorum, belki yolunuz düşer okursunuz. Belki benim yazdığımı anlar, belki anlamazsınız. En baştan anlatmak istiyorum sizlere derdimi. Çünkü karşınıza geçsem daha cümlem bitmeden bana sesinizi yükseltecek ve laflarımı bana yutturacaksınız, biliyorum. Üzgünüm, verdiğim karardan dönmek istiyorum. Üzgünüm, kendimi kendim gibi hissetmiyorum. Bilmem farkında mısınız başörtümü yaptıktan sonra aynaya hiç bakmıyorum. Giysilerime özen göstermiyor ve evden dışarı çıkmak bile istemiyorum. Bu şekilde ben hem kendim olamıyorum hem de mutlu olamıyorum. Suçum neyse cezam neyse hepsi benim olsun. Tek bir söz etmeyin, rica ediyorum. Anneciğim karşı komşu sana beni soracak. Açılmış senin kız hayırdır, diyecek. Belki kulağına arkamdan konuşulanlar gelecek. Sen de benim kızım başörtüsünü çıkardı diye utanıp yerin dibine gireceksin. Ama girme. Dur, bir bak şöyle hayata. Sana bana… Başörtülü olmanın beni ne kadar yorduğunu, istemediğim bir şekilde olmanın beni ne denli üzdüğünü bir gör. Kendimi artık sevmediğimi, aynalarda kendimi görmek istemediğimi ve bu kararımı size açıklamaktan çekindiğim için bir çıkmaza girdiğimi ve her gece bir sonraki sabaha uyanmamayı dileyerek uyuduğumu gör. Babacığım sen de, kimse ile bir tutma beni lütfen. Bir karar verdim ve artık vazgeçtim. Size kendimi biraz olsun kararlı ve yetişkin göstermek için başörtüsü takmaya devam etmek istemiyorum. İki gün olur gözler alışır, biliyorsunuz. Oysa ben kaç yıldır bu örtüye alışamadım, bırakın özüme rahatça döneyim. Olmuyor işte yapamıyorum, ne olması gerektiği gibiyim, ne de böyle olmak istiyorum. Ruhum bir çıkmazda artık, sıkışıp kaldım burada, ait hissetmediğim bir bedene hapsoldum ben. Bahanem yok yalanım yok. Ben saçlarımı özledim. Makyaj yapmayı, yaptığımda “Sen nasıl kapalısın?” sorusunu duymamayı özledim. Eski giyim tarzımı, kendimi özledim. Çirkinim, ne yapsam olmuyor bunu bilin. Lütfen beni anlayın, bir an olsun anlayışla bakın. Kolay değil biliyorum fakat ne hissettiğimi de biliyorum. Mutsuzum anne, mutsuzum baba. Üzgünüm, yapamadım. Yine bir hata yaptım üzgünüm.

**Yazıyla beraber paylaştığımız görselin kime ait olduğunu bulamadık. Biliyorsanız kaynağıyla beraber yorum bırakabilirsiniz.

“Annem ve babam, buraya bir mektup bırakıyorum.” için 4 yanıt

  1. İçimi acıtan bir mektup oldu. İnsanların kendi hissettiği gibi yaşayamaması çok kötü. Hakkı olmayan konularda konuşmanın mantığı yok. İster eşcinsel olur ister dinsiz olur ister dindar olur. Fark etmez. Yeter ki başkasına dayatmasın ve başkasının özgürlüğünü kısıtlamasın. Elinizden geleni yapın ve özgür olur. Size bir erkek olarak bildiğiniz yalvarıyorum. Ne olur özgür olun, kendiniz olun.

  2. Deist Eleman seni gerçekten kutlarim.Butun hikayeleri okudum cogu hikayenin altinda senin cesaret verici yorumlarini gordum.Bir erkek olarak adil davraniyorsun.Ben nefes aldigim her an bir kiz/kadin olmanin ezikligini yasayan hayattan usanmis bir bireyim.Hic bir zaman kendimi ozgur hissetmedim.Hic bir zaman istedigim gibi giyinemedim,makyaj yapamadim,istedigim yere gidemedim vs.Sizin gibi insanlari gorunce yanliz olmadigimi anliyorum ve cesaretleniyorum.

    • Beni duygulandırdınız. Siz ne başımızın tacısınız ne de ayaklarımızın altındasınız. Siz doğrudan doğruya yanımızdasınız. Biz de sizin yanınızdayız. Ne bir adım önünüzde ne de gerinizde. Söylediğim her sözde samimiyim, inanın. Çünkü ben bir annenin ve babanın çocuğuyum. Annemi inkar edebilir miyim? Kadını yok sayabilir miyim? Asla. Lütfen elinizden geleni yapıp istediğiniz gibi yaşayın. İstediğiniz eteği giyin, istediğiniz renge boyatın saçınızı. Lütfen. Özgür olun. Bizden kurtulup özgür olun. Siz bizim işlerimizi yapmak için var olmadınız. Siz siz olmak için varsınız. Unutmayın sakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir